Kur'an Bayramı
Tarih Miladî 27 Ramazan 610. Günlerden Pazartesi. Yer şehirlerin anası Mekke. Sapkınlıklar güzellikleri örtüyor. Karanlıklar aydınlığa galebe çalıyor. Allah’ın evi Kâ’be putlarla dolup taşıyor. Bereketin kaynağı zemzem yerküreye firar ediyor. Kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor.
Ve bütün bunlar oluyorken sadece
Muhammed-ül Emîn’in tahammülü zorlanıyor. Daralıyor, ferahlamak için Rabbine
ilticâ etmenin yollarını arıyor. Her Ramazan’da olduğu gibi yine Hirâ’ya hicret
ediyor.
Hirâ; şirkten tevhide, kölelikten
özgürlüğe, karanlıktan aydınlığa, en dipten en zirveye çıkma mekânına
dönüşüyor. Hirâ ve kutlu misafiri baş başa bekleşiyorlar. Bir çare, bir ümid ve
inzivaya son verecek olanla hâl diliyle konuşuyor.
*
Issız, sessiz, saf ve berrak bir
gecenin eşiğinde bekleşirken yine; ansızın gözyaşı rahmete, suskunluk cûş-u
hurûşa dönüşüyor. Hirâ’nın kutlu misafirine, müjdelerin en güzeliyle bir
misafir geliyor; Vahiy Meleği Cebrail.
Ve ardından; “Ey Muhammed! Yaratan
Rabbinin adıyla oku. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin en
büyük kerem sahibidir. O, insana kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediğini
öğretti.” (Alak Sûresi, 1-5) nidâsıyla sesleniyor.
*
Hirâ’da uhrevî nidâlar birbiri
arkasına yankılanıyor, her yankılanışta Mekke ve yeryüzü sokakları aydınlığa
kavuşuyordu. Hazan yaprakları gibi dökülen ruhlar, “İlk Vahiy” ve “Son Peygamber”
muştusuyla derin uykudan uyanıyordu. Ümitsizlik ümide, acımasızlık merhamete,
şirk BİR’e iltica ediyordu. Müşrik ve putperestlerin sapkınlıklarıyla karanlığa
gömülen yeryüzü, “bin aydan daha hayırlı
bir gece”de Hatem’ül Enbiya ve sonsuzluk rehberi Kur’an-ı Azimüşşan’la
birlikte tekrar dalga dalga aydınlığa kavuşuyordu.
İşte o nûrlu gece bu gece. “Kur’an Medeniyeti”nin dünyaya doğduğu
gece. Furkan’la beraber “Rûh” ve
meleklerin semalardan süzülerek yeryüzünü kuşattığı gece. Nebevi dönemin
tecelli edişiyle, vahiy meleği Cebrail’in nefessiz ruhlara sonsuzluk nefesi
üflediği gecedir bu gece.
Bu gece; vahdetin, sevginin,
merhametin, zulme tahammülsüzlüğün, diri diri toprağa gömülen kız çocuklarının
yeniden hayat bulma gecesi. Bu gece; insan olmanın bilincine varıldığı günün
miladı, sonu olmayan bir hayata atılan adımların başlangıç gecesi. Bu gece; “Bana dua edin duanıza karşılık vereyim”
(Mü’min Sûresi, 60) buyruğunun karşılık bulacağı yakarışın zirvesi. Bu gece; “azâb-ı ilâhiden kurtuluş”un şifresi. Bu
gece; sâlih ameller işleyen ömrü kısaların, ömrü uzunlara galebe çalacağı “Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi”. Bu gece Kur’an Bayramı...
Bu gece; fırsat gecesi!.. Gecelerin en şanlı ve şereflisi bizi bekliyor.
Hesap gününün Sahibi, misakımızı yenilememiz için bizi bekliyor. Sevgililer
sevgilisi Hatem’ül Enbiya, biatımızı tazelememiz için bizi bekliyor. Melekler
ve Rûh semayı kaplamış, selâma selâmla mukabele için bizi bekliyor. Reyyan
Kapısı sonuna kadar aralanmış bizi bekliyor...
*
Bu fırsat gecesini Hirâ Nûr’da “itikâf”a çekilmiş gibi yaşayalım.
Ellerimizi ve kalbimizi açıp; yalvaralım, yakaralım. “Allah’ım! Şüphesiz Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni de
affeyle” duası eşliğinde seher vaktine kadar gözyaşı dökelim. Yakalım bütün
günahları, rahmet sağanağında ıslanalım. Bu gecenin hediyesi Kur’an-ı Azimüşşan
ve Hatem’ül Enbiya’yı kendimize, neslimize kurtuluş vesilesi kılalım. Başımıza
musallat olan musibetlerden kurtulmak için eş-Şâfî’ye yalvaralım. Her karış
toprağı Kerbelâ’ya dönen İslâm ümmetinin tekrar vahdette buluşması için “el-Kaviyy”e münâcâtta bulunalım.
Allah’a olan misâkımızı ve Peygambere
olan sevgimizi yenileyelim. Siyaha bulanmış kalplerimizi beyazlatmak için her
geceyi Kadir Gecesi bilelim.
***
YÂ RAB!.. GAZABINDAN RIZANA, AZABINDAN AFFINA SIĞINIYORUZ...
6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ın Pazarcık
ve Elbistan ilçelerinde 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremle sarsılan 10 ilde
ve Şanlıurfa ve Adıyaman’da sel felaketine maruz kalarak vefat eden 50 binden fazla canımız için rahmet, 107 bin 204 yaralımız için acil şifâ,
milletimizin felaha ermesi ve hastalarımızın şifaya kavuşmaları niyazları
arasında bir Kadir Gecesi’nin gölgesi yine üzerimize düştü.
Ey her şeyin sahibi Yüce Rabbimiz!..
Sana sığındık. Kapına geldik. Ellerimizi semaya, dillerimizi duaya,
gönüllerimizi şefkat ve merhametine açtık. Peygamberlerin, mazlumların ve
muhtaçların dualarına icabet ettiğin gibi şu anda yaptığımız dualarımızı kabul
eyle Allah’ım. Bizleri umduklarımıza nâil, korktuklarımızdan emin eyle Allah’ım.
Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Malatya,
Şanlıurfa, Adıyaman ve Hatay’ı yerle yeksan eden zelzelelerin oluşturduğu ağır
imtihan karşısında bizlere inâyetini lûtfeyle Allah’ım. Gazabından rızana,
azabından affına sığınıyoruz. Bizleri muhafaza eyle Allah’ım. Şu anda huzurunda
ellerini açarak “âmin” diyen
kardeşlerimizi, iki cihanda aziz eyle Allah’ım. Her daim mağdurların,
mazlumların, gariplerin yanında yer almış; çaresizlere kucak açmış necip
milletimizden rahmetini esirgeme Allah’ım.
İlâhi Yâ Rabbi!.. Vefat edenlerimize rahmet,
hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva, borçlularımıza kolaylıklar nasib eyle
Allah’ım.
Yâ Rabbi!.. Devletimizi, milletimizi, İslâm
beldelerini ve bütün insanlığı her türlü afetlerden, musibetlerden,
kötülüklerden, salgın hastalıklardan muhafaza eyle Allah’ım.
İlâhi Yâ Rabbi!.. Zor günlerden geçiyoruz. Birliğimizi,
dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eyle Allah’ım.
Yâ Rab!.. Bu zor zamanlarda, büyük bir özveri
ile gece gündüz demeden çalışan gönlü güzeller ordusuna yardım eyle Allah’ım.
Bizlere taşıyamayacağımız ağır yükler yükleme Allah’ım.
Yâ Rabbi!.. Dünya imtihanımızı kolaylaştır,
musibetler karşısında bilincimizi ve direncimizi artır, bizlere sabır ve
metanet ver Allah’ım.
İlâhi Yâ Rabbi!.. Dünyada ve ahirette, mahşer gününde
mahcup ve mahzun olmaktan cümlemizi muhafaza eyle Allah’ım.
Âmin.