Kur'an'la yetişen nesil
"Biz insanı en güzel surette yarattık" diye buyuran ve yaratılmışların hepsini o en güzel surette yarattığı insanoğlunun emrine veren Yüce Mevla'mız, insanın bu dünyada nasıl yaşaması, nasıl beslenmesi, nasıl hareket etmesi gerektiğini de kitap ve peygamberleri vasıtası ile bildirmiştir. O reçeteye uygun hayatını idame ettirenlere iki cihan saadeti vadetmekte, fıtratına ve dinine aykırı iş ve işlemlerde bulunduğunda ise yine kendi deyimiyle onları "hayvandan daha da aşağı" ifadesi ile zelil etmektedir. Rablerinin emrine uyanlara mükafatın en güzeli, ona uymayanlara hesabın en kötüsü ve varacakları yerin cehennem olduğu bildirilmektedir.
Milletlerin hayatlarında on yıl, on beş yıl kısa bir zaman dilimidir. Radikal değişiklikler daha uzun yıllara saridir. Elli yıl, yüz yıl devam eden süreçler mevcuttur. Ancak Türkiye'de son on beş yıl içinde fevkalade değişikliklere şahit olduk. 28 Şubat zihniyeti ile yaratılış gayesinden uzak bir anlayışla insanlara zulüm uyguladı. Milletimiz inançlarından ve değerlerinden koparılmaya çalışıldı. 1950'lerde uygulanan baskı tekrar edilmeye başlandı. Camilerin ahırlara, Kur'an Kurslarının harabelere çevrildiği o utanç duyduğumuz günlere geri çevrilmemize ramak kalmıştı. Cıvıl cıvıl sesleriyle Kur'an tilavetinin yapıldığı, dini ve milli değerlerin karakterlere işlendiği, sevgi ve saygının insanlar arasında hakim olduğu bir anlayıştan rahatsız olan sözde demokratlar toplum mühendisliğine soyunarak topluma kan kusturmaya başlamıştı. Dini vakıf ve derneklerin mal varlıklarına göz dikilmiş, millet için yine milletin parası ile yapılan Kur'an Kursu ve İmam Hatip Okulu binalarına cebren el konulmuş ve ilgisiz kişi ve kurumlara verilerek gayesi dışında kullandırılmaya başlamıştı. Okullarda göstermelik kalan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri bile kaldırılmış, manevi değerlerden bihaber bir gençlik yetiştirmek için adeta bir yarış başlatılmıştı. 1950'leri görmedik ama babalarımızdan ve dedelerimizden çok dinledik. Evinde değil Kur'an'ı Kerim, dini muhteva içeren bir kitap bile bulunsa, peygamber ocağı anlayışıyla askere gönderdikleri evlatları tarafından tutuklanıp hapsi boyladıklarını anlatırken hala o vahşeti yaşıyormuşçasına tir tir titrediklerine şahit olduk. Yıllarca ezan sesine hasret yaşadıklarını anlatırken okunan ezan ile sevinçten secdeye kapandıklarını gördük. Bunun gibi daha binlerce olay anlatmak mümkündür.
Menderes hükümeti ile aslına dönen bu millet sonraki yıllarda kendine zulmeden zihniyeti bir daha asla iktidar yapmamıştır. İktidar olamayan bu hak ve halk düşmanı vampirler bu sefer emellerini gerçekleştirmek için başka yollar denediler. Sol zihniyet ile muktedir olamayınca sağ partileri yozlaştırarak ve değiştirerek amaçlarına ulaşmaya çalıştılar. 28 Şubat böyle bir çalışmanın ürünüydü. Bu milleti dinsizleştirmek için hükümet olmadan hükümeti yönlendirerek, iktidar olmadan iktidar olanları kullanarak kirli oyunlar sahneye sürdüler. Çoğunluğa değil kendi koltuğunu koruma uğruna azınlığa hükümet kurdurup baskı politikasını yürütenler şimdi onun hesabını ruz-i mahşerde vermeye hazırlanıyorlar. İnançları uğruna başını örtenler için "Bu kadına haddini bildirin" diye Milletin meclisinde millete rağmen ayağa kalkanlar şimdilerde had ve hududun sınırlarını ölçüyorlar. Bu zulmün bin yıl sürecek olduğunu söylemekten utanmayanlar şimdilerde bin yıl dünyaya adaletiyle hükmetmiş bir milletin torunlarının neler yapabileceğini sadece seyrediyorlar.
Çok şükür ki o günler de geride kaldı ve yeniden bir diriliş gibi ayağa kalkan bu milletin evlatları üzerine düşeni yaptı, o ilim ve irfan yuvaları yeniden canlandı. Sadece İmam Hatiplerde değil tüm okullarda okutulmaya başlanan Kur'an'ı Kerim, Siyer ve diğer dini dersler seçmeli de olsa sınıflar dolu dolu oluyor. Yaz dönemi olmasına rağmen sadece Kur'an Kursları değil bütün dernek ve vakıfların sınıfları Müftülüklerle işbirliği içinde, öğrencilerle dolup taşmış ve akın akın Kur'an eğitimine gidişat başlamıştır. Bu sınıflarda sadece Kur'an'ı Kerim ve siyer değil aynı zamanda sosyal aktiviteler yapılmakta, beşeri ilimler öğretilmektedir.
Bu günlerin kıymetini bilmeliyiz. Yoksa "Eğer hak çağrısına sırtınızı dönerseniz Allah sizin yerinize başka bir topluluk getirir; sonra onlar sizin gibi olmazlar." ayeti mucibince bu dini ihya için bizim yerimize başkaları gelir ve biz iki cihan saadetinden mahrum oluruz.