Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.30
Gram Altın
2912.36
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Nisan 2015

'Kürt sorunu'var mıyok mu?

Kürt/lük sorundu,

Çünkü Kürt olmak diye bir etnik aidiyet olamazdı, kimlik sorundu.

Herkes Türk idi ve herkes Türkçe konuşmalıydı. Herkes "Türk gibi"giyinmeli. Ayrıca mahallede, kahvehanelerde, pazarda, parkta, düğünlerde Türkçe çağırmalı, söyleşmeli, eğlenmeliydi, kültür sorundu.

Derken Kürtlerin varlığı kabul edildi. Birilerinin kafasına taşmı düştüne "Kürt var, ancak..." dendi.

Çünkü varlığıda bir şartla kabul edilebilirdi Kürd'ün.

Kürt olsa olsa kuyruklu olacaktı. Söz konusu topluluk kuyruklu ise Kürt'tü. Yani artık Kürt vardı, ama bu kez de Kürt "kuyruğuyla!"sorun(l/uy)du.

Aradan onlarca yıl geçti,

Sorun, Kürt sorun(u) olarak var olmaya devam ediyordu! Çünkü Kürt varsa dili de olmalıydı ve Kürtler maazallah bu dile bir de Kürtçe diyebilirlerdi. Ne de olsa "şeytani ilme sahip ırkçı bir bilim adamı" bilimsel olarak! Kürtlerin Şeytanla akrabalıklarını keşfetmişti!

Sonra yeni bir aşamaya geçildi, ama burada da karşılaştığımız Kürt Sorun(uy)du!

Arşimet vari bir çare bulunmuştu! Kürt var, ama Türk'lerin bir koluydu, Kürtçe diye bir dil de var ve Türkçenin bir alt lehçesiydi, tıpkı Laz'ca!, Çerkezce gibi!

Anlayacağınız Kürtler bu ülkede hep sorundu ve bilmediğimiz sebeplerden dolayı Kürt Sorunu gibi aşılamaz! bir sorunu kucağımıza bırakmıştı bu Sorun Kürtler!

Kürt, kimlik sahibi olmak, yani tanınmak, Kürt olarak kabul görmek istiyordu, sorundu ve Kürt Sorun(uy)du bu.

Dillerinin devlet tarafından Kürt dili olarak kabul edilmesini istiyordu, bu da Kürtlerin dil, kültür Sorun(uy)du.

Kürtler sorun olmaya yeminliydiler!

Durup dururken dillerinin okullarda okutulmamasını sorun etmişlerdi! Tabi ki bu Kürt Sorun(uy)du.

Televizyonları olmalıydı bir de, e tabi ki haliyle bu Kürt Sorun(uy)du.

Yetmemiş,

Devletin kurumlarında Kürtçe de konuşulabilmeliydi,

Bal gibi Kürt Sorun(uy)du.

Kürtler sorun olmaya devam edince! asit kuyularında imha edilmeliydi. Çünkü kimlik, dil, kültür talepleri vardıve burada da karşımıza çıkan Kürt Sorun(uy)du bildiğiniz gibi.

Faili meçhullere kurban giden Kürtlerin haddi hesabı yoktu, da Selahattin Demirtaşlar bunlara hiçbu kadar efelenmemişlerdi.

Kürtlerin hakları inkar, talepleri red edilmeliydi, olmasa Kürtler imha edilmeliydi, edildi,

Kürtler ihmal edilmeliydi, edildi,

Kürtler asimile edilmeliydi, edildi.

Kürt sorundu ve Kürt Sorunu vardı.

Peki, Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'de Kürt Sorun muydu?

Sayın Erdoğan ile Kürt Sorunu(na) ne oldu?

Kürtler ilahi buyrukla essah kardeş, canımız ciğerimiz oldu. Sözde mi?

Bakalım:

Kürt/lerin kimliği kabul edildi, Kürt/lük "sorun" olmaktan çıktı. Kürtlerin Kimlik Sorunu kalmadı.

Asit kuyularına atılmayacak dedi Sayın Erdoğan ve asit kuyularından Kürtlerin cesetlerini çıkararak: Yaşama hakkı kutsal ve dokunulmazdır dedi. Bu dönemde;

Kürtlerin tarih, kültür, edebiyat alanındaki değerlerine sahip çıkılarak bunlara saygı göstermede kusur işlenmedi. Ayrıca Kürtlerin dilleriyle ilgili taleplerin yüzde 98'i karşılandı, artık Kürtlerin kültürleri de dilleri de sorun değildi, Kürtlerin KültürSorunu çözüldü.

Kürtlerin yazılı ve görsel basın talepleri eksiksiz yerine getirildi. Sayın R. Tayyip Erdoğan TRTKURDu00ce ile kardeşliğin hakkaniyete dayalı olmasını sağladı.

Buna Kürtçe Radyo, TV, müzik, kaset, seçim propagandası, afiş, ilan, duruşma, cezaevinde Kürtçe yasağının kalktığını eklemek istemiyorum, bunlar ne ki?

Kürtlerin Sorunlarını çözmek için defalarca risk aldı Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Derken bu güzelliklerin sahibi Recep Tayyip Erdoğan "değil siyasi hayatıma, benim ve yakınlarımın hayatına mal olsa da bu kanı durduracağım" dedi ve bugün ülkeyi huzur ortamına taşıyan Çözüm Sürecini başlatıp sürdürüyor.

Bunun ne anlama geldiğini kardeşliğimizi bozmak isteyenler çok iyi biliyordu. Bu, ülkede bütün Kürtler hatta bütün 'ötekiler' bütün Türklerle her konuda eşit olacak, herkes hakkaniyete dayalı A kalite vatandaş olacak demekti. Bunu bilen dış güçler, kendi beslemeleri olan iç-dış elemanlarını derhal harekete geçirdiler. Tıpkı, 2005 Kardeşlik, 2009 Habur, 2011 Oslo Süreçlerinde olduğu gibi yine iç-dış elemanlar mobilize edildiler.

Bütün şer güçleri bir/lik olup Sayın Erdoğan'a, Çözüm Sürecine saldırmaya başladılar. Hazindir ki Kürt Solunun önemli bir kısmıda hem Cumhurbaşkanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan'a hem de çözümden yana kararlılık gösteren Abdullah Öcalan'a saldırdılar. O güne kadar İmralı için "sorgulanamaz Önderlik" dedikleri Öcalan ihanetle suçlanmaya başlandı bu beyaz Kürt solcularca.

Evet,

Kürt Sorununu bitiren, Kürtlerin insani/islami, hukuki, kimlik, kültür sorunlarının kalan kısmının varlığını kabul eden, bu eksiklikleri gidermek için çabalayan cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan için "çözüm istemiyor, süreci bitirmek istiyor" demeye başladılar. Bu sözü sarf edenin Çözüm Sürecini kendi ikballeri için tehlike görecek kadar bu ülkeye yabancı olması gerekiyor.

Sayın Cumhurbaşkanımızın "KÜRT SORUNU YOKTUR" ifadesi önceleri de daha sonra da kendilerinin de belirttikleri gibi Kürt Sorunu, Kürtlerin kimlik, dil-kültür, dindarlık, yani Kürtlerin vatandaşlık haklarından kaynaklı inkar ve yasaklardan kaynaklı sorundu. Şimdi bu sorunların kahir ekseriyeti çözüldü. Kalan sorunların da yakın gelecekte yeni bir anayasa ile çözüme kavuşması için samimi gayretleri var Sayın Erdoğan'ın ve hükümetin.

Hal bu iken,

"Bakın Erdoğan Kürt Sorunu yoktur dedi, başa döndük"diyenlerin, "Erdoğan Kobani düştü düşecek dediği için 2 günde 52 vatandaş katledildi" bahanesindeki gibi insaf ve ahlaka mugayir düşmeleri gerek.

Kürt Sorunu 12 yılda alınan mesafeyle bitmiştir.

Burada ciddi bir yanlışa, yanılgıya düşmemek lazım. Kürtlerin hakları, talepleri ile PKK ve HDP'nin "talepleri" aynışeyler değildir. Elbette onların da meşru talepleri vardır. Kahir ekseriyeti dindar olan Kürtlerin daha farklı talepleri vardır ve bu talepler HDP çizgisi olan Seküler Kürt Hareketi ile örtüşmeyebilir.

Sözün Özü:

Kürt Sorunu olarak bildiğimiz, Kürtlerin red, inkar, asimilasyon, imha, ihmal, haklarının gasbı dönemi bitmiştir. Kürtlerin geri kalan haklarıda çözüm yolundadır.

Bunu "Kürtlerin hakları"başlığıyla ele alırız ve inşaallah yakın gelecekte hakkaniyete dayalı düzenlemelerle bu da çözülecektir.

Yani Kürt Sorunu değil, kısmen Kürtlerin ve tektipçilerin ötekileştirdikleri diğer kesimlerin hakları sorunu vardır.