Kükürtlenmiş meyve ve sebzeler sağlığa zararlı mı?
Neden?
İnsan ve bitkilerin
beslenmesinde önemli olan elementler arasında kükürt (S) bulunmaktadır (bk Güvenç
İ. 2022. Sebzecilik; Baysal A. 2002. Beslenme). Bazı bitkilerin (ör. Soğan)
doğal yapısında kükürt bulunmaktadır.
Meyve ve
sebzelerde bozulmalara
neden olan organizmaların etkinliklerinin azaltılması veya yok edilmesi işleminde
Kükürtdioksit veya diğer bazı fumigantlat kullanılabilir (bk. TOB 2022: https://bku.tarim.gov.tr/).
Kükürtdioksit
ile fümigasyon gaz ve sıvı hale getirilmiş kükürt ile yapılır. Soğuk taşıma
araçlarında ve soğuk depolarda SO2 ile fümige etmek olanaksızdır. Böyle
durumlarda Sodyum bisülfit veya Potasyum bisülfit kullanılmaktadır. Bu maddeler
özel kağıtlara emdirilerek uzun bir süre düşük konsantrasyonda SO2
ile ürünlerin temas etmesi sağlanır. Kükürt
dioksit sofralık üzümler, kuru kaysılar ile reçel ve marmelat gibi ürünlerde
başarı ile kullanılmaktadır. Kullanılan miktar %0.01-0.2 SO2 seviyesinde
olup ürüne göre değişebilir.
Yöntem
SO2
kurutma ve depolama sırasındaki esmerleşmeyi engellemesi, mikrobiyal
kontaminasyon riskini azaltması, askorbik asit ve karotenoidleri koruması
sebebiyle kayısı, elma gibi meyveler kurutulmasında kullanılmaktadır.
Kükürtlemenin
çok değişik uygulama yöntemleri vardır. Bazı meyveler kurutmadan önce, bazıları
kurutma sırasında ve hatta bazıları da kurutmadan sonra kükürtlenmektedir.
Ürünlerden kükürt dioksit sıcaklıkla kolayca
uzaklaşır. Ama bazen kalıntısı gözle görülebilir veya kokusu hissedilebilir.
Kükürtleme;
SO2 gazının verilmesi, sülfit çözeltisine batırma veya püskürtme
yöntemi şeklinde yapılabilmektedir. Taze üzümlerde sık kullanılan bir
yöntemdir.
SO2’nin
gıdanın içinde bulunduğu ortama bağlı olarak, depolama sırasında kayba
uğrayacağını unutmamalıdır. SO2’nin depolama sırasındaki kayıp
oranı, gıdaya, ambalaja, ortamın sıcaklığına ve nemine, deponun havalandırılma
koşullarına ve süreye bağımlı olarak değişecektir. Soğukta saklama sırasındaki
örneklerin SO2 kaybı, yüksek sıcaklıkta depolamaya oranla çok yavaş olmaktadır.
Kaysı, üzüm vd ürünlerin dış satımında kükürt kalıntısı
olmaması istenilen bir durumdur. Bu durum sağlık üzerine olumsuz etkisi
olabileceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır.
Sağlık
Kuru kayısı ithal eden ülkelerin izin verdikleri
kükürt miktarı; Almanya ve İngiltere'de 2000 ppm (mg.kg-1), Fransa ve
Danimarka'da 1000 ppm, İtalya'da 600 ppm, Avusturya'da 300 ppm'dir. Ülkemizde
ise maksimum limit 2000 ppm'dir.
Peki, arz edilen ürünlerde ne kadar kükürt kalıntısı
vardır?
Bu soruyu bir araştırma sonucu ile cevaplamaya
çalışalım. Yapılan bir araştırmada; Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki
market ve pazarlardan tedarik edilen 43 adet kuru kayısıda kükürdioksit
analizleri yapılmıştır. Örneklerin 17 adedinde yasal limitlerin (%40) üzerinde
kükürtdioksit bulunmuştur (Hepsağ 2016, Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi, (2016)
20, (1): 7-11).
İnsanlarda günde 4.000 mg SO2 ye karşı
(yaklaşık 50 mg/kg vücut ağırlığı) toleranslı olduğu kabul edilir.
Peki, kükürttün zararları nelerdir?
Kaynaklara göre kullanılan doza göre değişmekle
birlikte kükürt, baş dönmesi, baş ağrısı, mide tahrişi, anafilaksi (nefes
almada zorluk, ağızda şişme, mide sorunları, bilinç kaybı sorunlar) veya
uyuşukluk gibi belirtilere neden olabilir.
Satın aldığınız üründe ne kadar kalıntı olduğunu
bilmek elbette zordur. Ama yine de dikkatli olmanızı öneririm.
Son söz:
Sağlık sağlıklı ürünlerle sürdürülebilir.