Küresel Piyasalarda Dolar Yükseliyor
23 Eylül
Perşembe günü gerçekleşen Para Politikası Kurulu toplantısında yüzde 19 olan
politika faizi yüzde 18 seviyesine çekilmişti. Piyasa beklentisi, faizlerin Kasım
ayında düşeceği yönündeydi çünkü enflasyonda yıl sonuna doğru bir gerileme
bekleniyordu. Eylül ayında faiz indirimi bekleyenler ise 50 baz puanlık bir
düşüş tahmin ediyorlardı.
Beklenenden
fazla ve erken olan bu karar sonrası, dolar kuru 8,65 TL’den 8,80’e çıktı,
haftanın son işlem gününde de 8,90 TL’yi gördü. Pazartesi günü kâr satışları
nedeniyle 8,81 TL’ye kadar geriledi.
Geçen
Çarşamba akşamı ise dolarda sert bir yükseliş görüldü. Gün içinde 8,82’den
işlem gören dolar kuru akşam saat 9’da 8,96’ya dayandı. ‘Gece bile bu denli bir
artış olursa yarın dolar 9 TL’yi geçer’ söylemlerinin aksine piyasaların kapalı
olduğu zaman diliminde işlemler genelde sığ olur. Nitekim ertesi gün 8,90
TL’nin altına indi.
Bu hafta
kaydedilen dolar kurundaki bu artış ise faiz indirimi kararından ziyade doların küresel çapta değer kazanmasından
kaynaklandı. Doların diğer güçlü para birimleri karşısındaki değerini gösteren ABD Dolar Endeksi (DXY) 94,4’ü geçti ve
son 10 ayın zirvesini gördü. Dolar endeksindeki artışa bağlı olarak Filipin
pezosu ve Güney Kore Won’u dışında tüm para
birimleri değer kaybetti.
Dolar
kurunun artmasına neden olan bir diğer gelişme de geçen hafta yüzde 1,30 olan ABD'nin 10 yıllık tahvil faizinin yüzde
1,53’e yükselmesi oldu.
Diğer yandan
Ekim 2020’de Türk Lirası’nın değerini artırmak amacıyla Hazine ve Maliye
Bakanlığı tarafından stopaj desteği
kararı alınmıştı. Bu düzenlemeyle birlikte 6 ay vadeli olarak açılan hesaplarda
stopaj yüzde 15’ten yüzde 5’e, 1 yıla kadar olan vadeli hesaplarda yüzde 12'den
yüzde 3'e ve 1 yıl ve üzeri vadeli hesaplarda ise yüzde 10’dan sıfıra
indirilmişti. Bu destek 30 Eylül 2021’de
sona erdi. Ancak bu durum dövize geçişi hızlandıracaktır. Bu nedenle bu
uygulamanın yıl sonuna kadar uzatılacağı tahmin ediliyor.
Dolar
kurunun yükselmesiyle birlikte “rekabetçi
kur” ifadesini de çok sık duymaya başladık. Kısaca tanımlarsak; yerli para biriminin diğer para
birimleri karşısında değerinin düşmesi,
bunun sonucunda da dış talebin
artmasıdır. Bu tanım kısmen doğru. Örneğin konut-arsa satış verilerinde bu
durum çok bariz ortaya çıkıyor. Döviz kuru yükselince gayrimenkul fiyatları
göreceli olarak düşüyor ve buna bağlı olarak yabancılara satılan konut sayısı
artıyor. Konutta olduğu gibi turizmde de bunun olumlu sonuçlarını görüyoruz.
Ancak bu
rekabetçi kur daha çok ihracatçıların lehine bir kavram olarak kullanılıyor.
Geçmiş verilere bakıldığında döviz kuru
ile ihracat arasındaki korelasyonun tahmin edildiği kadar güçlü olmadığı görülüyor. Çünkü ihracatta
ithal girdinin payı yüksek. Döviz
kuru artınca girdi maliyetleri de yükseliyor. Böyle bir yol izlenecekse ithal
girdinin payı mutlaka düşürülmeli, ihracatçılara bu amaçla verilen destekler
daha da artırılmalıdır.