Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Nisan 2014

Kurnazlık-Aymazlık

KANAL-D'de yayınlanan TAKİP isimli yarışmayı bilmem seyrediyor musunuz? Seyrediyorsanız, Takipçi Muhsin Divan'a dikkat ettiniz mi?

Şirketin paralarını kaptırmamak için nasıl bir mücadele veriyor! Ancak, şirket adına yarışmacıları takip eden Muhsin Divan'a torpil geçildiğine inanıyorum. Son olarak, çarşamba gecesi üç yarışmacı175.00 TL ile finale kalmıştı. Üç yarışmacıya 2 dakika içinde değişik alanlarda sorular yöneltildi. Yarışmacılar, 3'ü de finale kaldığı için otomatikman 3 doğru cevap hakkı ile birlikte 18 doğruya ulaştı.

Yarışmacıların parayı kazanabilmesi için Takip'çi Muhsin Divan'ın 2 dakika içinde 18 doğrudan daha az cevap vermesi gerekiyordu. Son 30 saniyede fark 4 iken,Muhsin Divan'a yöneltiler soruların okunması 2-3 saniyelikti. Haliyle Muhsin Divan bunları bildi ve yarışmacıların paraları almasına engel oldu. Oysa, yarışmanın sunucusu, 3 kişiye sorular yöneltirken, hem soruları uzun tuttu, hem kekeledi hem de ağırdan aldı ve böylece yarışmacıların paraları almamasına zemin hazırladı.

Takip'in çarşamba günkü finali gerçekten midemi bulandırdı. Çünkü gözgöre göre Muhsin Divan'a soru sorma sürelerinde torpil geçildi. Bu da Kanal-D'nin kurnazlığı olsa gerek.

***

Kanal-7'nin aymazlığı

Biz müslümanlar, Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimizden bahsederken, isminin başına "PEYGAMBERİMİZ" kelimesini getiririz. Aksi takdirde "Hz. Muhammed" dediğimiz zaman, sanki O'nun rastgele biri olduğu imajı verilir.Kanal-7, basın bültenlerini geçerken bu konuya hiç ama hiç dikkat etmiyor. Sanki başka bir dinin mensuplarıymış gibi (Onları tenzih ederim) Perşembe ve Cuma sohbetleriyle ilgili bilgileri verirken, "PEYGAMBERİMİZ" yazmaya eriniyorlar mı? Bir deHz. Muhammed isminden sonra, O'na olan hürmetimizi göstermek için "Sallellahü Aleyhi Vesellem" (Salat ve Selam O'nun üzerine olsun) cümlesinin kısaltmasını (s.a.v) bile kullanmıyorlar. Bu da beni uyuz ediyor... Buradan Kanal-7'nin bülten sorumlularına acizane bir ikazım olacak. Hz. Muhammed ismini kullandığınızda başına Peygamberimiz, sonuna da (s.a.v) koymak çok mu zor oluyor.

***

Ermenistan ve Kürdistan

Önceki gün iki önemli olay oldu. Biri dünya basınına bile yansırken, diğerini pek gören olmadı. Başbakan, 23 Nisan mesajıyla birlikte Ermeni tehcir olayına yönelik olarak, "Ölenler için başsağlığı" dileklerinde bulundu. Bu cümle, bazıları tarafından olumlu bulunurken, bazılarınca tepkiyle karşılandı. Aslında, tarihin kanlı sayfalarına takılıp kalmak doğru değil. Önemli olan tarihten ders çıkarmak. Bu açından bakıldığında Başbakan'ın sözlerine ben olumlu buluyorum. Türkiye'nin daha bir demokratik düşünmeye doğru adım adım gittiğinin bir göstergesiydi bana göre.

Diğer bir olay ise Türkiye'de; içinde"KÜRDİSTAN" kelimesi geçen bir partinin kuruluşuna izin verilmesiydi. Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi kurucu Genel Başkanı Mehmet Emin Kardaş, 3 Ocak'ta kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı'na verdikleri müracaatın olumlu sonuçlandığını ve onay yazısı almak üzere Ankara'ya gideceklerini söyledi.

Daha 10 yıl öncesine kadar bırakın Kürt partisini, Kürtçe konuşmanın, yazmanın bile yasak olduğu memlekette, artık Kürdistan partisi kuruluyor, Kürtçe siyasi propaganda yapılıyor. Demokratikleşme değil de nedir bu? Ne var ki, Kürt kardeşlerimize yönelik bunca demokratik adımlara rağmen, onların bir kısmından hala "özerklik, ayrılmak vs." gibi bir takım sinirleri yıpratıcı mesajlar gelmesi, diğer Türkiye vatandaşlarını rahatsız ediyor. Bunu da bilmelerinde fayda mülahaza ediyorum... Yoksa, "Fazla naz aşık usandırır" noktasına gidilir. Gelin şu ülkede "kardaş kardaş" yaşayalım kardeşler... Artık birbirimizi üzen, kıran, gönül koyduran, sinir eden, düşmanca hislet beslenmesine sebep olan söylemlerden kaçınalım... Hepimiz... Türkü, Kürd'ü, Lazı, Çerkesi... Hepimiz...

-

ANAHTAR DELİĞİ

Altıoklar!

Sinema Yönetmeni Mustafa Altıoklar, Başbakan için "46'lık rapor verilmesi gerekir" demiş.

Başbakan'a onca hakaret eden Altıok partisi CHP'nin yanına, soyismiyle müsemma filim yönetmeninden ne beklenirdi ki...

Bu yönetmen, Mart 2010'da Dolmabahçe'de, Başbakan'dan, "Bize yardım edin" diye para istemişti.