Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Haziran 2022

Kültür ve Sanatımızın Lokomotifi Dergiler

Kültür sanat dünyamızın lokomotifi kabul edilen dergiler, bütün zorluklara rağmen ayakta durmaya devam ediyor.

Mehmet Nuri YARDIM

Türk basınında, dergilerle ilgili en fazla yazı yazanlardan biri de, sanırım bu satırların sahibidir. Milat gazetesini düzenli takip eden okuyucularımız bu bilinçli tercihin farkında. Esasen bu ilgim yeni değil. Daha gazeteciliğe ilk başladığım 1980’li yıllardan beri dergileri hep sevdim, takip ettim, okudum ve elimden geldiği kadarıyla tanıtmaya duyurmaya çalıştım. Sadece İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerimizde değil Anadolu’nun dört bir yanında çıkan kültür, sanat ve edebiyat dergilerini de ihmal etmemeye özen gösterdim. Esasen bu yakın ilgi, hepimiz için bir görevdir. Zira kültürün taşıyıcı kolonlarından birisi kitaplar ise bir diğeri dergilerdir, ötekileri de radyolar ve televizyonlardır.

MİLAT GAZETESİNE ÖDÜL

Basın dünyasında dergilere yıllardan beri en çok destek veren gazetelerin başında şüphesiz Milat gelmektedir. Bu konuda yazılan yazıların haddi hesabı yok. Sadece verilen haberler değil köşe yazarlarımızın kaleme aldıkları yazılar da dikkat çekicidir. Nitekim 8 Haziran’da Sirkeci Garı’nda başlayan ve bugün sona erecek olan 11. Dergi Fuarı’nı düzenleyen TÜRDEB (Türkiye Yayıncılar Birliği) yöneticileri de bu gerçeğin farkında olarak Milat’ı “Dergi Dostu Gazete” olarak ilan etmiş ve ödüle lâyık görmüşlerdir. Dün gerçekleşen ödül töreninde plâketi arkadaşımıza TÜRDEB Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Bayhan vermiştir.

DERGİLERE ÖZEL KÜTÜPHANE

Dergilerden bahsederken bu konudaki temel ihtiyaçlardan birini de hatırlamamız gerekiyor. Tamamen dergilerden meydana gelecek kütüphanelerin kurulmasının zamanı geldi, geçiyor bile. Zira başlangıçtan itibaren okuyucularına ulaşan ve toplumumuzdaki kültürel ihtiyacı büyük ölçüde karşılayan dergilerin toplu olarak bulunacağı bir mekân ne yazık ki henüz İstanbul’da yok. Birçok kütüphane kuran belediyelerimizden birisi, keşke bu kültür yuvalarından birisini tamamen “dergi kütüphanesi” olarak tahsis etse. İnanıyorum ki bu özel kütüphane, pek çok ilgi görecek ve büyük bir boşluğu da doldurmuş olacaktır. Doğrusu bu adımı Fatih, Zeytinburnu veya Eyüpsultan belediyelerinden birinin atabileceğini düşünüyorum.

Süreli Yayınlarımız

Kültür ve sanat dünyamızın muhkem kaleleri olarak kabul edilen dergiler, tarih boyunca büyük bir görevi üstlenmişlerdir. Bu Batı’da olduğu gibi Doğu’da da böyledir. Dergilerin tarihi, bir bakıma fikir ve sanat hayatımızın da özge tarihçesidir. Bu konuda yapılan çalışmalar var ama ne yazık ki yeterli değil. Hâlbuki bugün süreli yayınlar (gazete, mecmua, dergi) için özel kütüphaneler bile kurulmalıydı. Ümit edelim ki bir an önce bu temennimiz gerçekleşsin. Bu konuda İstanbul Rami Kışlası’nda tesis edilecek muazzam kütüphanede dergiler için de ayrı bir bölüm olmasında fayda var. Bu, hem araştırmacılar için hem de meraklılar için lazımın ötesinde elzemdir. Bugün yayımlanan dergileri herkes görüyor, ya dün memleket sathına yayılan dergiler ne âlemde? Onları duyan, bilen, gören var mı? Şanslı ve meraklı birkaç kişi, sahaflarda eski mecmuaların belki bazı eski sayılarına rastlayabiliyor ama bütün bunları bir binada toplu olarak görmenin ve incelemenin ayrı bir güzelliği ve değeri vardır.

Mecmuadan Dergiye

Geçmişte bilindiği dergilere verilen isim ‘mecmua’dır. Bu isim daha sonra ‘dergi’ye dönüşmüştür. Tanzimat’tan sonra gazete ve dergiler fazlasıyla basılmış ve okuyuculara ulaşmıştır. O kadar ki sadece fikir, kültür sanat dergileri değil, mizah, kadın, moda, çocuk ve spor dergileri bile halk tarafından ilgi ile takip edilmiştir. Edebiyat-ı Cedide’nin sesi olarak neşriyatına 20. asrın başlarında devam eden Servet-i Fünun bir mektep (okul) olarak kabul edilmiş ve belli bir edebî cereyanın mihveri olarak kabul edilmiştir. Cenap Şahabettin, Süleyman Nazif, Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf ile diğer şair ve yazarlar bu çadırda buluşmuş, fikirlerini ve sanat anlayışlarını yansıtan metinlere bu yapının altında imza atmışlardır. Sadece Servet-i Fünun mu, Yahya Kemal ve çevresinin buluştuğu Dergâh da ayrı bir mektep olarak hâfızalarımıza nakşolmuştur. İlerleyen zamanlarda millî edebiyatın güçlendiği zamanlarda farklı dergiler ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet devrinde ise Varlık ile başlayan, Yücel, Servet-i Fünun Uyanış, Ağaç ile devam eden dergiler de dönemin edebiyatçılarının bir araya geldikleri dergilerden sadece bir kaçı.

Fuar Bütün Seslere Açık

1940’lı yıllara kadar daha çok benzer çizgideki dergilerin neşriyat hayatına devam ettiği görülmüştür. Bir istisna, Cumhuriyet’ten önce Sırat-ı Müstakim olarak başlayan daha sonra Sebilürreşad olarak devam eden ve Mehmed Âkif, Eşref Edib ile Ferit Kam’ın öncülüğündeki ‘İslamî’ dergidir. Bu çizginin devamı olarak Büyük Doğu, Serdengeçti, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yedi İklim, Ay Vakti ve Hece’yi saymak mümkün. Şüphesiz İslami çizgide yayın yapan müstakil dergiler de vardır. 1940’lı yıllarda Türkçü kanatta da Çınaraltı, Ötüken, Atsız gibi dergiler günışığına çıkar. Hisar ise milliyetçi şair ve yazarların buluştuğu gerçek bir ‘edebiyat kalesi’dir. Neşriyatı 30 yıl sürmüştür. Türk Edebiyatı Ahmet Kabaklı’nın, Hareket ve Dergâh Nurettin Topçu ve çevresindeki fikir ve sanat adamlarının, Kubbealtı Akademi Mecmuası ise Ayverdi Ailesi çevresindeki kalem erbabının bulunduğu dergiler, bu çizgileriyle yaklaşık yarım yüzyıl ayakta durabilmişlerdir. Geçmişte yerli ve millî edebiyatın temsilcisi sayabileceğimiz Pınar ve Doğuş gibi dergiler de bir süre yayımlanmış, daha sonra kapanmışlardır. Oku mecmuası ise 1961’de Türkiye İmam Hatip Okulları Cemiyeti’nin yayın organı olarak neşriyata başlamış, 12 Eylül 1980 darbesine kadar okuyucularına ulaşmıştır. Bu dergi, bilhassa dinî muhitlerde belirli ve etkileyici bir şekilde dindar kitlelere ulaşmıştır. İslam gibi tirajı çok yüksek olan dergileri de unutmamak gerek.

Dergilerin Bugünkü Durumu

Bugün de büyük ölçüde edebiyat, fikir ve sanat hayatımız dergilerle ayakta durmakta, bu sayfalarda soluk alıp vermektedir. Bazı dergiler ömürlerini tamamlayıp kapanırken bir kısmı ise ilk sayılarıyla okuyucularını selamlamaktadır. Yeni neşredilen her dergi bizi sevindirirken esasen kapanan her dergi de, teslim edilmiş bir kale olarak görülmelidir. Dergiler iyi bir hazırlık devresinden sonra ortaya çıkmalı ve uzun ömürlü olmalıdır. Ancak 20, 30, 40, 50 yıl devam eden dergiler, tarihe mal olur. İyi yönetimle dergiler, hakikaten mektep olabilir ve bu çatılar altında nesiller yetişebilir. Sadece İstanbul’da değil Anadolu’da da çok kıymetli ve emek mahsulü dergiler yayımlanmaktadır.

Canlı Geçen Dergi Fuarı

Sirkeci Tren Garı’nda çeşitli konferanslar, paneller, imza günleri ve ödül törenleriyle bir canlılık kazanan fuarda dergi yöneticileri, kendilerine tahsis edilen alanda okuyucularıyla buluşup hasret gideriyorlar. Eylül Fuarcılık şirketi tarafından organize edilen fuara Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yanı sıra Türkiye Demir Yolları da destek sağlıyor. Türkiye’den yaklaşık 400 derginin katıldığı fuara bu yıl Dünya İletişimciler Birliği’nin katkılarıyla Türk dünyası, İslam âlemi ve Avrupa’dan da yaklaşık 30 ülkeden dergiler iştirak etmiş bulunuyor. Bilhassa dergicilerimizin buluşmasına, tanışmasına, fikir alış verişinde bulunup istişareler yapmasına vesile olan dergi fuarı, kültürel hayatımıza ciddi bir katkı olarak değerlendirilmelidir. Yıllardan beri bu fuarın düzenlendiği tarihî Sirkeci Tren Garı da merkezi konumuyla bu hizmet için en elverişli mekân olarak kabul ediliyor.

Bugün Son Fırsat

Bugün sona erecek olan dergi fuarını şimdiye kadar gezmemiş olan okuyucularımızın, akşam kapanacak olan fuar alanına gitmelerini ve pek çok farklı dergiyi bir arada görme fırsatını ve imkânını kaçırmamalarını tavsiye ediyorum. Fuarı düzenleyenlere, bu hizmetin gerçekleşmesine katkıda bulunan kurumların yöneticilerine teşekkürler… Büyük fedakârlıklarla hazırlanıp çıkan ve okuyucularına ulaşan, “Hür tefekkürün kaleleri” bütün dergilerimize, uzun ömürler diliyorum. Nasip olursa bugün ben de 15.00-16.00 saatleri arasında Şehir ve Kültür Dergisi standında okuyucularla sohbet edeceğim.