Kurban kesmenin hikmeti
Zaman hızlı bir şekilde
kelebini sararken bizleri menzilden menzile taşıyor. Ramazan ayı, oruç derken
şimdi de Kurban Bayramı geldi. Yine bir
telaş başladı hanelerde, gönüllerde… Asrı gurbette tek sıla-i rahim fırsatını
bayramlar vesilesiyle yakalayanlar yine yollara düştü. Rabbim kazasız, belasız
bir bayram nasip etsin ümmete…
İbadet maksadıyla kurban
bayramı günlerinde, belirli şartları taşıyan hayvanların, sırf Allah asın ve
onun rızasını kazanıp ona
yakınlaşmak niyetiyle usulünce
boğazlanmasına kurban kesmek denir.
Kurban hadisesi ilk
insandan günümüze kadar var olan bir ibadettir. Numune-i timsal olan ilk kurban
hadisesi Hz. Âdem’in oğulları Habil ve Kabil’in ihtilafında yaşandı. İkinci önemli kurban hadisesi
de Hz. İbrahim’in oğlu İsmail arasında geçti.
Bu hadisede görüldüğü gibi Cenabı Hak bir insanın kurban edilmesine
müsaade etmemiştir.
Hali vakti yerinde olan Müslümanlara kurban kesmek, hicretin
ikinci senesinde Sevik Gazvesi sonrasında vacip oldu. Cahiliyet döneminde bile
kurban kesmek vardı. Hatta kurban kesen insanlar evlerini, kestikleri
kurbanların kanları ile boyarlardı. Buradan kalan alışkanlıkla İslam sonrası
dönemde de bazı kişiler aynı âdeti tekrarlamak isteyince Hâc suresi 37. ayette
de ifade edildiği gibi bu yasaklanmış ve insanlar uyarılmıştı. Zira kurban
kesmenin faydası sadece kesenedir. Rabbimiz kurbanın ne etine, ne kanına, ne
derisine muhtaçtır.
Kişi, kurban kesmekle hem dini bir vazifeyi icra
eder, bir sorumluluğu ifa eder hem de kestiği kurbandan ihtiyaç sahiplerine
tasaddukta bulunur. Yakınlarına ve aile efradına kurbanın etinden yedirir.
Böylece müminler arasında bir muhabbet halkası oluşur. Garip olan ihtiyaç
sahiplerine kurban vasıtasıyla karîb
yani yakın olunur. Kurban ile bir yandan Allah’ın rızası kazanılırken diğer
yandan muhtaç insanlarla aramızda bir muhabbet tesis edilmiş olur. Günümüzde bu yardımlaşma sadece yakınımızdakilerle
sınırlı kalmamış, ülke sınırlarının ötelerine taşınarak dünyanın diğer bir
ucundaki muhtaçlara kadar uzanarak Müslümanlar arasında olması gereken
kardeşliğin sözden fiile dönmesine ve bunun neticesinden birbirlerine olan
sevgi ve muhabbetin kalplerde kök salmasına imkân sağlanmıştır.
Kurban kesmek ile amaçlanan kurbiyetin
gerçekleşmesi için samimiyet, fedakârlık ve teslimiyet gerekir. Kişi en sevdiği
şeyden fedakârlık etmedikçe bu yakınlık gerçekleşmez. Bu fedakârlığı
tetikleyecek olan tek amil teslimiyettir. Allah’a iman bu teslimiyeti
gerektirir. Ondandır ki müminler aynı zamanda Müslümandır, teslim olmuştur. Bu
teslimiyet, gönüllü bir teslimiyettir ve kişinin her şeyini feda edebilmesi ile
mümkün olur. İşte içinde samimiyetin olmadığı, teslimiyetin olmadığı ve
fedakârlığın olmadığı kurban ile kurbiyet hâsıl olmaz.
Hz. İsmail kıssasında görüldüğü gibi bu şartlara bir
de sabır şartı eklenmiştir. Hz. İbrahim, imanındaki samimiyeti, Allah’a olan
teslimiyeti ve numune-i timsal fedakârlığı ile büyük bir imtihanını geçerken
Hz. İsmail de yine rabbine olan samimi imanı, teslimiyeti ile aziz canını
fedaya bile hazır olduğunu göstererek bizlere örnek olmuşlardır.
Bu anlatılanları Süleyman Uludağ şu ifadelerle özetlemiştir.
“Kurban, Hak Teâlâ’ya kayıtsız şartsız teslimiyetin, tefviz ve tevekkül ehli
olmanın, hak yolda fedakârlık göstermenin bir remzi ve bir simgesidir. Kurban,
her şeyden önce Allah’a itaatin ve kâmil manada kulluğun veciz ifadesidir.
Kurban, teslimiyet ve rızanın, sabır ve şükrün imtihanıdır. Kurban, bir
hayvanın kanı ile toprağı boyaması değil; belki Allah’ın huzurunda bütün
isteklerin, bütün arzu ve emellerin kurban edilmesidir. Onun dostluğunu
kazanabilmek adına kişinin sahip olduğu her şeyden, gerektiğinde canından bile
vazgeçebileceğinin göstergesidir.”
Kurban Bayramı da müminlere bu hikmetleri hatırlatmak
için hediye edilmiştir. Kul, Allah’a inancının gereği olarak onun emri
mucibince hediye olarak bir kurban keser. Rabbi de bunun karşılığında ona bir
bayram hediye eder. En uzaktakiler bile
bu bayram vesilesiyle sıla-i rahim yaparlar, büyüklerinin yanlarına gelip
kurban sevincini beraberce yaşarlar.
Kurban hasbi bir ibadettir. Onda etin hesabı,
kurbanın fiyatı gibi maddi şeyler öne çıkmaz hatta söz konusu bile edilemez.
İşte kurban ve hikmeti budur.
Bu vesileyle Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum.