Küresel emperyalizmin kullanışlı münafığı: FETÖ
Türkiye, uzun zamandan beridir FETÖ denilen karanlık ve kirli teröristler çetesiyle yüzleşmektedir. 7 Şubat, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleriyle ülkemize yapılmak istenen kirli operasyonların maşası durumunda olan FETÖ teröristler çetesinin gerçek yüzü her gün gerçekleşen yeni gelişmelerle ortaya çıkmaktadır.
FETÖ denilen korsanlar çetesi şimdiye kadar kendisini bir Cemaat olarak gizlemeyi başarmıştır. Ancak bundan sonra, bu korsanların Cemaat dışında her şey oldukları ortaya çıkmıştır. FETÖ, cemaat değil, küresel hegemonya siyasetinde kullanılan kullanışlı bir münafık çetedir.
Uluslararası sistem, sadece savaşlar, antlaşmalar, diplomasi, istihbarat ve işgaller üzerine kurulmamıştır. Dünyaya hakim olan küresel hegemonya sistemi, uluslararası güç ilişkilerinde dinin çok güçlü bir nüfuz ve egemenlik faktörü olduğunun farkındadır. Küresel düzeyde Batılı hegemonik güçler, dinin yerinin bireyin vicdanı olması gerektiğini sıklıkla ifade ederler. Aslında bu resmi söylemin aksine küresel emperyalist sistemin aktörleri, dinin vicdanlara bırakılmayacak kadar güçlü bir faktör olduğunu bilmektedirler. Uluslararası ilişkilerde din faktörü hiçbir şekilde ihmal edilmemektedir. Uluslararası ilişkilerde dini, hegemonya ve nüfuz amaçları için kullanmak isteyen emperyalistler, dini her açıdan istismar edilecek bir yumuşak güç aracına, toplumları içeriden fethetmenin bir yolu olarak görmektedirler.
Amerika, uluslararası ilişkilerde dinin önemini çok iyi kavramış bir güçtür. Amerika, Sovyetler Birliği'ni yıkmak için Vatikan'ın ve Papa Jean Paul'un gücünden çok yararlanmıştır. Sovyetler Birliği'ni çökertmede dinin etkili bir araç olarak kullanılabileceğini fark eden Amerika, farklı coğrafyalar için farklı dini ve kültik örgütlenmeler şeklinde modeller geliştirmiştir.
Vatikan'la iş birliğinin meyvelerini Sovyet hegemonyasına son vermekle alan Amerika, Çin'e karşı Tibet'li Budist lider Dalai Lama'yı kullanmaktadır. Türkiye ve İslam dünyasında ise Fetullah Gülen denilen sahte Mehdi bozuntusunun etrafındaki çeteyi örgütlemiştir. 15 Temmuz darbe girişimiyle küresel emperyalizm, Türkiye ve İslam toplumlarını terbiye ve tedip etmek için FETÖ denilen münafıklar çetesini kullanmıştır.
Türkiye, Batı ittifakının stratejik ortağı konumunda olan kilit bir NATO ülkesidir. 15 Temmuz'da FETO teröristleri tarafından kanlı bir darbe girişiminde bulunulmasına rağmen, Batı medyası darbenin vahşetinden ziyade Erdoğan'ın diktatörlük rejimi kurma planları gibi hayali kurgularla ilgilenmektedir. Darbecilerin vahşice saldırdığı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye halkı, suçlu olarak sorgulanmakta, yargılanmakta ve karalanmaktadır. Darbe vahşetinin baş sorumlusu FETÖ eşkıyasına dair hiçbir ciddi tutum geliştirilmemekte, hala o, barışçıl ve modern bir dini söylemin sözcüsü olarak korunmaktadır. Bütün darbeciliğine ve teröristliğine rağmen FETÖ denilen münafık çetenin korunması, hegemonik emperyalist sistemin bu yapı üzerinden dini kullanmayı sürdüreceğinin göstergesidir.
Emperyalizmin dini kullanması sonucu, ortaya patolojik, dengesiz ve anormal bir münafık tip çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu münafık tipini dindar olarak değerlendirmemiz mümkün değildir. Emperyalizmin ürettiği ve kullandığı münafık tipinin somut modeli FETÖ'dür. FETÖ hakkında her gün yeni şeyler söylenmekte, yorum ve analizler yapılmaktadır. Yapılan bütün yorum ve analizleri, bilgi ve gelişmeleri bir bütün olarak değerlendirdiğimizde FETö'nün temel özelliğinin fırlamalık ve fırıldaklık olduğunu söyleyebiliriz. Fırlama ve fırıldaklığın teolojik karşılığının kullanışlı münafıklık olduğunu ifade etmek lazımdır. FETÖ ve çetesine kullanışlı aptallar dememiz mümkün değildir. Aklını şeytanın emrine vermiş, ruhunu her türlü kötülüğe açmış bu çetenin aptal olmadığını, ancak kullanışlı münafıklar olarak değerlendirmenin daha uygun olduğunu yaşadığımız tecrübe ışığında ifade edebiliriz.
Küresel hegemonik sistemin, güç ve nüfuz mücadelesinde dini etkili işlevsel bir araç olarak kullanması anlamsız değildir. Din üzerinden bir toplumun kılcal damarlarına, insanların ruhlarının, kalplerinin ve akıllarının derinliklerine kadar nüfuz edebilirsiniz. Başka bir ifade ile küresel emperyalizm, dini, insanları her şeyiyle kontrol etmenin aracı olarak kullanmaktadır. FETÖ denilen vahşiler çetesinin toplumun her tarafına sızması, devletin her tarafında inler oluşturması, emperyalizme uygun olarak haşhaşlaştırılan bir dinin tehlikelerini ortaya koymaktadır. FETÖ, modern dönemin Haşhaşileridir. FETÖist Haşhaşileri çılgınlaştıran, meczuplaştıran, ahmaklaştıran şeyin haşhaş etkisindeki sahte din olduğunu ifade etmek lazımdır.
FETÖ, asıl amacının sahih bir dindarlıkla insanlığa hizmet olmadığını ifade etmektedir. Profesyonel düzeyde fırlama ve fırıldak bir münafık olan FETÖ, radikal İslam a kaşı Ilımlı İslam'ın sahte Mehdisi olarak emperyalist sistemin kendisinden yararlanmasını ilan etmektedir. Kendisini gözden çıkarmanın Ilımlı İslam'ın Radikal İslam karşısında zayıflamasına neden olacağını ve böyle bir şeyin Amerika'nın küresel hegemonik çıkarlarına hizmet etmeyeceğini söylemektedir. FETÖ, küresel hegemonik sistemden kendisinden bir kullanışlı münafık olarak yararlanılmaya devam edilmesini talep etmektedir, daha doğrusu yalvarmaktadır.
Amerika, fırıldak ve fırlama olarak kullanışlı gördüğü FETÖ çetesinden 15 Temmuz darbe vahşetine rağmen, vazgeçecek gibi gözükmemektedir. Amerika Hava Kuvvetlerine ait bir üste FETÖ çetesine bir okul açtırılması, FETÖ'nün Amerika için kullanma tarihinin geçmediğini göstermektedir. FETÖ, önümüzdeki süreçte Amerika başta olmak üzere bütün dünyada Türkiye'ye yönelik büyük bir kuşatma, baskı ve sıkıştırma hareketlerinin içinde olacaktır.
Din, samimiyet, ihlas ve içtenlik gerektiren fıtri bir tecrübedir. Ancak emperyalizm, dini, takıyye, Mehdicilik, yalan ve münafıklıkla yozlaştırarak dini kendisinin hizmetinde etkili bir araca dönüştürmektedir. Takiyye, yalan, düzenbazlık ve Mehdi sahtekarlığından başka bir şey olmayan FETÖ çetesi, küresel sistemin elinde tehlikeli bir kart olmaya devam etmektedir. Dinin, bu takıyyeciler, fırıldaklar ve münafıklar çetesinin elinden kurtulması için aklımız, eleştirel düşüncemiz ve şüpheci yaklaşımımız başta olmak üzere zihinsel ve dini dünyamızı yeniden inşa etmemiz gerekmektedir. Dinin, emperyalizmin elinde kullanışlı bir araç olmasının önündeki temel engel akıldan başka bir şey değildir.