Kur'anın geliş serüveni-1
Hiç bir devletin,hiç bir gücün baskısına maruz kalmayan Allah'u Teala kimseden yaratılış modeli almadan kendisinin istediği gibi ve kendisinin istediği şekilde ruhlar yaratarak her ruha özel bir bedene giydirdi...
Ve yeryüzüne gönderdi...
Yeryüzü insan yaşamına hazırdı... Bütün masalar donatılmış, konuğunu bekliyordu... Yerden ve gökten bütün canlı ve cansız varlık insanın etrafında pır dönüyorlardı... Gökteki güneşten tutun da denizdeki balıklara kadar, güzel bir gülden tutun da yağan kara kadar...
Sevecen kuzulardan tutun da yakalamakta zorlandığımız civcivlere kadar... Hepsi neşe ile insana gösteri yapıyorlar...
Bir çoban, sabahın erken saatlerinde ağılın kapısını açıyor ve neşe ile salıyor yaylalara... akşama doğru süt yeşil otlardan alınan beyaz sütü sağınca yüze ikinci bir neşe gelir...
Ve insan düşünür...
Yerin ve göğün elele tutuşup kendisine hizmet ettiğini yakıni olarak hisseder ve görür...
Ve bu insan evrenin başıboş şekilde yaratılmadığına kanaat getirir...
Ve şaşkınlıkla etrafına bakınır...
Bir sahip arar...
Gözlerini yüce dağlara çevirir... devasa, ama hareketsiz ve dilsiz... başını göğe kaldırır yıdızları ve ay'ı görür... onlar da sessiz gösteri yapanlar arasında, sessiz ve dilsizler...
Bu arada tenini serinleten rüzgar sertleşir ve aynı meltemsi esintiyi vermez... Belliki havanın ayarı ile oynanmış... Derken gökten yavaşça , sessizce ve eğlenerek düşen kar taneciklerini görür... Dokunmak ister ama parmakları arasında erir ve kendine bir yol bularak parmaklar arasında kayar gider...
Kar tanesi de rüzgar gibi üşütür kendisini...
Başını dağlara çevirir... Ağaçlara çevirir ve kalın bir beyaz örtü görür... Yeryüzü gelinliğini giymiştir... Gördüklerini günlüğüne notlamaya başlar...
Aradan aylar geçer rüzgar eski günlerini hatırlar ve meltemsi esmeye başlar... Bahar gelmiştir... Sarı ve cansız yeryüzü yeşile bürünmeye başlar... Sarı renk nereye gitti, yeşil renk nereden geldi?
İnsanın merak listesi kabarmaya başlar...
Bu kez insan mevsimleri keşfeder...
İklim değişikliği manavın tezgahını da değiştirmiştir... Her mevsime özel sebze ve meyve... Her mevsime özel rüzgar ve kar...
İnsanın damak tadını hesaba katan bir toprak mı dese, bir varlık mı dese?
Evet, evet... biri ya da birileri insanın damak zevki ile ilgileniyor...
Kışın vitamın dolu meyve ve sebzeler, yazın bol sulu meyve ve sebzeler...
Yeryüzünde bir dengenin olduğuna kanaat getirmeye başlar...
Bu kez insanları gözlemlemek ister...
Kim, ne kadar merak ediyor...
Kimsenin umurunda olmadığını görünce kendi adına üzülür... ortada muhteşem bir gösteri var ve bu insanlar bu gösterilerden gafil... Gösteriyi yaptırtan adına bu insanlara kızmaya başlar...
***