Kur'an'a saldırıların arkasındaki zihin
Bugünkü yazımıza bir soru ile başlayalım. Batı denince
aklınıza ne geliyor?
Yekün ekseriyetin medeniyet, demokrasi, özgürlük, inançlara
ve farklılıklara hoşgörü, insan haklarına saygı ve barış yurdu diye düşündüğünü
tahmin ediyorum.
Batı gerçekten bu değerlerin karşılığı mı, bizce hayır... Batı’ya mutlak sadakat
gösteren müstemleke zihniyet için ise evet öyledir.
Batı yeryüzünü kendi şahsi mülkü, dünyanın tüm kaynaklarını,
petrol ve doğalgazını, altını ve gümüşü kendi şahsi malı görüyor. Dünya bu
yüzden açgözlü bu saldırgan ve hırsızın yağmasına uğruyor.
Evet, ABD ve Batı, dünyanın altını üstüne getiriyor.
Savaşlar çıkarıp iç karışıklık ve darbelerle ülkeleri istikrarsızlaştırıyorlar.
Artık dünya buna şahitlik etmekten yoruldu.
Hala, içimizde Batı medeniyetine, hoşgörü ve insan haklarına
saygılı olduğuna iman edenlere Hiroşima’yı hatırlatmak istiyoruz. Atom
bombasını atan, Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi yakıp yıkan ve milyonlarca masum
insanı katleden uzaylılar mıydı?
Batı, inançlar, insanlar ve dinler arasında kahredici
şekilde ayırım yapıyor. Bu nedenle demokrasinin, inançlara saygı ve hoşgörünün
yurdu kabul edilen Avrupa’da Kur’an-ı Kerim yakılmasına ses çıkarmayıp
demokrasinin bir gereği sayıyor.
Dinimiz, fitne ve fesat çıkarmayı katillikle eşdeğer
tutuyor. İslam, değerlere, inançlara ve insanlığa saldıranları azılı katiller
olarak nitelendiriyor.
Bize göre kötülük yapanların eli kanlı terör örgütlerinden
hiç bir farkı yoktur. Filistin, yıllardır İsrail terörüyle jenosite uğruyor. Bu
zulme ses çıkarmayıp destek verenler en az İsrail kadar katil ve suçlu değil
mi? Öyledir.
Amerika Irak, Afganistan ve Suriye’ye demokrasiyi getireceğim diye kimyasal
bombalar yağdırdı. Şam, Bağdat birçok şehirlerimizin akıbetine uğradı. Yakılıp
yıkıldı, dini ve kültürel mirasımız yok edildi. Medeniyetimiz yok ediliyor.
Hani Batı medeniydi, hani merhamet ve adalet duygusuna sahipti?
ABD ve Batı’ya göre, ‘dünyayı demokrasi ile düzene sokmak ve
evcilleştirmek’ için şiddet ve terör meşrudur. Bu canilik ve canavarlık Kur’an
yakma olayının gerekçesi olabiliyor.
Batı için iki seçenek var. Müslümanlar ya evcil, zulme karşı
suskun ve tepkisiz ya da Batı’nın hesabına çalışan yığınlar olup esareti kabul
edecekler. Türkiye buna karşı çıktığı için hedeftedir.
Amerika ve Batı, hangi kimlik ve dinden olursa olsun zulme
başkaldıranları ve İslam’ı dünya için bir güvenlik sorunu olarak görüyor.
Şu soruyu soralım, Tevrat ve İncil Müslüman bir kimlik
tarafından yakılmış olsaydı Yahudi ve Hıristiyan dünyası sessiz kalır mıydı?
Bir Müslüman olarak bizim görüşümüz, hangi kutsal kitap
olursa olsun sessiz kalmamak gerekiyor.
Batı’nın tek dini var, İslam karşıtlığı ve çıkarları. Onlara
engel olmak isteyen Müslümanlar ‘teröristtir.’
Bugün, Türkiye hariç Müslüman dünyası Uhud dağındaki
okçuların durduğu gibi çok mevzi ve önemli bir yerde durduğunun farkında değil.
O yer kendi değerleri ve İslam’dır. Savunmazsan ve ganimet peşine düşersen
yenilip yutulursun.
Bugün, Batı güçlüdür yarın olmayacaktır çünkü güç ebedi
değildir. Yarın sen bu gücü almaya hazır mısın?