Kuklacı hep aynı!
BRICS
ülkelerine katılması kararlaştırılan Suudi Arabistan, Arjantin, Birleşik Arap
Emirlikleri, İran, Mısır ve Etiyopya ile mevcut ekonomik düzenin özellikle de
dolar bazlı rezerv para sisteminin sonuna hızla yaklaşıyoruz. Sadece altı ayda
ülkelerin rezerv para olarak tuttukları paralarda doların payı yüzde 11 azalmış
durumda. Bu finansal manada 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana geçerli olan ve ABD’yi
dünyanın başına bela eden sistemin sonu demek.
Nasıl bir
yeni dünya düzeninin yaklaştığını ilerleyen yazılarımda bize bakan yönleri ile
sizlere arz etmeye çalışacağım. Fakat durduğumuz nokta itibariyle durumumuzu
değerlendirmek şu an için çok daha önemli.
Eskilerin
eserlerinde insanlığın başına bela olacak diye bildirilen bir oluşum var
dünyada. Bu oluşumun bugünkü gözle görülen aparatlarından en önemlisi Dünya
Ekonomik Forumu…
Bilimin ve
teknolojinin ulaştığı akıl almaz güçle adeta insanlığa savaş açmış, onu haz ve
sınırsız arzularının peşinde koşturmak suretiyle köleleştirmeye çalışan bu
oluşumun planlarını açık seçik bize, yüzümüze baka baka toplantılarında
ballandıra ballandıra anlatmaktan çekinmiyorlar.
“Temel
evrensel gelir” gibi havuçlarla insanlığı kandırıp ağında köleleştirmeye
çalışan bu oluşum adeta Tanrıları ile savaşmaya çalışan Eski Ahit’teki azgın
topluluklara benziyor.
Yüce
Kitabımız’da da bunların eski zamanlarda yaşayan ve düşünsel manada ataları
olan, Yaratıcı’larıyla aşık atmaya çalışan ahmak versiyonlarıyla dolu.
Hikayelerinin sonunda her defasında mahvolmalarına rağmen vazgeçmiyorlar.
İşin daha
kötüsüyse o dönemlerde Rablerine inanmalarına ve kulluk bilinçleri var olmasına
rağmen onlara engel olma hususunda gayret göstermeyenlerinde bu mahvoluştan
payını aldığını görüyoruz.
Yani
“İyiliği emret, kötülükten men et” vazifesinden kaçıp bir kenarda yaşayanlar da
o müthiş azaba maruz kalıyorlar.
Günümüzde
durum daha da beter. Bırakın bir kenara çekilip azaba uğrasa dahi en azından
imanla bu dünyadan göç edenleri, artık topyekün bu canavarların bizi
uyuşturdukları hazlar için, madde için yani para için yaşıyor, zihnimizde ve
kalbimizde onunla yatıp onunla kalkıyoruz.
Bizi
zehirleyenlerin son sahnesi yıkılırken yine sahnenin sahipleri bu defa bir
başkasını hazırlamakla meşgul. Sanmayın ki ABD düzenini yıkanlarla Çin’in başı
çekeceği yeni düzeni kuranlar farklı kişiler. Kuklalar farklı olsa da kuklacı
aynı…
Bu tip
makas değişiklikleri esaret zincirini kırmak için en fırsat dolu zamanlardır.
Gel gelelim İslam alemi ayakta uyumaya devam ediyor.
Oyunu
okuyabilen tek milletin bizimki olduğuna inanmakla beraber ne yazık ki millet
olarak konsolide olmuş ve gereken metafiziksel gerileme ulaşmışlıktan ferah
fersah uzaktayız.
Yine bir
fırsat elimizin altından kaçıyor gibi hissediyorum.
Uyanmamız
lazım.
Düşünmemiz
lazım.
Okumamız
lazım.
Önümüzdeki
beş yıllık süreç tüm dünya adına çok çetin geçecek bir zaman aralığı. Eğer
meseleyi çözüp doğru yerde pozisyon alamazsak en az 50 yıl sürecek yeni bir
düzenin bastırılmış unsuru olarak kalacağız.
Ayağa
kalmamız lazım…