Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2969.55
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Şubat 2023

Kum kulelerimiz, yaldızlı tabutlarımız

Cumhuriyet tarihinin en büyük afetini yaşıyoruz. Onlarca şehir de binlerce insanımızın vefatı ile yıkıldık. Viran olan şehirlerde enkazda kalanlara ağlamaktan kahrolduk.

Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Sıcak evlerimiz de sevdiklerimizle rahat uyumak artık büyük bir lüks. Ölümün derin tefekkürünü yaşadığımız bu günlerde, iç dünyamızda yaptığımız hesaplaşmanın bitmeyen muhasebesi ile ruh ve bedenimizde artçı depremlerle ayrıca sarsılıyoruz…

Bu depremde gördüğümüz en güzel ve anlamlı eylem milletimizin birlik beraberlik gücü, tanıdığı tanımadığı insanlara başka şehirlere koşan koca yürekli merhametli insanlarımız. Saha da kötü örnekler acımasız, vicdansız insanlar olsa da, yüreği merhamet ve vicdanla yoğrulmuş nice insanlarımızın olduğunu da gördük.

Yaşadığımız bu depremden hepimizin çıkaracağı dersler var. Sahada gördüklerimi, duyduklarımı paylaşmak istiyorum.

*Öncelikle cehaletimle yüzleştim, onca kitap bilgi okumuşum ama deprem ülkesi bilincini idrak edememişim. Hiç bir bilgiye ve birikime sahip olmadığımızı gördüm. Japonya “deprem ülkesi geyiğini“ sadece videolarda görüp şaşkınlıkla izleyip, bunun için örnek yapılar yapmamız gerektiğini hiç anlamamışız…

*İnsanlığın bazı yerlerde enkazın dibinde kaldığını gördük. Çukurun bile onlara lütuf olacağı vicdansızların yaptıklarını her gün medyadan gördük, okuduk, insanlığımızı sorguladık. Biz ne zaman bu kadar kötü olduk. Bunları “hangi anne baba yetiştirdi” diyerek büyük sitemler ettik.

*Bu durumda bile, faşistlik ve ırkçılık yapan siyasetçi ve insanlarımızın olması bizi bir kez daha utandırdı.

*Yıkılan şehirlerini zorunlu terk etmek zorunda kalanların yazdığı duvar yazıları okuduğum en anlamlı mesajlardı. (Yeniden döneceğiz Hatay)

*Bazı şehirler öldü, bu şehirlerin katilleri sadece müteahhitler olduğunu söylersek adaletsizlik yapmış oluruz. Bu depremde de gördük ki işi yine ehline teslim etmemişiz.

*Kumdan kulelerimiz bir bir yıkıldı. Yaldızlı şatafatlı lüks dairelerimiz önden satın alınmış tabutlarımız oldu. Bir ömür boyunca içine tıktığımız eşyalar sadece üstümüze yıkılan enkazlar oldular.

*Depremin en çok tartışılan iki kelimesi “ Kader ve Tekbir” Kader’e iman etmiş, külli iradeye teslim olmuş , lakin cüz’i iradenin varlığına da aynı şekilde inanmamız gerekir.

Tekbir; depremin altından çıkan en güçlü haykırış, ilahi güce sesleniş, zamanı mekanı kuşatan hakikat.

*Depremin komplo teorileri kadar, sonsuz mucizeleri ile günlük bebeklerin yaşam mücadelesi bize tüm ezberleri unutturdu.

Tüm yaşananlara karşı, zaman yine başa saracak. Herkes hikâyesine kaldığı yerden devam edecek kimi yalnız, kimi evsiz eşyasız, kimi çadırlarda yeni umutlara tutunacak. Kimileri de tekrar köylerine dönecek.

Kimi de Hz. Adem ve Hz. Havva gibi hayata sıfırdan başlayacak. Hayat yaşam fısıltısını yeni sözlerle tekrar söyletecek.

Önce yaralarımızı saracağız, aynı acıları yeniden yaşamamak için birbirimize sarılacağız, kentlerimizi güvenli inşa edeceğiz, ilim ve bilime güveneceğiz.

Vefat edenlere Allah rahmet eylesin. Makamları âlâ, mekanları cennet olsun. Bu afatta yakınlarını kaybedenlere Allah’tan sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Rabbim bir daha bizlere böylesi acılar göstermesin. (Amin )