Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Ekim 2019

Kürt ve Türk aydınları-6

Barış Pınarı harekâtı bağlamında ABD Başkanı Trump kendisine yöneltilen “Kürtlerin güvenliğini sağlayabilecek misiniz?” sorusuna aynen şöyle küstahça cevap verir:

Deneyeceğiz, Kürtlere baktığımızda onlar Türkiye’nin doğal düşmanı… bir tarihçi onların yüzyıllardır savaştıklarını söyledi. Ama Türkiye’ye dedim ki eğer bizim insancıl olarak değerlendirdiklerimizin dışına çıkarlarsa… aşırı zarar görmüş bir ekonominin gazabına uğrarlar”

Şimdi tarih bilinci ve vicdanı olan her Türk ve Kürt’e soruyorum: İçerisine düşmüş olduğumuz bu ahval neticesinde bir Türk dünyaya bedel olsa ne çıkar, bir Kürt olsa ne çıkar?...Keza yine “ne mutlu” diyen Türk olsa ne fark eder, Kürt olsa ne fark eder?

Adam binlerce tır dolusu silah verecek, Türkiye’yi tehdit edecek, Türkiye harekâta başlayınca aradan çekilecek, sonrada Kürtlerin güvenliğini kendisine dert edinmiş pozisyona bürünecek.

Türkiye’nin meşru hareketinin terör örgütüne değil, Kürtlerin aleyhine yapıldığını söyleyerek iki Müslüman toplum arasında kan davası çıkaracak... Sonrada hakem pozlarında tekrar gelip coğrafyaya çöreklenecek.

***

Kâfirlerin istemiş olduğu düşmanlığın tohumları böylece atılacak. Biz birbirimizle savaşacağız onlarsa bir yandan silah satıp bir yandan da bize çağdaşlık ve ilerleme hakkında nutuklar atacaklar. Demokrasi, laiklik, insan hakları ve özgürlükler satarak geçimlerini sağlayacaklar… Gelecek yüzyıllarını yine garanti edecekler.

Yok kardeşim! Yalanlarınıza karnımız tok.

Bunların, sözde Kürt dostu dünün Binbaşı Noel’inden, casus Lawrence’den, İslam coğrafyasını çizdiği sınırlarla parçalayan İngiliz kadın Gertrude Bell’den hiçbir farkı yok.

İşte bu bağlamda Türk ve Kürt aydınlarına çok iş düşüyor. Zira müşterek önderimiz bizlere “bir mü’min aynı delikten iki kez sokulmaz” buyuruyor.

Aynı Allah’a, aynı kitaba, aynı dine, iman eden; Anadolu’nun dünya siyasetini belirlemedeki tarihi önemine müdrik olan; tek çarenin Batı mahreçli ideolojilerin dumura uğrattığı beynimizi esaretten kurtarmak olduğunun bilincinde olan her Kürt ve Türk aydını el ele vererek artık bu gidişata bir dur demelidir.

Türkler ve Kürtler bu coğrafyanın kadimden beri sahibidirler. Yüzyıllardır aynı amaç ile kalpleri çarpmıştır. Onların ne Batının dünya görüşüne, ne himmetine, ne dostluğuna ihtiyacı vardır.

Onlar bizim hayrımızı düşünmüyor, bizi bölüp parçalayıp çıkarlarının teminat altına alınmasının peşinde koşuyorlar.

Asırlar boyunca bizi bir arada yaşatan iksir ne ise yine ona sarılmaktan başka bir çaremiz yok.

***

Evet, birileri kabul etmese de Anadolu’da yaşayan insanların çimentosu İslam’dır. İslam’ın bizlere sağladığı dünya görüşünden uzaklaştıkça hep zarara uğradık. Dün Binbaşı Noel’in çabalarını başarısız kılan sebep Kürtlerin İslam’a ve İslam’ın kurumlarına olan bağlılığı idi…

Başarıya ulaştık ve Cumhuriyeti birlikte kurduk. Ama sonra ne birbirimizin ne de bizi biz yapan müşterek değerlerimizin kıymetini bildik. Tahkim amacıyla yola çıktık ama tahakkümü inşa ettik. Batıdan devşirilen akıl ile özgün temellerimizi reddettik. Kürtleri Türkleştirmek, Türkleri de laikleştirmek hülyası ile ulus inşa edelim derken İslam coğrafyasını üleşilmeye hazır hale getirdik. Bu neticeden bütün Müslüman toplumlar sorumlu; tamamen masum olmasa da en az kusurlu olanları ise Kürtlerdi.

Lakin günümüzde diğerlerinin aksine Kürtler daha fazla seküler yapılanmalara imkân tanıyor. Batı ile daha gönüllü işbirliğine teşne oluşumları bünyesinden çıkarıyor. Daha din-dışı cereyanlara kulak kabartıyor. Daha şedit tavırlarla cahiliyeye destek oluyor.

Aynı deliği bir daha tecrübe etmenin anlamı yok!

Tarihine ve kültürüne bağlı Türk ve Kürt aydınları, el ele verip bu yarayı sarmak zorundalar. Ayrı ayrı değil, bir araya gelip, aynı çatı altında birlikte İslam kardeşliğine insanları davet etmek mecburiyetindeler. Zira bu gidiş gidiş değil. Bir araya gelmezsek, Allah’ın emrini bırakır ulusçu-batıcı-seküler hezeyanların peşinden gidersek, biz birbirimizi kırarken birileri sevinçten avuçlarını ovuşturacak.

Eğer birbirimize kenetlenirsek hep birlikte Anadolu’yu dünyanın bir başka merkezi yaparken, Batıyı merkezlerden bir merkez haline getirmiş olacağız.

Dahası bu tavrımızla Allah’ın nusretini üzerimize celbetmiş olacağız.

Karar bizlerin…