Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.30
Gram Altın
2984.91
BIST 100
9652.36
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Ekim 2018

''Küre''ye dair...

Çin, “Yeni İpekyolu” olarak nitelendirilebilecek “Bir Kuşak, Bir Yol Projesi” ile dünyanın en eski ticaret rotasını yeniden canlandırma çalışmalarında önemli oranda mesafe kaydetti. Ekonomistlere göre, Çin’in bu proje sayesinde 900 ayrı kalemden 1 trilyon dolarlık bir hacim oluşturacağı öngörülüyor. Proje, Çin’den Avrupa’ya uzanan tarihteki ticaret yollarını yeniden canlandırmayı amaçlıyor.

Söz konusu yol, Çin’in batısından başlayacak olan bir kara ulaşımı ile Orta Asya’dan geçip Ortadoğu’ya varacak ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanacak… Deniz yolu ise, Çin’den başlayıp Güneydoğu Asya, Hint Okyanusu üzerinden Afrika’ya ve birçok noktaya ulaşacak. Yani dünya nüfusunun neredeyse yarısını kapsayacak olan bir ticaret ve ticaret altyapı ağı… Kısaca dünyada işbirliğini, insani temasları, ticareti arttıracak, Asya’da önemli değişikliklere yol açacak olan bir “kalkınma girişimi”. Yani özetle bu proje ile “küreselleşme” ve serbest ticaret bayraktarlığını Çin devralıyor diyebiliriz.

Çin aynı zamanda 2009 yılında kurulan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Güney Afrika’yı içerisinde barındıran BRICS adlı yapılanmanın da lideri konumunda. Bu yapılanma şu anda dünya üretiminin %50’sini yapıyor.

Ve bir not daha; 2013 yılında kurulan Asya Katılım Bankası… Bankanın kuruluş amacı, ABD’ye stratejik bir meydan okumaya zemin hazırlayacak şekilde bazı Avrupa ülkelerinin de içesinde bulunduğu yaklaşık 60 ülkeyi bir araya getirmek. Bu yapılanma içerisinde yer bulamayan iki ülke ise doğal olarak ABD ve ABD’nin müttefiki konumunda olan Japonya. ABD, tüm bu gelişmelere karşıt adımlar olarak “ticaret savaşları” yanında aynı zamanda bölgesel adımlarda atıyor. Malakka Geçidi ve Güney Çin denizi üzerinde hakimiyet arıyor. Çin’in gerek enerji gerekse ticaret anlamında denize ihtiyacı olduğunu bilen ABD, bu noktalarda sınırlandırma adımları atma gayretinde. Yakın zamanda “ısınacak” noktalardan biriside kesinlikle bu noktalar…

Asya-Pasifik; Çin, Rusya, Pakistan ve Hindistan’ın içerisinde olduğu 46 ülkeden oluşuyor ve dünya nüfusunun yaklaşık %60’ı bu bölgede... Bu nüfusun yarıdan fazlası ise 35 yaşının altında. Yani Asya-Pasifik ekonomik güçlerin/şirketlerin/ailelerin yeni rekabet adresi… Bölgede yaşanması muhtemel “enerji” üzerine rekabet/savaş ise ayrıca irdelenmesi gereken bir başlık.

Konu uzun ve çok boyutlu, net ifade edelim; Türkiye bu rekabet alanı, hatta “savaş alanı”nda ilk defa “birilerinin”, “belirli odaklar”ın yönlendirmesi ile değil, kendi ekseni ve kararlılığında, milli menfaatleri çerçevesinde hareket ediyor ve çeşitli bahanelerle ekonomisi hedef alınıyor.

Ülkemiz Suriye’de “Kuzey Koridoru” yani “Terör Koridoru”na izin vermeden, Akdeniz’deki onlarca ülkenin müdahil olduğu enerji mücadelesinden taviz vermeden, IMF’e teslim olmadan ve daha birçok baskı unsuruna boyun eğmeden kendi istikametinde yürüme gayretinde. Bu noktada kayıtsız şartsız başta inanılmaz bir irade ortaya koyan Cumhurbaşkanımızın ve tabi ki devletimizin kayıtsız şartsız yanında olmak hepimizin vatani görevidir.

İftira ve yalancılık konusunda onlarca tescili olan muhalefetin, danışmanlık dışında hiçbir yetkisi ve etkisi olmayan McKinsey firması ile yapılan anlaşma üzerinden oluşturmak istediği algı operasyonlarına inanmak, alet olmak, mesnetsiz şekilde ortaya atılan IMF benzetmelerine bırakın tepki vermeyi sessiz kalmak dahi ülkemiz üzerine plan kuranların değirmenine su taşımak anlamına gelir. Bu millet birlik ve beraberlikle her zorluğu aşacak dirayet ve azme sahiptir…