Kulluğun yükü ağırdır
İnsan isteklerini yerine getirmeye odaklanırken, bir yandan da sürekli memnuniyetsizlik içinde olabiliyor. İsteklerini karşılamak için Allah'a yönelip dua eden insan, sadece kendi arzularını yerine getirmek için değil, aynı zamanda yaratıcıya olan bağlılığını ve minnettarlığını da aklından çıkartmaz. Bu sebeple isteklerini gerçekleştirmek için her şeyin kontrolünün Allah'a ait olduğunu hatırlaması önemlidir.
Allah'a yönelmek, sadece zor zamanlarda değil, aynı zamanda sevinç anlarında da gereklidir. Kendi çabalarımıza güvenmek yerine, O'na dua etmek, yaşadığımız her anın değerini anlamamıza ve O'na olan bağlılığımızı pekiştirmemize yardımcı olabilir. Kul, Allah'a dua etmek suretiyle O'na yaklaşır. Dua, sadece kendi isteklerini ifade etmekle kalmaz, aynı zamanda başkaları için de dua etmek bu ilişkiyi güçlendirir. Allah'a içtenlikle yönelmek, kul ile Allah arasındaki bağı güçlendirir ve insanın zayıflığını, ihtiyaçlarını ifade etmesine olanak tanır.
Kulluğun önemli bir yönü hayatımızın her anında şükretmektir. Bizler genellikle istediklerimize odaklanırken, elimizdekinin kıymetini unutabiliriz. Oysa ki her anın bize bahşedilmiş bir hediye ve bir imtihan olduğunu bilmeliyiz.
Unutmayalım ki Allah ile kul arasındaki ilişki, derin bir sevgi, itaat ve dua temellidir. Dua etmek, sadece kendi çıkarlarımızı düşünmek değil, aynı zamanda başkaları için de dua etmektir. Bu, içsel bir zenginlik ve sevgi kaynağıdır. İhtiyaçlarımızı Allah'a arz etmek, O'na olan güvenimizi artırır ve O'nun hikmetine teslim olmamıza yardımcı olur. İtaat, Allah'ın emirlerine uygun yaşamak ve O'nun hikmetini anlamakla mümkündür. Kulluk, Allah'a tam bir teslimiyet ve itaattir. İnsanın kendi isteklerini, hırslarını bir kenara bırakarak, Yaratıcının yolunda olabilmek için çaba sarf etmesini içerir.
Kulluk, sahip olunan nimetlere şükretmek ve mevcut durumuyla memnun olmayı içerir. Her anı bir lütuf olarak görmek, Allah'ın ihsanlarına minnettarlık duymak, kulluk bilincini güçlendirir. Şükür, sadece zor zamanlarda değil, aynı zamanda bolluk içinde yaşarken de önemlidir. Namaz, oruç, zekât gibi ibadetler, kulun Allah'a yönelişini gösterir. Bu ibadetler, Allah'a kulluk etmenin pratik yollarıdır. Aynı zamanda, Allah'ı anmak ve O'nu anmaktan kaçınmamak, zikir yoluyla kulun kalbini Allah'a açık tutar.
İslam'ın temel öğretileri, insanların birbirlerine ve çevrelerine karşı iyilik ve güzellikle yaklaşmalarını öğretir. Allah’a yönelmek, içsel huzur ve anlam arayışında insanı yönlendiren temel bir ilkedir. Bu prensipler doğrultusunda, kul ile Allah’a bağlılığını güçlendirmeli ve kulluk bilinciyle yaşamayı sürdürmelidir. Allah ile kul arasındaki ilişki, sadece ibadetler ve dualarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda iyilik ve güzellik prensiplerini içermelidir.
Kulluk bilinciyle yaşamak, sadece kendi çıkarlarımıza odaklanmak yerine, Allah'a yönelmek, O'na dua etmek ve şükretmek, içsel bir huzur ve memnuniyet kaynağıdır. Her anımızı yaratana adayarak, kulluk bilinciyle yaşamak, gerçek mutluluğu bulmamıza yardımcı olur ve’s-selam.
