Kurbanın varoluşsal anlamı
İnsanın bu dünyada varoluş gerekçesi, Allah'a sahih ve kamil anlamda kul olmaktır. Allah rızasına uygun bir hayat yaşamak hayatın asli gayesidir. Kurban, Allah'a sahih anlamda kulluğu ve teslimiyeti gösteren derin bir ibadettir. Allah'a kul olmak için insanın en sevdiğinden vazgeçmesi kurban ibadetinin esasını oluşturmaktadır.
Allah, insana şah damarından daha yakındır. İnsan, kendisine şahdamarından yakın olan Allah'la olan yakınlığını koruma konusunda başarılı değildir. Makam mevki, maddiyat, şehvet, şöhret, zenginlik, güç ve hakimiyet gibi dünyevi arzular ve istekler, insanı Allah'tan uzaklaştıran araçlar olabilmektedirler. Kurban, insanı Allah'tan uzaklaştıran her türlü arzudan, istekten, amaçtan, duygudan ve merkezden vazgeçmek demektir. İnsanın Allah'a kulluk gibi asli ve fıtri bir amacın yerine hiçbir şeyi ikame etmemesi gerekmektedir.
Kurbanın niceliğinden çok niteliği ve niyeti önemlidir. Kabil, en değersiz olanı kurban ederek göstermelik olarak ritüeli yerine getirmek suretiyle istediğini elde etmeye çalışmıştır. Habil ise, en sevdiği şeyi kurban ederek Allah'ın rızasını kazanmanın peşinde olmuştur. Allah, gerçek anlamda içtenlikle kendi rızasını kazanmanın peşinde olan Habil'in kurbanını kabul etmiştir. Kurbanda asıl olan samimiyet ve ihlastır. Sahteliğin ve şovun kurban ibadetine maddi ve manevi hile karıştırması halinde, insanın varoluşu gibi, yapmış olduğu kurban ibadeti de fesada uğramaktadır. İnsanın varoluşsal düzeyde ihlaslı olması, kurban ibadetinin ifsada uğramamasının olmazsa olmazıdır. Kurbanda ve kullukta Habil'mi yoksa Kabil'mi olduğumuz sorusunu sürekli sorarak kendimizi hesaba çekmeliyiz.
Allah'ın kesilen kurbanın etine, kanına ve derisine ihtiyacı yoktur. Kurbanın eti ve derisi gene insanlara ulaşmaktadır. Kurbanın kendisinden çok insanın takvası Allah'ın katına ulaşmaktadır. Müttaki bir şekilde kesilen kurban, kulluğun bir tezahürüdür. Allah'ın değer verdiği durum, insanın takva halidir. Kurbanın değerini belirleyen nitelik takvanın kendisidir.
Takva, Allah-insan ilişkisini belirleyen temel ölçüdür. Kurban edilen hayvanın eti , bizzat asıl değildir. Kurban edilen hayvanın eti, ihtiyaç sahiplerine hızlı bir şekilde ulaştırılmalıdır. Kurban etinin bizzat kendisinin asıl haline getirilip, takvanın arka plana itilmesi kurban ibadetinin ve kulluğun özüne aykırı bir tutumdur."Allah için kurban, küp için kıyma" şeklindeki popüler tutumların ve davranışların hiçbir şekilde İslami ve insani meşruiyeti bulunmamaktadır. Kurban eti, acil bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalıdır. Kurban etinin hızlı bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, kurban ibadetinin insani ve ahlaki boyutunun tamamlanmasını sağlamaktadır. Allah rızası için kurban kesmek ile Allah rızası için kurbanın ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması şeklindeki iki hal, bir arada var olmak zorundadır.
Kurban ibadetini işkencecilikle, vahşetle, sadizmle veya hayvan katliamıyla açıklamak mümkün değildir. Rahman ve Rahim olan Allah, kurban ibadetinde tezahür etmesini istediği saf insani halle bizi olgunlaştırmak, geliştirmek ve ahlaklandırmayı amaçlamaktadır.
Kurban, bir özgürlük ve olgunlaşma ibadetidir. Kurban ibadetiyle, fizyolojik ihtiyaçlarımızın kölesi olmaktan, bencillik şeklindeki varoluşsal rahatsızlığımızdan, günlük hayatımızın rutini olma bağımlılığından kurtulmamız amaçlanmaktadır. Kurban ibadeti, günlük hayatın ve fizyolojik ihtiyaçların bağımlılığını aşarak aşk, iman ve aklın olduğu daha yüksek bir varoluş düzeyini gerçekleştirmemize bizi yöneltmelidir. Kurbanın arkasındaki üst akıl, kasaplık değildir. Kurbanın arkasındaki üst akıl, sahih anlamda insan oluşumuzun önündeki engellerin, tutkuların ve bağımlılıkların aşılmasına bizi yönlendirmeyi hedef olarak göstermektedir.
Kurban bilinci, gerçek anlamda kurban edilenin bir hayvan olmadığını fark etmeyi gerektirmektedir. Asıl kurban etmemiz gereken, hayatımızda merkezi gaye şeklinde idol haline getirdiğimiz en sevgili olandan vazgeçmektir.
Kurban etini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak ve paylaştırmak önemlidir. Ancak kurban ibadeti, bunu aşan bir varoluşsal bir ibadettir. Kurban ibadeti hayatımızdaki en sevgili ve değerli şeyden vazgeçmek gibi büyük bir meydan okumayı önümüze koymaktadır. Makamımız, paramız, şehvetimiz, mal biriktirme hastalığımız, bohemliğimiz, hazcılığımız veya şöhretimiz gibi vazgeçilemez gördüğümüz yapaylıklardan kurtulma şeklinde büyük bir sorumluluğa ve meydan okumaya cevap vermeyi önümüze koymaktadır. Bir hayvanı kurban etmek, Allah'a kul olmak için hayatımızda en sevgili konuma koyduğumuz dünyevi yapaylıktan vazgeçeceğimizi temsil eden derin bir varoluşsal bir anlama sahip bulunmaktadır. Hepimiz için en asli soru, hayatımızdaki İsmail kimdir? sorusudur. Hayatımızdaki İsmail'den vazgeçtiğimizin bedeli olarak kurbanın yapıldığını fark etmemiz lazımdır. Bizi insanlıktan uzaklaştıran heva ve hevesten vazgeçtiğimizin sahih göstergesi kurban olmalıdır. Kurban süreci, İsmail'den vazgeçen İbrahim olmayı meyve vermelidir. Kurban, bir süreç değil, sonuçtur. Kendi İsmail'inden vazgeçen İbrahim olmak için, kişinin akıl, duygu ve düşünce açısından insani ve ahlaki niteliklerle kendini olgunlaştırması ve geliştirme sürecinin sürekli olarak yaşaması gerekmektedir. Kurban, hayat boyu yaşanan bir süreç ve sonuçtur. Kurban, sürekli olarak eski benliğin ölmesi ve yeni benliğin oluşturulmasıdır. İbrahimi benliği kazanma arayışında sürekli olarak İsmail'mizi kurban etme gibi çetin bir meydan okumayla yüz yüze bulunmaktayız. Bütün insanlığın kurban bayramını kutluyorum