Kumpas
Almanya’da taksi çevirdiğinizde önünüzde ya BMV durur yahut Mercedes. Dışarıya en çok satıp para kazandıkları ürün otomobildir. Almanlar üstün bir ırk değil, sadece çok çalışıyorlar. Diğer milletlerden işçileri de adeta nefessiz çalıştırıyorlar. Ama bir açmazları var; çocuk yapmayı sevmediklerinden nüfusları azalıyor ve yaşlanıyor. FETÖ’cüler de son altı yıldır Almanya’da ayak işleri yapan sığınmacılar arasında. Almanların burun kıvırdığı her türlü pis işi onlara yaptırıyorlar.
Geçen hafta inanılmaz olaylar yaşandı. F. Gülen zehirlenmişti. Zehirleyen kişiyi bulup infaz ettiler. Her yıl Pensilvanya’daki komşularına şükran günü yemeği veren FETÖ, bu sene etrafını bakacak durumda değildi. Aradan 9 gün geçtikten sonra bölük pörçük montajlanmış bir film ile Gülen’in ölmediğini ispatlamaya çalıştılar. Ama artık o peltek peltek konuşan bir ölüydü. Örgütün bölünüp parçalanmasına ramak kaldı.
FETÖ, sadece yurt dışında değil Türkiye’de de adam adım çözülüyor. ABD’nin akıttığı trilyonlarca dolar ve Türk insanını istismar ederek topladıkları onca parayla 40 yılda kurdukları imparatorluk çöktü. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yakalanan FETÖ mensupları içinde itirafçı olanların sayısı yok denecek kadar azdı. Şimdi o inanç kayboldu. Son operasyonlarda ele geçirilen FETÖ’cülerden itirafçı olanların oranı yüzde 60’ı geçti. Bu itiraflarla zincirin diğer halkaları tamamlanıyor ve kripto elemanlar birer ikişer deşifre oluyor.
***
Önceki gün İstanbul’da Maarif Vakfı’nın düzenlediği “İstanbul Eğitim Zirvesi” vardı. Maarif Vakfı’nın merkezi İstanbul Altunizade’deki eski FEM dershanesi. Hani şu üst katında örgüt elebaşının özel korunaklı odasının olduğu bina. Adam öyle bir yalan makinası ki, yıllarca okullar ve dershanelerle hiçbir ilgisinin olmadığını tekrarladı. Sadece bir ceketi vardı. İzmir’deki Yamanlar Koleji ile İstanbul’daki FEM dershanesinin çelik kapılarla ayrılmış üst katlarını ise malikane olarak kullanıyordu.
Maarif Vakfı, yıllarca Türkiye’nin desteği ile dünyanın dört bir yanında FETÖ’nün kurup ABD casusları ile doldurduğu kolejleri üçer beşer devralıyor. Altı kıtada devraldığı ve yeni açtığı kolejlerle 47 ülkede 414 eğitim kurumuna ulaştı. Bu okullarda 50 bin öğrenci eğitim görüyor. Bunlar öyle sıradan öğrenciler de değil. Bulundukları devletin üst düzey yöneticilerinin çocukları…
Türkiye ile bu ülkeler arasındaki dostluğun, kardeşliğin ve ilişkilerin gelişmesinde bu okullar kilit rol üstelenecek. Bir zamanlar FETÖ okullarında gençlerin zihinleri yıkanarak Amerikan emperyalizminin devamı sağlanıyordu. Şimdi uluslararası eğitim sistemlerinin uygulandığı bu okullarda ülkeleri için faydalı olacak bireyler yetiştiriliyor. Sadece bu olay bile ABD’nin bize kumpas kurması için yeterli değil mi?
***
Kemal Kılıçdaroğlu, Türk devleti ve İslam’la arasına mesafe koymuş ne kadar azınlık varsa hepsine mavi boncuk gösterip siyasi desteğini almaya çalışıyor. Bir yandan PKK’nın siyasi kolu olan HDP ile diğer yandan tescilli terör örgütü FETÖ mensupları ile flört ediyor. Milletvekillerini gönderip FETÖ’den atılanları ziyaret ettiriyor. İşi o kadar ileri götürüyor ki, FETÖ’cü olduğu için devlet memuriyetinden atılanları bile iade edeceğini söyleyerek destek bulmaya çalışıyor.
AK Parti’den dışlanmış olan eski bakanlar da gemi azıya almış durumda. Hangi parayla partilerindeki onca maaşı ödedikleri, açtıkları yüzlerce merkezin giderlerini nasıl karşılandığını açıklamadan ekonomiyi manipüle etmeye çalışıyorlar. ABD’yi arkasına alanların bir gün sudan çıkmış balığa dönecekleri akıllarına bile gelmiyor. Bunun son örneği daha yeni yaşandı. Orta Doğu’daki küçük ABD olarak nitelendirilen Birleşik Arap Emirlikleri, ağababası desteğini kesince İran karşısında afallayıp yalvar yakar kapağı Türkiye’de attı.
Dileğimiz bu gerçekleri gören insanlarımızın sayısının artması. Bir ve beraber olduğumuzda, tüm kumpaslara rağmen varacağımız menzile çok daha kısa sürede ulaşırız inşallah.