Kudüs hayalin olsun...

Çocukken annemin “erken yatın yarın sizin gününüz, yarın sizin bayramınız çocuklar” sıkı tembihe rağmen heyecandan bir türlü uyku tutmazdı beni. Kurttan kuştan, yerden gökten önce uyanırdım. Annemin başımı okşamasını, manileriyle uyandırmasını hiç unutmuyorum. Muhteşem bir duygu ve mutluluktur bu.

Çocukluğumun bayramlarından biriydi. Rahmetli babamın aldığı kazak ve ayakkabıyı göğsüme bastıra bastıra uyuya kalmıştım. Ancak bir iki saatlik uykudan sonra zıpkın gibi ayaktaydım. O gün bugündür ilk defa Ayasofya’nın açıldığı gün böyle oldum.

Evet, büyük ırmağın kol ve kaynakları ile yatağına geri döndüğü gün...

Nasıl sevindiğimi ve nasıl coştuğumu anlatamam! Aniden boşalan yağmurlar gibiyim ve birden parlayan deli taylar gibi heyecanlıyım. Uzun ve hasretle gurbet yolu beklenen ancak bir türlü gelmeyen, gelmesinden ümit kesildiği bir anda aniden çıkıp gelen sevgili ile buluşma anını nasıl anlatabilirim ki… Böyle anlarda kelimeler kifayetsiz kalıyor...

Bugün pencerelerinizi açın içeriye bayram havası girsin. Ayasofya havası girsin. Kudüs’e kavuşma günü özlemi, İstanbul’un dünyaya verdiği mesaj ve Boğazın erguvan kokusu girsin... Fatih’in Ayasofya’da kıldırdığı ilk cuma tekbir sesleriyle coşun…

İşte yankılanıyor Ayasofya’nın ilahi çağrısı dünyanın en uzak yerine kadar... Açın pencerelerinizi açın, Sultan Fatih’in güven veren sesi yankılansın her evde. Onun kibir ve gururdan uzak şükür secdesi anına ve Allah’a teslimiyet anına şahitlik edenler olun… Bugün cennetten esen bir rüzgârla nasıl nefes aldığımızı anlatamam! Kalbim yakalanmış bir kuşun kalbi gibi çarpıyor her korkudan uzak olarak. Yaramıza merhem olan elleri öpüyorum. Sayın Erdoğan’ı Fetih coşkusu, Kudüs özlemi ve Ayasofya sabrıyla öpüyorum.

Evet, inanırsak mutlaka galip ve üstün geleceğiz. Hiç kimseye kin duymayın. Affetmek intikamdan daha yüce bir duygudur. Kardeşliğimizi daha da güçlendirebilirsek Kudüs’ün zincirlerini de kıracağız. Hiç bir mahpus, hiç bir zincir bizi tutamaz. Hz. Yakup’un sabrı ve Hz. Yusuf’un teslimiyetine geldiğimiz gün Kudüs özgür olacaktır.

Unutma...

Bir şeye ulaşmanın yolu hayalini kurduğun şeyin gerçekleşeceğine inanmaktır. Ayasofya hayalimizdi gerçek oldu. Kudüs bizim muhteris hayalimizdir gerçek olacaktır. İmanımız umut etmemiz gerektiğini söylüyor. Seksen altı yıldır içimize akan gözyaşlarımızın bir gün büyük bir sele dönüşeceğini anlamamışlardı. Kudüs için daha büyük sel biriktiriyoruz. Tufan olacağız tufan...

Kudüs için umutlarımızı öldürmeyi deniyorlar. Che Guevara’ın dediği gibi "Bir çiçeği öldürebilirsiniz ama baharı öldüremezsiniz." Bir iki can almakla bedenimizi düşüremeyeceksiniz. Kudüs’ü mutlaka özgürlüğüne kavuşturacağız. Nuh tufanı olacağız…

Mücadele ve çile bize neyi öğretti?

Çile ve zorlu hayat deneyimimiz bize yanımızda ve bizden gözüken bazı karakterlere pek güvenilmemesi gerektiğini öğretti. O halde ne yapmalıyız?

Bize kin ve öfke duyan, nefret edenlerden nefret edecek değiliz. İnancımız bize bağışlayıcı olmamızı söylüyor. "Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın." Mevlana’nın buyurduğu gibi bahane bulmadan kardeşliğimize dayanacağız.

Şu da bir gerçek ki, bizimle zorlu yola çıkmayı göze alamayanlarla ya da yolda bırakanlarla uzun yol alınamayacağını öğrendik. Bol ve boş laflarla seni seviyorum demekle kardeşlik ve yol arkadaşlığı olmayacağını bilmelisin. Göstermelisin her şartta, her zorlukta sevdiğini kardeşine. Kalbinden, kardeşinin kalbinde hissettirmelisin onu çok sevdiğini. Yapamıyor musun? O zaman yoldan çekileceksin...

Bizim değerlerimiz ve medeniyetimiz dünyayı imar etmiştir. Fethettiği her yeri barış ve esenlik yurdu yapmıştır. Gönül koymak ve gönüller kırmakla olmaz bu... Barışla olur, bir hayalimizin olmasıyla olur. Sultan Mehmet İstanbul hayalini on iki yaşında kurmuştu. Yirmi bir yaşında gerçek oldu.

Yarınlar, doğru yolda kararlı ve sapmadan yürüyenlerin olacaktır. Evet, Dünya onu değiştirebileceklere inanmışlarla düzelecektir. Bu anlamda Ayasofya sadece bir cami açılışı değil bir bilinç uyanmasıdır. Kudüs için çoktan yola çıktık bile…

Bu duygularla Kurban Bayramınız mübarek ola...

Not: Çok sevdiğim, Anadolu irfanının temsilcilerinden Mehmet Kaynak abiyi ve Öncü Aktürk kardeşimizi dün rahmeti rahmana uğurladık. Her ikisi de iyi bir mümindi. Mekânları cennet olsun.