Küresel silah sektörü ve ortadoğu
Sanayi Devriminden sonra teknolojideki hızlı gelişme, güvenlik
problemine yeni çözümler sunmuş ancak daha büyük problemleri de beraberinde
getirmiştir.
Savaşlarda makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla, savaşlar şekil
olarak büyük değişikliklere uğramışlardır. Öncelikle sivil halk ya da asker ayrımı
ortadan kalkmaya başlamış. Silah üretimi yapan şirketlerin gelişmesiyle bir
istihdam oluşmuş, fakat o silahları üreten insan, üretilen o silahların hedefi
haline gelmiştir
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra askeri güçler ile sanayi arasında
sıkı bir ilişki ortaya çıkmıştır. Öyle ki; bu ilişkide bir aksaklık yaşandığı
zaman artık askeri gücün de bir önemi kalmayacaktır.
Zira Dünyadaki savaşlar, birçok yönden toplumları, ekonomileri ve
uluslararası ilişkileri etkiler. Savaşlar genellikle büyük insan kayıplarına,
ekonomik zararlara ve sosyal travmalara yol açar. İnsanların yerinden edilmesi
ve savaş sonrası toparlanma süreci uzun vadeli etkiler yaratır.
Dünya silah sektörü, birçok ülkenin savunma ihtiyaçlarını
karşılamak ve güvenliklerini sağlamak amacıyla faaliyet gösteren geniş bir
endüstriyi kapsar. Büyük silah üreticileri arasında ABD, Rusya, Çin, Fransa ve
Almanya çeşitli savunma sistemleri, ateşli silahlar, askeri araçlar ve mühimmat
üretimi konusunda öncüdür.
Küresel Silah ticareti uluslararası ilişkilerde önemli bir rol
oynar ve çeşitli siyasi ve ekonomik etkileşimleri içerir. Silahların yaygın
kullanımı ve silah ticaretindeki büyüme, uluslararası toplumda hem sosyal hem
siyasi açıdan çeşitli sorunları da beraberinde getirmiştir.
Şurası bir gerçektir; Ekonomik olarak, savaşlar ülkeler arasındaki
ticareti ve ekonomik büyümeyi ciddi anlamda etkilemektedir. Savunma
harcamalarından dolayı tüm ekonomik kaynaklar savaşa yönlendiriliyor, yaşamsal
tüm sektörlerde düşüş yaşanmaktadır. Savaş sonrası yeniden yapılanma
maliyetlerinin büyüklüğü altından çıkılamayacak oranda büyük olabilmektedir.
Küresel silah ekonomisinin yarattığı savaşlar, büyük insan
kayıplarına ve milyonlarca insanın yerinden edilmesine neden olmuştur. Bu
durum, bölgedeki topluluklar arasındaki ilişkileri ve demografik yapıyı hem
kısa vadede hem uzun vadede önemli ölçüde etkilemiştir.
Uzun vadeli etkileri itibariyle bu Savaşlar toplumsal yapıları da
etkiler; toplumlar arasında ayrılıklara, travma ve güven sorunlarına neden
olabilir. Savaşın sona ermesiyle birlikte, uzun vadeli barış ve toparlanma
süreçleri için yüzyıllar boyu çaba sarf edilmesi gerekebilmektedir.
Uluslararası arenada, savaşlar genellikle diplomatik ilişkileri
bozar ve bölgesel istikrarsızlığa yol açabilir. Aynı zamanda, mülteci
akımlarına ve sığınmacı krizlerine neden olmaktadır.
Ortadoğu, tarihsel olarak birçok savaşa ve çatışmaya ev sahipliği
yapmış bir bölgedir. Bu çatışmaların yansımaları tarih boyunca bölgedeki
ülkelerin siyasi, ekonomik ve sosyal yapıları üzerinde derin etkiler
yaratmıştır.
Bölge ekonomisi ciddi şekilde zayıflatılmış. Altyapı zarar görmüş,
büyük iş kayıpları yaşanmış ve ekonomik büyüme durma noktasına gelmiştir.
Ayrıca, savaşlar nedeniyle bölgeye yatırım çekme ve ticaret yapma kapasitesi
yok noktasındadır.
Silah baronları ve küresel masalar silah satışları ile Ortadoğu'daki
savaşları ve siyasi yapıları o derece derinden etkilemiş ki körüklenen
mezhepsel ve etnik ayrılıklar, toplulukların bölünerek birbirlerini tarihten
silecek derecede yok edip yüzyıllar sürecek siyasi istikrarsızlığa yol
açmaktadır.
Laboratuvar ortamında yaratılan terör gruplarının ortaya çıkmasına
ve radikalleşmenin artması sağlanarak bölgesel güvenlik sorunlarının
derinleşmesine ve istikrarsızlık uluslararası düzeyde de etkiler yaratmıştır.
Zira binlerce yıldır bölgemiz ve Ortadoğu jeopolitik konumu nedeni
İle bölgesel ve küresel düzeyde diplomatik ilişkileri etkilemiş. Yaşanan siyasi
istikrarsızlık ve Çatışmalar, uluslararası ittifakları sarsacak bir düzeye
gelmiştir.
Bu etkiler, bölgedeki savaşların uzun vadeli ve karmaşık doğasının
bir yansıması olup sadece Ortadoğu ile sınırlı kalmayacak tüm global dünyayı
etkileyecek düzeydedir.