Kur'an'a hizmet, ince ve uzun bir yoldur
Bostanlı vapurunda, güzel sanatlar öğrencisi olduğunu söyleyen bir öğrenci keman çalarak “Uzun ince bir yoldayım” şarkısını söylemeye başlamıştı. Vapur bostanlıya doğru ben de düşüncelerin derinliğine ilerlemiştim…
Dervişçe bir söz: “uzun
ince bir yoldayım.” Yol uzun, genişliği
ise bizim fiziksel genişliğimiz kadar; yiyip – içtiğimiz ve bedenimizin ölçüsü
kadar ama duygular ve hayal yönüyle öyle çok geniş, uzunluğu ise ebedi âlemlere
kadar... Yolun uzunluğu yanında inceliği aczimiz ve fakrımızla her an koptu
kopacak gibi kıldan ince. İnsan en fazla ellerinin ulaştığı kadar yol
genişliğine sahiptir, ya da insanın genişliği arabası kadar, evi kadar, kazancı
kadardır... İnsan, saraylar ve yüzlerce dönüm arazi sahibi olsa bile, yolun
uzunluğu yanında öyle ince ki… Ve gece gündüz, her an yolculuk… Kâlû Belâ’da verilen sözle başlayan
yolculuk, tavırdan tavra geçişlerde ve hareket halindeyken yenilenen
üniformalar ile ebedî saadetler ya da ebedî azaplar ile neticelenecek muhteşem
bir yolculuk. Bedenin efendisi olan ruhun bezm-i
eleste “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna verdiği “Evet” cevabını
unutması, söze uygun olmayan hayat tarzı neticesinde ruh kendi bedeninde
kahreden pişmanlıklarıyla haps-i münferit kalacak. Dünyada uyumak veya kısa
süreli rüyalar ile ruh bir anlığına olsa bile nefes alabiliyor, hayallerle
daracık yerlerden, bedenin ağırlığından kurtulabiliyordu… Oysa Kâlû Belâda verilen söze sadık kalınmayınca; uyumak, rüya görmek,
hayallerle özgürlüğe kavuşmak gibi şeyler dünya seyahatinde kalıp, ruh
gerçekten haps-i münferit yaşayacak. Fakat bu uzun ince ve tehlikeler dolu
yolu lehimize çevirmek bizim elimizdedir.
Kur'an-a, sünnet-i seniyyeye hizmet eden hak âşıkları
ve Nur Talebeleri uzun ince bir yolda gece gündüz yürüyor ve cadde-i kübradan
hiç ayrılmıyorlar... Birileri
özellikle FETÖ ve maskeli kimlik taşıyanlar, İslâm'a hizmet eder gibi görünen
zavallılar haricinde; kahraman ecdadımızın torunları da bu uzun ince ve
istikametli yolda ilerliyorlar ve ilerlemeye devam edeceklerdir. Şuur
sahiplerinin hata yapmaya hiç lüksleri yoktur; gerçek genişliğe ve ebedi
rahatlığa ulaşmak için sağa sola yalpalamadan ince bir hat üzerinde yürür gibi
pür dikkat yürüyeceklerdir... İnce ve
tehlikeli yolu, uhuvvet ve ihlâs halkasını kopararak iyice tehlikeli hale
sokmak sadece küfür ehline ve münafıklara yarıyacaktır. Uzun ince yolu
tehlikeden uzak tutacak sağlamlığı ancak uhuvvet ve küffara fırsat vermemek
sağlayacaktır.
FETÖ gibi
küresel hainlerin maşası olmuş aldatan yapılar ve emperyalistlerin gönüllü
uşakları geniş yollardan, geniş imkânlarla ve gözü kapalı alıştıkları
ihanetleri sergileyerek ilerliyorlar ama yolları uzun değil ömürleri kadar çok
kısadır. Yol bittikten sonra, ateşten bedenlerde hapsolmuş, rüyaları ve
hayalleri bitmiş şekilde ebedi ve uzun bir yolda ihanetlerinin ve Müslümanları
kandırmanın cezasını çekeceklerine de bizim inancımız tamdır. İşte Ehl-i Sünnetin samimi dava erleri ve
Nur Talebeleri uzun ince bir yolda imanın rükünleriyle beraber sarsılmaz vatan
sevgisi ve de dünya namına hiçbir menfaate feda edilmez bayarak – ezan aşkıyla
iman ve Kur’an hizmetine devam edeceklerdir. Özellikle samimi ve ihlâslı
Nur Talebeleri, CHP’nin ta başından beri süre gelen tahribatlarını ve
Üstadımızın onlar hakkındaki olumsuz kanaatlerini hiçe sayan Yeni Asya gibi
hakikatlere sırt dönmeyecekler ve vatana hizmet eden Erdoğan’a kan davalısı
gibi düşman olmayacaklardır.
Biliyorlar
ki; Nur Talebesi ne CHP’yi ne de İslam düşmanlarını sevindirecek bir tavır ve
duruş içinde olamaz…
Evet, uzun
ve ince yolda yalpalamadan, yolun sağında ve solunda ki ihanet uçurumlarına
düşmeden ihlâs ve uhuvvetle yol almak; küffarla yol ve hedef arkadaşlığı
yapmamaktır. Alın secdeye giderken, sadakat ve dava erliği kirli yapılara ve
İslam düşmanlarına teslim edilmeyecektir! Taraftarlığımız ve arkadaşlığımız ve
dualarımız cadde-i kübra da yol alan İslam kardeşlerimizedir ve onların vatan
ve iman selameti için var olan gayretlerinedir. Baykuşlara ve ihanete karşı ise
teyakkuzda olanlarla bu uzun ince yolda birbirimize omuz vereceğiz, safları
FETÖ gibi yapılar sızmasın diye sıkı tutacağız. Zaten o şer fedaileri, seyrekleşen saflardan, birde gerçek saflardan
faydalandılar… İnşallah, bu uzun ve ince yolun hayırlı ve ebedi neticeleri,
yanlış yerlere mensup olan FETÖ ve benzeri ihanet şebekelerinin küffara
hizmetleri gibi ve Yeni Asya’nın alışkanlık haline getirdiği duruş bozuklukluğu
gibi şeylere feda edilmeyecektir... Bizler, bin küsur sene İslam’a fedailik
yapan ecdadımızı, din mazlumlarını, Kur’an’ın bir hakikatine son nefesine kadar
başını fedaya gönüllü razı olan Bediüzzaman’ı örnek almaya devam edeceğiz…
Zındıka komitelerinin oyun ve algı sihirlerine gelmeden, teslim olmadan ve
onların oyuncağı olmayı asla kabul etmeden bütün kirli oyunların bozulmasına ve
bu uzun ince yolda yalpalamadan bütün enerjimizle mücadele etmeye devam
edeceğiz. Evet, Kur’an’a hizmet, uzun ve
ince bir yoldur ve silahımızda İman Hakikatlerini hekim yapıp, onun tavsiyesine
uymak, reçeteyi aksatmamak ve de parazitli seslere kulak tıkamak olacaktır. Allah
bu uzun ince yolda yar ve yardımcımız olsun.