Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.69
Gram Altın
2973.65
BIST 100
9959.11
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Ağustos 2017

Küresel çetenin Kürdistan projesi

1993 Nevruz kutlamaları. Yer, Washington Crystal City Sheratın Otel'in balo salonu. Molla Mustafa Barzani'nin resminin asılı durduğu salonda büyük bir coşku var. Gece boyu halaylar çekildi. Halay başı Musevi Lobisi'nin en güçlü örgütü AIPAC'ın eski direktörü Morris Amitay'dı!(22 Mart 1993,Hürriyet)

Jewish Weekly'de "Self-Determinasyon: Kürtler Hala Bekliyor" başlıklı bir yazısında özetle Türkiye, İran, Suriye, Irak ve Rusya'da dağılmış olan Kürtler bağımsız bir devlet kurmadıkça Orta Doğu'ya huzur gelmez diyen adam.

Bir yıl geriye gidelim. Yer, Türkiye. Amerikan'ın Sesi Radyosu, Güneydoğu'da 16 aydır, 5 ayrı frekanstan hemen her gün Kırmançi lehçesiyle Kürtçe yayın yapmaya başladı. Önce 15 dakikalık olan yayınlar kısa bir süre sonra 1 saate çıktı. Radyo aralıksız PKK lehine propaganda yapıyordu.

Güneydoğu Anadolu'dan Kürdistan olarak bahsediliyor ve terör örgütü üyeleri için soreşker(yiğit savaşçı) deniliyordu. Kafi miktarda da Serhildan vurgusu yapılıyordu.

O yıl seçimleri kazanan Clinton'un birinci gündem maddesi Kürdistan'dır. Çünkü başkan, kendisini bir Kürt devleti kurmaya adamış ve sırf bu amaçla faaliyet yürüten WINNEP adlı think-tank kuruluşundan besleniyordu. Öyle ki bu kuruluştan Martin Indyk'i önce Orta Doğu Danışmanlığı masasına getirdi sonra da 1995 yılında İsrail Büyükelçisi yaptı. Hani şu 2009 yılında ''Türkiye Arap dünyasına kaymakla hata yapıyor'' diyen adam.

Açıkçası ABD Kürtlerin bağımsız bir devlet kurmasıyla falan ilgilenmiyordu. Asıl amaç Kürtleri Irak'a karşı bir araç olarak kullanmaktı. Barzani o dönem her ne kadar CIA yetkilisine gönderdiği bir mektupta "Biz ABD'nin 51. eyaleti olmaya hazırız" dese de sonraki yıllarda planlar, projeler, hesaplar farklı işleyecekti.

ABD, Irak'ı parçalamak için Barzani üzerinden Kürtleri kullanmak istiyordu. Bugün ise PYD üzerinden Türkiye'yi güneyden kuşatmak niyetindedir.

90'lı yıllarda Washington'da bu planları yaptıran lobinin arkasındaki en etkili güç kuşkusuz Ariel Şaron'du. Çünkü Oded Yinon Planı'nda Irak için öngörülen plan şuydu: "Irak etnik ve mezhebi temeller üzerine bölünecektir. Kuzeyde bir Kürt devleti ortada bir Sünni ve güneyde de bir Şii devleti."

Öyle sinsi bir plandı ki bu bizim siyasetçileri ve yazarları yıllardır parmaklarının ucunda oynattılar. Örneğin dönemin İsrail Dışişleri Bakanı İzak Şamir, Türkiye'ye gelip Özal'a PKK ile mücadelede ortak işbirliği teklif ederken aynı Şamir döndüğünde Türkiye'yi Kürdistan'ı işgal altında tutan diktatör bir ülke olarak tanıtıyordu. Böyle çok örnek olduğu için geçiyorum. Richard Perle'yi yazmıyorum bile!

1994 yılında Başbakanlığa bağlı Politik Psikoloji Merkezi tarafından organize edilen bir toplantıda davetlilerden İsrailli bir uzman Türkiye'nin güneyini Kürdistan olarak tanıtırken aynı saatlerde İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizmann Güneydoğu ziyaretleri yapıyordu vsu2026

Dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, Körfez Savaşı'ndan sonra bu tuzağı görüp Irak'ın toprak bütünlüğü için ne kadar görüşme/arabuluculuk yaptıysa bir netice elde edemedi. Çünkü Irak'ın Kuzeyinde sadece CIA değil MOSSAD, MI-16 ve SAVAK gibi istihbarat birimleri de bir hayli etkindi. Düşünün, CIA o tarihlerde "Asayesh" adında yeni bir Kürt istihbarat servisi bile kurmuş ve oradaki Kürt kuruluşlarına yığınlarca para aktarıyordu.

Aslında 150 yıllık büyük bir plandan bahsediyoruz. Siyonist çete, Orta Doğu'daki haritaların yeniden şekillenmesinde rol oynayacak kukla bir devletin peşindedir. İşte bu plan Erdoğan'ın iktidarı ele almasıyla ciddi anlamda sekteye uğradı. Barzani ile kurulan ilişkiler ve yapılan petrol anlaşmaları ABD'nin beklemediği hamlelerdi.

Hatırlayın Diyarbakır buluşmasında Erdoğan "Bizim muhabbetimize sınır çizemezler" diyerek muhteşem bir konuşma yapmıştı. Bir gün sonra FETÖ o lanet olası dershaneleri bahane ederek açıktan savaş kararı aldı ve ardından 17-25 Aralık darbe teşebbüsü yaşandı.

ABD bugün Kürt devleti projesinden vazgeçmiş değildir. Bu uzun soluklu projeyi bugün Suriye'nin Kuzeyinde tesis etmek niyetinde. En son 1300 TIR silah sevkiyatının yapıldığı bir bölge burası. Erdoğan, bir taraftan Kuzey Irak'ta yapılması planlanan referanduma Irak'ın toprak bütünlüğü için karşı çıkarken diğer taraftan da güney sınırımızda tesis edilmek istenen bu terör devletini engellemek istiyor. İçimizdeki neo-itihatçı kafadaki bazı andavallar da "onlar devlet kurmadan biz kendi Kürt devletimizi kuralım" derdinde!