Kulağa küpe…
Akıl; insana Allah (C.C.) tarafından verilmiş en kıymetli hazinedir. Temiz akıl sahiplerinin öğüt alıp düşüneceğini, akıl erdirenler için ayetlerin açıklandığını, temiz akıl sahipleri için yerde ve gökte ayetlerin olduğunu, geçmiş milletlerin kıssalarında onlar için ibretler olduğunu, temiz akıl sahiplerinin sözü işitip en güzeline uyduğunu ve Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiğini Allah (C.C.) Kur’an-ı Kerim’de birçok yerde zikreder. Çünkü Kur’an-ı Kerim temiz akıl sahipleri için bir hidayet ve bir zikirdir. Beyin her insanda vardır ama akıl her insanda olmayabilir. İnsan beyni en mükemmel bir laboratuvardır. İstediğini düşünür ve sentezler.
“İlim ilim bilmektir, ilim
kendin bilmektir” der Yunus Emre. Kişi bildiğinin âlimi bilmediğinin
cahilidir. Bilmediğini söyleyebilme cesareti ise ilim adamının en önemli
hasletidir. Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara
çekilip sessizce oturun. Toplum okuduğunu anlayan ve anladığını hayatına
uygulayan bilim adamlarına muhtaçtır. Allah (C.C.) Kur’an-ı Kerim’de
akledenlere, fehmedenlere ve düşünenlere atıfta bulunur. Ne kadar çok okursak o
kadar çok düşünür, o kadar çok anlarız. İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin
kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz. Ayeti Kerimede Allah (C.C.) “Hiç
bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” buyuruyor. Hayatta dinç kalmanın
en iyi yolu, zihnen genç kalabilmektir. Bu da kitap okumayı, fikri ve sosyal
çalışmayı devam ettirmekle mümkündür. Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça
cehalet artar. Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar.
Fikir üretebilmek için
önyargılardan kurtulmak gerekir. Çünkü önyargı bütün duyguları köreltir, doğru
düşünmeyi zorlaştırır. Çocuklar büyüklere göre daha az önyargılıdırlar ve
yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler. Hayal gücü en büyük güçtür. Çünkü o
insanı geleceğe taşıyabilir. Hayali olmayanın geleceği de olmaz. Büyük işler
kuvvet ve vücut çevikliği ile değil, olgun fikir ve hâkimiyetle görülür. Yüzü aydınlığa
ve gerçeğe yönelmiş olan insan her zaman gençtir ve genç kalır.
Yaşlılık yaşlandığınıza
inandığınız zaman, renkli rüyaların yerini pişmanlıklar doldurduğu zaman
başlar. Gençler ümitleriyle, yaşlılar hayal ve hatıralarıyla yaşarlar. İnsanın
yaşı, ruhunun gençliğine yahut ihtiyarlığına bağlıdır. Yaşlanmak bir dağa
tırmanmak gibidir, çıktıkça yorgunluğunuz artar belki ama görüş açınız
genişler. Her şeyi daha objektif görmeye başlarsınız. Bilgili ve erdemli
olanlar asla yaşlanmazlar. Yaşlılık manen yükselme çağıdır. İçinizdeki çocuk
yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir.
Zenginlik mal, mülk ve para ile
değil, düşüncenin zenginliği iledir. Zihnen fakir iseniz diğer zenginliklerin
bir anlamı olmaz. Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir. Sabır ve
nezaket size bütün kapıları açar.
İyiliği de kötülüğü de büyüktür dilin. Dil
cennete de, cehenneme de götürür insanı. Cirmi küçük, cürmü büyüktür. İman ve
küfür, dildeki ifadeden anlaşılır. Dil ya hak konuşur, ya bâtıl... Dil iyi
kullanıldığında selamete, kötü kullanıldığında ise insanı felakete sürükler.
Hayat sorunlardan ibarettir. İnsan,
sorun üreten değil sorun çözen olmalıdır. İnsan, sorun yaşadığı oranda değil,
sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır.
Toplumda ahlaklı insanlara
ihtiyaç vardır. Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek toplumun ahlakını bozar.
Eğer insanlar olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse o
toplumun ahlak sorunu var demektir.
Kulağımıza küpe olması dileği
ile…