Küresel kaos düzeni
Dünya yeni bir siyasi ve iktisadi denge ararken son yıllarda terör örgütleri üzerinden yürütülen vekâlet savaşları artık hibrit bir hâle dönüştü.
2008 küresel finans krizi, 2011 Avrupa Borç Krizi, 2019’da
başlayıp 2020 ve 2021’de etkisinin devam ettiği COVID-19 pandemisi küresel
ekonomide büyük kırılmalara neden oldu. Tam salgının etkileri azalıyor savaş
sebebiyle Rusya’ya uygulanan yaptırımlar daha büyük fay hattını boydan boya
kıracak gibi görünüyor.
ABD’den AB’ye Kanada’dan Japonya’ya birçok ülke Rusya’ya
ekonomik yaptırımlar uygulamaya başladı.
Yaptırım tarihine bakıldığında yaptırımların gerilimi ya
daha fazla körüklediği ve şiddetli çatışmalara neden olduğu ya da yaptırım
uygulanan ülkeye kısa vadeli zararı olsa da orta ve uzun vadede kendi
imkânlarını oluşturmasına yol açarak daha avantajlı hale gelmesine yol açtığı
görülmektedir.
Bu bağlamdan bakıldığında Rusya’nın yaptırımlarla
politikasını değiştirmesi pek olası görünmüyor. Rusya Ukrayna ile ilgili
birincil, ikincil veya üçüncül hedeflerine ulaştıktan sonra savaşı
durduracaktır. Bu durumda Ukrayna’nın ne kadarının Ukrayna olarak kalacağı
elbette bilinmez.
Çatışmaların bitmesi sonrası Rusya’ya uygulanan
yaptırımların devam etmesi durumunda Rusya küresel sistemden izole edildiği
için yeni modeller geliştirmeye başlayacaktır ki hâlihazırda savaş öncesi bu
konuda bazı hazırlıkları da bulunuyordu. Bu durumda dolarizasyonun giderek
azalması ve bu durumun dünyanın diğer ülkelerine yayılması beklenebilir.
Nitekim 2018’de Trump’ın açıkça itiraf ettiği Türkiye’ye
karşı yürütülen kur operasyonu sonrası Türkiye politika değiştirmeye başlamış,
sıcak paranın ülkeden çıkması için gerek söylemlerle gerek merkez bankası
politikalarıyla önemli bir kırılma yaşamıştı. O dönemde Türkiye çeşitli
ülkelerle yerel para ile ticaret çalışması başlatmıştı. Rusya’nın yaptırımlar
sonrasında böyle bir sistem ile dünyanın yeni düzenine doğru ilerlemesine önemli
bir katkı yapması muhtemeldir. Yani yaptırımların küresel düzenin değişmesine
önemli bir etki oluşturmasını bekliyorum.
BMGK düzeniyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile
getirdiği “Dünya Beşten Büyüktür” söylemi Rusya-Ukrayna savaşıyla daha çok
dikkat çekmeye başladı. Savaş nedeniyle “Batı” dünyasının Rusya’ya uyguladığı
yaptırımlar birçok ülkeye “Batı” dünyasının neler yapabileceğini de göstermiş
oldu. Bu doğrultuda birçok ülke “batı” dünyasıyla olan ilişkilerine de
çekidüzen verecektir. Rusya’nın diğer ülkelerdeki mal varlıklarına el konması
da birçok ülkenin başta ABD olmak üzere AB ve diğer ülkelerdeki paralarını
ülkelerine çekmelerine yol açabilir.
Nitekim Türkiye diğer ülkelerdeki altınlarını Türkiye’ye
getirme sürecini 2012’de başlatmış 2019 ve 2020’de de devam ettirmiştir. 2020’de
710 ton olan Türkiye’nin altın rezervi 2021’de 720 tona çıkmıştı. Bugün Türkiye
ekonomisiyle ilgili “kasa boş, para yok ki” diyenlerin Türkiye ekonomisiyle
ilgili çok fazla bilgiye sahip olmadıklarını söylemeye sanırım gerek yok. Tek
amaçları vatandaşı ürkütmekten başka bir şey değil.
Diğer taraftan Türkiye daha önceki tecrübeleri doğrultusunda
uygulamaya koyduğu yeni ekonomi politikasıyla beraber ekonomik güvenliğini
artırma konusunda çok stratejik bir hamle yaptığını da gösteriyor. Cari açık
politikasından cari denge ve cari fazla politikasına geçişle döviz kuru
üzerinden Türkiye’ye karşı yürütülen saldırıların önüne geçecek güce sahip
olacaktır. Savunma sanayide başlatılan yerli ve milli üretim politikasını
otomotiv sektörü başta olmak üzere diğer sektörlere de yaymak için ciddi bir
alt yapı hazırlayan Türkiye artık şahlanış dönemine geçmeye başlıyor. Havalimanları,
otobanlar, köprüler, demir yolları gibi önemli alt yapı yatırımları yapıldı.
Organize sanayi bölgelerinin sayıları artırıldı, fabrikalar kuruldu. Sanayi
üretimi her geçen gün artan Türkiye ekonomisi artık bölgesel üretimde önemli
bir aktör haline geliyor.
Küresel ve bölgesel tedarik zincirinin de bozulmasıyla
beraber artık Türkiye’nin yeni dönemde büyük bir atılım yapacağı söylenebilir.
Rusya savaş ve yaptırımlar sebebiyle tarihte örnekleri
olduğu gibi dağılma sürecine geçmezse (Bolşevik İhtilali, SSCB’nin dağılması
gibi) küresel sistemde önemli bir kırılmaya neden olacaktır. Türkiye’nin
yaptığı hamleler de aynı şekilde bölgesel güç olarak yerini alacağını işaret
ediyor. Bu bağlamda yeni küresel düzende doların rezerv para olmaktan çıkıp
yerini yeni bir düzene bırakma ihtimalleri tartışılmaya başladı.