Kur’an’da insan, insanda Kur’an
Kur’an’da insan, insanda Kur’an
İçinde bulunduğumuz Ramazan ayının en önemli özelliği, Kur’an’ın bu ayda indirilmiş olmasıdır. Kur’an’ın insanlığa iletilmek üzere Rahmet Peygamberi’ne vahyedilmesi, insanlık tarihinin en önemli olayıdır. İnsanlık tarihinin merkezinde Kur’an’ın vahyi bulunmaktadır. Ramazan ayı, insanlık tarihinin en önemli olayının gerçekleştiği zaman dilimi olması açısından özeldir, önemlidir ve önceliklidir.
Kur’an, insanlığa hidayet rehberi ve şifa kaynağı olarak gönderilmiştir. Kur’an, bugün bir bütün olarak insanlığın elinde bulunmaktadır. Kur’an’ın insanlığın elinde bir bütün olarak bulunması, bütün insanlığa büyük bir sorumluluk yüklemektedir. İnsanlık, Kur’an’a uygun şekilde ahlaklı ve adil olmakla mükelleftir. Başka bir ifade ile insanlık, Kur’an ahlakıyla ahlaklanma sorumluluğu ile karşı karşıyadır.
Kur’an, insanlığa ahlakın, kulluğun ve adaletin yolunu gösteren hidayet rehberidir. Kur’an’ın tamamı, Allah’ın insanı insana tanıtmasını içeren mesajlarla doludur. İnsanı çok boyutlu bir şekilde ortaya koyan Kur’an, insanın kendisi üzerinde düşünmesini, aklını kullanmasını, kendisini sürekli olarak yenilemesini yani ihya etmesini istemektedir.
İnsanlığın kaderi, Kur’an’a uygun ahlaki bir hayat yaşayıp yaşamadığına bağlı bulunmaktadır. Başka bir ifade ile insanlığın kaderi ve Kur’an ahlakı arasında sıkı bir ilişki vardır. İnsanın Kur’an’a uygun bir şekilde duygularını, düşüncelerini, sözlerini, davranışlarını ve kişiliğini oluşturması, bireyin kaderini inşa etmesi anlamına gelmektedir.
Kur’an ve insan arasındaki ilişki, yüzünden okunan bir kıraat veya hatim ilişkisinden ibaret değildir. Kur’an ve insan arasındaki ilişki, insanın kaderini belirleyen, başka bir ifade ile bekasıyla ilgili hayati bir sorundur. İnsan, Kur’an’ı okumakla, anlamakla, içselleştirmekle ve uygulamakla sorumludur. Başka bir ifade ile her birey, canlı ve yaşayan Kur’an olma sorumluluğu ve meydan okumasıyla yüz yüzedir.
Kur’an, ahlak ve ubudiyyet alanlarında insanlığın asli hidayet rehberidir. İnsan, aklını kullanarak hidayet rehberi olan Kur’an’ın yol göstericiliğini sürekli olarak keşfetmelidir. Kur’an, akıl sahibi insanı muhatap almış, ondan kendisini anlamasını istemektedir. İnsan-Kur’an ilişkisinde, kişi sürekli işlevsel olan bir akla ihtiyaç duymaktadır. Sürekli işleyen ve faal olan akıl, Kur’an’ı anlayacak ve yaşayacak olan akıldır. Atalet içinde olan bir duygu ve düşünce dünyasının Kur’an’ı anlama ve yaşama imkanı bulunmamaktadır. İnsan, sürekli olarak aklını Kur’an’ı muhatap kılarak kendi ahlaki varoluşunu oluşturmanın gayreti içinde olmalıdır. Kadir gecesi, insanlığın Kur’an vahyiyle buluştuğu gece olduğu gibi, aynı zamanda bu gece insan hayatının bir bütün olarak Kur’an’la bitmeyen buluşma olarak tecrübe edilmesi gerekliliğini de ortaya koymaktadır.
Kur’an, Tevhit ışığında ahlaki, adil ve makul bir hayatın nasıl yaşanacağını, sahici ve sahih anlamda insanın Allah’a nasıl kulluk yapacağını berrak, saf ve açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Kur’an, kişinin Allah’ın istediği ahlaklı insan olması için hiçbir engel icat etmemektedir. Kur’an, insan-Allah ilişkisinde hiçbir otoriteye, aracıya, şeyhe, kiliseye, gruba, ermişe, puta, kiliseye, ruhbana ihtiyaç olmadığını insanlığa bildirmektedir. Kişi, Allah’la olan ilişkisinde sahte engelleri gene kendisi icat edebimektedir. İnsanın yersiz, temelsiz ve keyfi gururu, hırsı ve kibri, onu Allah’a yabancılatırabilir, azgınlaştırabilir ve saptırabilir. Gurur, hırs ve kibir, insanın duygu, düşünme ve akıl dünyalarının mühürlenmesine yol açabilir. Kur’an, Allah’a kul olmak için insanın kendi kendine engeller ve duvarlar inşa etmemesini söylemektedir. Kadir gecesinde Kur’an’ın indirilmesiyle, Allah ve insan arasındaki bütün yapay engeller, duvarlar, aracılar ve kurgular tamamen ortadan kaldırılmıştır.
Allah, insana şah damarından bile daha yakındır. Allah, insanı hiçbir zaman terk etmemiştir. Allah, insanla sürekli olarak beraberdir. Allah, insanlıkla beraber olduğu için bütün insanlığa hidayet rehberi olarak Kur’an’ı yollamıştır. Allah, insanları ahlaklı, adil ve akıllı mü’minler olmaya davet etmektedir. Kur’an, doğru yolu bulması için insanlığı Tevhit yoluna davet etmektedir. İnsanlığın kaderini belirleyecek olan şey, Kur’an’ın Tevhit yoluna yaptığı davete verilecek karşılığın niteliğidir. Kadir gecesinde yapılacak en büyük ibadet, insanın Tevhidi davete sahih ve sahici bir karşılık vermesidir.