Kur'an'ın şefaati
İman edip salih ameller işleyenlere Rabbimizin vaadi var. Onları hoş yaşatırız, buyuruyor:
“Erkek veya kadın, kim mümin olarak salih/iyi iş yaparsa, ona hoş bir hayat yaşatırız ve mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeliyle veririz.” ( Nahl, 97)
İnanmak, salih amellerle bir hayat yaşamaya çalışmak, huzursuzluğa razı olmak değildir. İnsan maddi zorluklar yaşasa; hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalsa bile gönül huzurunu bulabilir.
Rabbimiz huzur bulamayanları da anlatır bize. Varlık içinde olsalar bile daralan, bunalan huzursuz ruhlardan bahseder:
“Her kim benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz. O da şöyle der: ‘Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum halde, niçin beni kör olarak haşrettin?’ (Allah (c.c.)) ‘Evet, öyle. Ayetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun’ der.” (Taha, 125-126)
Zikirden uzak kalınca, Kur’an’dan uzak kalınca insan doymak bilmez hale gelebilir.
“Biz nice zikirle hemhal olanlar tanıyoruz. Onlardaki hırs ve tamah hiç kimsede yok” diyenlerimiz olabilir.
Zikrin, kalbi neden mutmain etmediğine bakmak lazım.
Kur’an’ın kalpte yer edip etmediğine bakmak lazım.
Kur’an ayı geldi…
Bizi takva eğitimine tabi tutan oruç ayı geldi…
Kur’an-ı Kerim’de ibadetlerin Müslümanın ahlakını güzelleştirici niteliği vurgulanır:
“Kitaptan sana vahyedileni oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” (Ankebut,45)
“Onların mallarından sadaka/zekât al ki onları arındırsın ve temizlesin…” (Tevbe, 103)
Oruç da böyledir. “Takva sahibi olasınız diye size farz kılındı.” (Bakara, 183)
Bizi takva sahibi yapacak oruçlarımız…
Bizi arındıracak…
Bizim orucu tuttuğumuz gibi oruç da bizi tutacak. Kinden, nefretten, haramdan uzak tutacak.
“Nice oruç tutanlar var ki, oruçlarından kendilerine açlık kalır” buyuruyor Peygamber Efendimiz (s.a.v.).
“Kim yalan sözü ve yalanla hareket etmeyi bırakmazsa Allah’ın onun aç ve susuz kalmasına ihtiyacı yoktur” buyuruyor.
Sakınarak yaşamayı öğreneceğiz.
Günahlardan sakınacağız.
Rabbimizin sevgisini kaybetmekten korkacağız.
Kitaba sora sora yaşayacağız.
Hz. Peygamber (a.s.)’a sora sora…
Ramazan boyunca mukabelelerle, hatimlerle takip ettiğimiz Kur’an-ı Kerim, hayatımıza yön verecek. Ahlakımızı şekillendirecek.
“Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini kıs” diyor Kur’an.
“Allah’tan kork, doğru söz söyle” diyor.
“Yarına ne hazırladığına bak” buyuruyor.
İnen her ayet sahabenin hayatını değiştirdiği gibi, bizi de değiştirecek.
İyiye, güzele, hakka yöneltecek.
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” düsturunu yerleştirecek.
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” terbiyesiyle yetiştirecek.
“Allah’ın evlerinden bir evde insanlar bir araya gelip Allah’ın kitabını okuyup anlamaya çalışsalar, sekinet iner oraya, rahmet bürür onları, melekler kanatlarını açarlar onlar için ve Allah zikreder onları” buyuruyor Peygamber Efendimiz (s.a.v.).
Ramazan geliyor…
Kur’an ayı geliyor...
Gönüller Kur’an’la huzur bulmalı.
Kıyamet günü şefaatine nail olmalı.