Dolar (USD)
35.07
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2957.58
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Ekim 2023

Küresel sağlık sertifikası: Dijital kölelik

Gittikçe yeni bir feodal lordlar sınıfının tebaası haline getirilmeye çalışılıyoruz. Zaten yıllardır ücretli emeğimizle egemen sınıfın zenginliğine ve gücüne katkı sunmak için çalışmadık mı?

Hatta bunu kendi kurtuluşumuz için yaptığımıza inandırıldık. Ne diyordu Spinoza; “Her yerde sanki kurtuluşları içinmişçesine kölelikleri uğruna mücadele veren insanlar görüyorum.”

Bugün durumumuz tam olarak böyle değil midir? La Boetie’nin “Gönüllü Kulluk” dediği türden…

“Eğer siz vermediyseniz, sizi gözetlediği bu kadar gözü nereden buldu” diyordu La Boetise. “Sizden almadıysa nasıl oluyor da sizleri dövdüğü bu kadar eli olabiliyor? Kentlerinizi çiğnediği ayaklar sizin değilse bunları nereden almıştır?”

Bu yüzden diyorum ki, günümüzün feodal lordlarını ayakta tutan; özgürlükten kaçan insanların hayranlık ve itaat duygusudur. Bir köle gibi, bir çocuk gibi bir robot gibi… Oysa itaat etmek kendine ihanet etmektir.

Gerçeklik gittikçe yapay gerçekliğin gölgesi altında kalıyor ve bildiğimiz her şey çarpıtılıyor.

Düşünün WEF, Birleşik Arap Emirlikleri'nde “Ses Dalgaları Yoluyla Zihin Kontrolü” konusunu masaya yatırdı. Resmi web sitesinde de Ses Dalgalarıyla Zihin Kontrolü? başlıklı bir makale yayınlandı.

Hastalıklara çözüm önerisi olarak insanlığın önüne atılan bu tür konuların arka planında korkunç bir gerçeklik yatmaktadır.

Diğer taraftan yakın bir tarihte Avrupa Birliği, Kovid-19 salgını sırasında oluşturulan sertifikaların, küresel sağlık sertifikasına dönüştürülmesi için çalışma başlattı.

AB Konseyinden yapılan açıklamaya göre, AB'nin dijital Kovid sertifikaları için geliştirdiği teknoloji DSÖ'nün geliştirdiği ağa entegre edilebilecek.

Dünya Sağlık Örgütü de epeydir sağlık sertifikalarının ve "aşı pasaportlarının" geçerliliğini tanımak için tasarlanmış birbirine bağlı, küresel bir teknolojik sistem olan Küresel Dijital Sağlık Sertifikasyonu üzerinde çalışıyor.

Google, Microsoft, Amazon Web Services, Oracle ve Mayo Clinic, Aşı Kimlik Bilgisi Girişimi'ne katılımlarıyla Smart Sağlık Kartı'nın destekçileri arasında yer alıyor.

Daha evvel de bu köşede yazmıştık, Uluslararası Sağlık Tüzüğü’nde bazı değişiklikler yapılacak. Bu çerçevede "Pandemi Anlaşması’nın da Mayıs 2024'te Cenevre'deki DSÖ Dünya Sağlık Kurulu’nda tartışılması ve oylanması planlanıyor.

Toplamda, 94 ülke adına 16 kuruluş tarafından Uluslararası Sağlık Tüzüğü’nde 307 değişiklik önerildi. Burada tüm DSÖ üye devletleri tarafından tanınacak, küresel olarak bağlantılı bir sağlık sertifikaları sisteminin oluşturulması büyük ihtimalle resmileştirilecek.

Kısacası bir tür küresel kimliklendirme çalışmasının alt yapısı hazırlanıyor. Bu kimlik elbette anayasa kapsamında sahip olduğumuz tüm haklara bakılmaksızın insanlar üzerinde kontrol sağlamak için kullanılacak.

Ve bu hakların şimdiden ciddi şekilde tehlikeye atıldığını söylemek için kahin olmaya gerek yok.

Illinois Üniversitesi'nde uluslararası hukuk profesörü Francis Boyle, The Defender'a Biden yönetiminin bunda önemli bir role sahip olduğunu söylemişti.

Yazar Roguski'ye göre, DSÖ Anayasası'nın 21. Maddesi, DSÖ'ye düzenleme yapma yetkisi veriyor ancak bu yetki kötüye kullanılıyor.

Öyle ki bu anlaşma yapıldığında DSÖ; Gen bazlı tedaviler, tıbbi cihazlar ve teşhisler için ulusal güvenlik onay süreçlerini geçersiz kılmak ve vatandaşların seyahat etmesini önleyen ve tıbbi muayene ve tedavileri zorunlu kılan ulusal, bölgesel ve küresel karantinalar uygulamak gibi yetkilere sahip olacak.

ABD’de 1969 yılında Dr. Richard Day, daha o yıllarda dijital kimlikten bahsediyordu. Şöyle diyordu Dr. Day; “Bazılarınız Komünizmden bahsettiğimi düşünecek. Pekâlâ, bahsettiğim şey Komünizmden çok daha büyük!"

Evet, o sürece çoktan girdik bile.