Kudüs'ten Türkleri Yahudiler çıkardılar
Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli sosyologlardan Erol Güngör şöyle yazar:
“Bir gün İstanbul ve
Edirne de elimizden çıksa, öğretmenimiz her halde oraların zaten Bizans toprağı
olduğunu, bizim yine vatanımıza çekildiğimizi söyleyecekti. Bize vatanın bir
tarifini yapan olmadı, vatan
düşmanlarımızın bizden henüz almadıkları yerler midir?”
Düşman eline geçmekle Kudüs
vatan olmaktan çıkmış mıdır?
Dört
asır önce bir Alman Elçisine şu cevabı verilmişti:
“Padişah atının nalları nereye değdi ise,
oralar Padişah’a aittir.”
Bu
Ferdinand’ın elçilerine İstanbul’da verilen tek cevaptı.
Bu
mantıkla;
Kudüs bize aittir!
Birinci
Dünya Harbinde Kudüs’ü bizden İngilizler gasp ettiler.
Ancak
“işin içinde iş” vardı.
Jabotinsky ismini biz duymamış olsak da İsrail için mühim şahsiyettir. Rusya’dan
muhabir olarak Türkiye’ye gelmiştir.
“İstanbul’da,
1919 yılında 4 Siyonist gazete vardır.
Zeev Vladimir Jabotinsky bunların dördünün birden genel yayın
yönetmeni idi.
Bu
dört gazeteden birinin adı son derece
enteresan olup, “Juenne Turque - Jön
Türk” idi, Fransızca neşriyat yapıyordu.
Burada
anti parantez belirteyim ki, kendilerini “Jön
Türklerin çocukları” zannedenler bu özeni gözden kaçırmamalıdırlar.
“Zeev
Vladimir Jabotinsky, Yahudi Devleti’nin kurulmasını, Osmanlı Devleti’nin
parçalanmasına bağlamaktaydı. Bunu, hayat felsefesi haline getirmişti.
Jabotinsky,
Çanakkale’de bize karşı savaşan “Siyon
Katır Birliği”nin de organizatörü idi.
“Siyon Katır Birliği” ağırlıkla Rus Yahudisiydiler. İskenderiye’de
toplandılar, orada eğitim gördüler, 657 kişi idiler.
Roma
döneminden beri savaşan ilk Yahudi birliği oluyorlardı.
Çanakkale’de bize karşı
savaşta, 6 ölü ve 25 yaralı verdiler.
Seferad (Endülüs kökenli) Yahudi askerler, Eşkenaz (Avrupa kökenli) komutanları
kabul etmiyorlardı, savaş başkaydı,
kaçıyorlardı.
“Siyon
Katır Birliği”nde disiplin kırbaçla sağlanıyordu. Gönüllü bu Yahudiler sık
sık kırbaçlandılar.
Jabotinsky,
gazeteci olarak İskenderiye’ye gittiğinde Rusya kökenli 11 bin Yahudi göçmeni Gabari ve Mafruza kamplarında buldu. Derhal, İbranice dahil eğitime başladı,
onları gökte ararken yerde bulmuştu.
Jabotinsky’nin
önemli keşfi Joseph Trumpeldor’du.
Trumpeldor dişçi idi, savaşçı oldu. 1904-1905
Japon-Rus Savaşı’nda bir kolunu kaybetti, Abdülhamid zamanında Kudüs’e geldi.
Jabotinsky,
Trompeldor’a hayrandır. Bu tek kollu Yahudi
kahramanı Trumpeldor, Gelibolu’da Türkler’e karşı savaşan Yahudi
Birliği’nin ruhu olmuştu.
Trumpeldor,
Türkler’i Filistin’den çıkarmak için savaştı. “Türkler’i Filistin’den çıkarmak için Türkler’i ezmek zorundayız,
Türkler’e karşı her cephe Zion’a çıkar” diyordu.
Trumpeldor,
bu Türk düşmanı Yahudi, 1920 yılında, Tel Hay’da, Araplarla savaşırken, bir
Arap kurşunu ile öldürüldü.
Türkleri Kudüs‘ten
atacak Siyon Katır
Birliği’ne Yarbay John Patterson komutan
olarak atandı.
Patterson,
terfiyle albay olarak Yahudi Lejyonun başına geçti. Türkler’i Filistin’den bu Yahudi Lejyonu sürdü.
Yahudi
askerler, Kudüs’ten 20 mil uzakta mevzilendiler, karşılarında Türk askerleri
vardı. Komutan Patterson, şiddetli bir hücum başlattı. Türkler hiç karşılık veremediler, böylece Türklerin Şam irtibatını kestiler; İngilizler, bunun, “Şam Zaferleri” için çok önemli olduğu
kanaatindedirler.
Tarih
budur.
Yalçın
Küçük, “Gizli Tarih”te Kudüs’ün
düşüşünü böyle anlatırsa da bizim tarihçiler bunları hep görmezden gelirler.
Kudüs,
Selçukiler, Eyyübiler, Memlükiler,
Osmanlılarla yaklaşık 10 asır boyunca bizimdi.
Bir
zamanlar Türkiye’nin olan, yine Türkiye’nin olacaktır.
Not: Okuyucularımın bayramlarını tebrik ediyor, nice sağlıklı bayramlar diliyorum.