Küfürlü kahkahalar
Toplumsal
veya şahsî kusurları eleştiren mizah, düşünceleri şaka ve nüktelerle süsleyerek
anlatan bir terimdir. Mizahta temel hedef güldürme ise de çok defa
güldürmenin altında fert ve toplumdaki aksaklıkları, çirkinlikleri eleştirme ve
iğneleme, düzeltme gizli öznesidir.
Toplumumuz tarafından beğenilerek yıllarca seyredilen ‘Seksenler’ dizisi
senaristlerinden Müfit Can Saçıntı bir röportajında bizim
mizahımızda argonun yeri olmadığını, Batı mizahının ise argodan beslendiğini
ifade etmiş.
Batının dilinin mizah dilimizi etkisi altına aldığından küfür ve
hakaret odaklı komedinin ilgi görmesine şaşırıyorum. Genellikle ünlülerin
konuk olup onlar ile röportaj eşliğinde keyifli konuların konuşulduğu Talk
Showları eskiden ekranlarımızda görürdük. Onlara sorulan sorulara verdikleri
cevaplarla sohbet ortamı olurdu. Daha sonraları skeçlerle güldürünün dozu artırılarak
farklı oyunlar oynanmaya ve komedi bölümleri çekilmeye başladı. Bu defa her
bölümde farklı konuya temas edilen bu programlar RTÜK denetiminde olduğundan
küfürlü yerler ‘bip’ lendi.
Hayatın hemen her ögesinin girdiği mizah kavramı güldürme amacının
yanı sıra geniş bir anlatım alanı vardır. Yazıya geçirildiğinde edebî bir
kimliğe bürünen mizahta küçük düşürme asla olamaz. Abartma, ironi gibi ince
zekâ ürünü yöntemlerin yanı sıra küçümseme vardır ki zarafetten uzaklaşılabilir
korkusunu taşımak lazım. Dinî veya akaidî mevzulara girildiğinde ise yasak hale
gelebilen mizahla iştigal etmenin babayiğitlik gerektirdiğini söylemeliyim. Zira topluma yöneltilen dolaylı eleştiri
biçimi olan mizahta ciddiyetin şakaya tercih edilmesinin payı da büyüktür.
Tematik bir konunun en az bir konuk çağrılarak sohbet
şeklinde konuşulması biçimi Talk Showlarda sunucunun her bölüm değişen misafirleri
olur ve onlarla güncel olaylar hakkında, daha çok magazin açısından konuşulur.
Format gereği ev sahibi - misafir olgusunun olduğu rahat bir stüdyo dekorunda koltuk,
kanepe gibi eşyalar ev hissi verilmek için konulur. Orhan Boran, Rüstem Batum, Okan Bayülgen, Beyazıt Öztürk, Cem Özer ve İbrahim Sadri bu konuda aklıma ilk gelenler.
Sosyal medyada son yıllarda artış gösteren şovmenlerin hemen
tamamının bel altı esprileriyle güldürdüklerini görüyoruz. Bazıları alenen küfür edip seyircilerin
kahkaha atmasını sağlarken aralarında kaşınıp küfür yemek için şovmene
sataşanlar bile oluyor. Şimdi toplumun yozlaştığını yazınca bize de küfür edebilirler.
O sebeple ‘ne derseniz bir fazlası’ diyelim.
İşin garibi ne vakit böyle bir toplum oluverdik? Gençlerimizin para vererek kendilerine hakaret
ve küfür yedikleri salonda yanında eşi, babası ve annesiyle oturanlar olduğu
gibi, kız kardeşi veya erkek arkadaşı ile oturup küfür yedikçe kahkaha atanlar
var.
Ahlakî değerlerimizi kaybettiğimizi söylüyorum. Ailede
başlayan çözülmenin çocuklarımızdaki tezahürünü sosyal medyada görüyoruz. Bu
işin siyasetle veya yönetimle ilgisinin olmadığını düşünüyorum. Mizahı küfürlü
sözlerle sürdüren edepsizlerin çokluğundan ürkmüyor değiliz. Ancak bunlara
pirim verenler arasında kılık kıyafeti veya görüntüsü ile aramızdan birilerin
olmasına şaşırıyorum.
Allah sonumuzu hayretsin diyelim.