Kürt kardeşlerimize çağrımdır
1997 yılında bir kamu okuluna adımı atığım ilk gün "varlıklarını Türk varlığına armağan" ederken tanıdım ben Kürt çocuklarınıu2026Eski Türkiye'nin soğuk, sevimsiz beton yığınları arasında CHP ideolojisinin Kürt çocuklarını ne hale getirdiğini ilk orada tecrübe ettim.. Evveli de var kuşkusuz.. CHP'nin kurdurduğu İstiklal Mahkemelerinde "Türkçe bilmeyenin bu vatana hayrı dokunmayacağından idamına" denilerek bir gece vakti asılan genç yağız Kürt delikanlılarını da biliyordum. Ders kitaplarında Doğunun Kürtsüz bir biçimde ele alındığını da okumuştum. Diyarbakır cezaevi zaten unutulacak gibi değildi. Lakin Muğla'da doğmuş büyümüş bir Türk olarak beni en çok yıkan, üzen; gözlerimin gördüğü idi. CHP ideolojisinin yoğun bir biçimde verildiği o yıllarda Kürt çocuklarının varlıkları inkar ediliyor en vahimi de andımız adlı ırkçı bir yemin metnini her gün ezberliyorlardı. Yetmezmiş gibi dillerini konuşamıyorlar ve o küçücük çocuklara neredeyse bölücü/ terörist muamelesi yapılıyordu. Öyle ki Kürdü tek bir yerde oda zararlı cemiyetler bahsinde mevzubahis edecek kadar Kürde uzak, aşırı milliyetçi bir ideoloji ile karşı karşıyaydık. Bu sebeple son 15 yıldır yoğun bir şekilde andımız başta olmak üzere tüm militarist uygulamaların okullardan uzaklaştırılması dolayısıyla Kürt ve Türk çocuklarının özgürleşmesi uğruna yazılar yazdım, kampanyalar başlattım. Bugün Demirtaş'ın koalisyon yapabiliriz dediği MHP ve CHP zihniyetinin küfürleri ve hakaretleri altında da "Kürdüm Doğruyum Çalışkanım" adlı eğitim kitabını yazdım. Bu taleplerimize tek olumlu cevap, HDP'nin diktatör ilan ettiği AK Parti'nin liderinden geldi. Andımızı kaldırdı, Kürtçeyi seçmeli ders yaptırdı ve Kürtçe okulların açılmasını sağladı.
*
Kıymetli Kürt kardeşlerimiz; bizler iki kardeş kadim halkız. Bildiğiniz gibi Kürtler Malazgirt'te Türk kardeşlerini yalnız bırakmadı. Anadolu'nun kapılarını birlikte açtık. Haçlı koalisyonunun tüm saldırılarına/operasyonlarına karşı Türklerin-Müslümanların yanında yer aldılar ve birlikte vatanlarını savundular. Kürtler, Kudüs'ü de yalnız bırakmadı. Şah İsmail'in tehdidinde dahi "Türk Kürt ittifakı İstanbul'un fethi kadar mühimdir" diyen Kürt kardeşlerimiz, Yavuz Sultan Selim'in ordusunda savaştılar. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda omuz omuza vererek, tek yürek olup düşmanlarımızı birlikte yendik. Bin yıllık kurduğumuz bu asil ve şerefli ittifakla/birliktelikle her defasında düşmanlarımızı mağlup ettik ve medeniyeti şaha kaldırdık. Yüzyıllardır gözleri üzerimizde olan ezeli düşmanlarımız nihayet İttihat ve Terakki eliyle bu kadim kardeşlik hukukuna ağır bir darbe indirdi. Tarihin en kırılgan dönemlerinde birlikte hareket eden bu iki halka, tek parti döneminde çok büyük bir operasyon yapıldı. Asla karşı karşıya gelmesi mümkün olmayan Türkle Kürdü birbirine düşman ettiler. Ne zaman ellerimiz barış, ittifak ve birliktelik için uzansa ya darbelerle, ya suikastlarla, ya da bombalarla engellemek istediler. Çünkü bizler birbirimizden ne kadar nefret eder ve uzaklaşırsak ülkeyi o kadar kolay ele geçirebileceklerdi. Bu yüzdendir ki biz, birbirimize kurşun sıktıkça, birbirimizden uzaklaştıkça, Malazgirt'ten bu yana kurduğumuz ittifak ruhundan uzaklaştıkça "Kutsal İttifak" Ortadoğu'da o kadar güçlendi ve zenginleşti..
Sevgili Kardeşlerimiz, Türkiye'de ilk kez yerli bir siyasetçi çıkıp bu kadim ittifakı yeniden tesis etmek için büyük bir gayret gösterdi. Her türlü riski alarak kardeşlik hukukumuzu bitiren zihniyete karşı çetin bir mücadele örneği sergiledi. Çözüm sürecini yani Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni hayata soktu. Yıllardır her defasında aldatılan, işkenceden geçirilen ve bir türlü hakları iade edilmeyen Kürtler, 90 yıldır ilk defa AK Parti'nin samimiyetini ve atılan somut adımları gördüler ve çözüme/barışa içten destek verdiler. Bu beklenmedik hamle karşısında üst akıl, içeride tuttuğu/gizlediği ikinci bir İttihat Terakki projesini hayata soktu. Kürt-Türk ittifakı yol aldıkça ağaç, dershane, yolsuzluk gibi bahanelerle yıllar sonra bir araya gelen bu iki kadim halka dönük büyük bir operasyon başlatıldı. Ne var ki bu Kürt kardeşlerimizin basiretiyle bu hamleler de nihayetsiz kaldı. Çünkü Kürtler, ne Gezi'de, ne de 17-25 Aralık darbe girişimlerinde üst akıla istediğini vermedi. Türklerle Kürtlerin yıllar sonra buluşmasından endişe eden üst akıl bu sefer başka bir tuzak kurdu. Şimdi de Kürtleri, Kürtlerin içinden bir kesimle vurmayı deniyor. HDP ne yazık ki bu tarihi kırılma anında sorumsuzca davrandı. Yıllardır Kürtleri cezalandıran, onları yok sayan, çocuklarının eğitimi engelleyen, varlıklarını görmezden gelen bir zihniyetle iş tutmayı tercih etti. İttihat ve Terakki zihniyetinin ve üst akılın işbirlikçileriyle pozlar veriyor ve aynı dili konuşuyorlar. Kürtlerin lideri Öcalan için meydanlarda ip atan bir zihniyetle koalisyon kurabileceklerini ama bin yıllık kadim ittifakı tesis etmek isteyen AK Parti ile asla bir araya gelmelerinin mümkün olamayacağını ifade ediyorlar. Kısacası 90 yıl sonra yakaladığımız bu tarihi fırsat heba edilmek isteniyor.
Kıymetli kardeşlerimiz; bu büyük tuzağı biz vicdanlı Türkler gibi sizler de görüyorsunuz. 7 Haziran'da tarihi Kürt Türk ittifakına dönük büyük bir oyun tezgahlanıyor. Bin yıldır her türlü operasyonu/saldırıları nasıl tek yürek halinde bertaraf etmişsek bu büyük saldırıyı da aynı şekilde bertaraf edebiliriz. Çünkü hiçbir güç vicdan ehli insanların oluşturacağı birliktelikten daha tesirli değildir. Geçmişte Anadolu'yu nasıl yurt edinmişsek ve kadim medeniyetimizi nasıl şaha kaldırmışsak şimdi de hem ülkemizde hem de Ortadoğu'da barışı, huzuru ve özgürlüğü yeniden tesis edebiliriz. Gelin bu büyük oyunu bozalım ve Anadolu'nun kapılarını barışa, huzura, medeniyete ve zenginliğe açalım. Bu ülke hepimizin. Sevgili dostlar; İttihat-Terakki zihniyeti ve dışarıdaki ortakları halden anlamaz. Gelin bu ülkenin yerli siyasetini birlikte kuralım. Erdoğan'ı bu büyük mücadelesinde yalnız bırakmayalım. Köklü medeniyete sahip ülkeler yok olmaz. Köklü medeniyete sahip dostluklar ve kardeşlikler de yok olmaz. Tarihin en kırılgan anlarında sahneye çıkarlar ve insanlık onurunu tekrar yüceltirler. Tarih, Türklerle Kürtlerin neler yapabileceklerini er ya da geç yazacaktır. 7 Haziran bunun miladı olacaktır.
[email protected]
twitter.com/sivildemokrat