Kudüs Gülleri…

Kudüs gülleri; Kudüs’te kefene sarılanlar tomurcuk güllerdir… Yiğit çocuklar, yiğit kadınlar, sanki Müslümanların şerefini kurtarmak için oradalar. Son Osmanlı Iğdırlı Onbaşı Hasan’dan nöbeti devralmış Mescid-i Aksa’ya her an can fedaya hazırlar…

Güller sadece ağaçta ve rengârenk kokulu yapraklardan ibaret değildir ki. Ve de rayiha sadece güllere has değildir ki... Dağlar da Mehmetçiğin, zalimler karşısında ise Müslüman’ın şehit kanı gül koncasıdır... İnsanlık var olduğundan beri, zalim ve küffar karşısında, Müslümanların kanı gül koncası gibi yerlere damladı hep... Yer titredi rayihasıyla gök titredi… Evet, öyle güller vardır ki kokusu semayı sarar; Uhud’da yiğit Hamza; Gazze’de pembe ceketli çocuk Hamza…

Ortadoğu, Kudüs, Myanmar, Doğu Türkistan, kısaca Müslümanların olduğu her yer kan kırmızı gül... Müslüman’ın damarlarında alyuvarlar gibi gül goncaları dolaşıyor ve zalim dinsizler eliyle o goncalar damla damla yerlere açıyor… Ve melâike o muhteşem rayiha ile vecde geliyor...

Ulvi bir davada Allah için her an ölmeye hazır insanlar var ise orada hayat vardır… O ruhtan uzak olanlar ise canlı cenazelerdir… Bir avuç Müslüman dünyanın gözü önünde Kudüs onurumuzu koruyor; Mescid-i Aksa onurumuzu koruyor, ilk kıblemizi koruyor. Eğer gerçekten Müslümanların kıblesi Kabe ise; nasıl alçaklık yapıyor İsrail öyleyse?...

Gül goncalarının düştüğü yer: KUDÜS

Suspus olmuş dünya duyarsızları…

Kudüs gülleri düşüyor yerlere...

Bir Hamza'ya bir sürü sırtlan...

Bizde Hamzalar çok, onlarda ise sırtlan…

Ve ötelerden Pir çağırır küçük Hamza'yı…

Giderler; kefenler içinde gül açmış tebessümlü yüzler…

Filistin; küçük, küçücük bir avuç millet...

Ama Kudüs davası o küçük omuzlarda samimi bir dert…

İçlerinde ur gibi büyüyor İsrail denen illet…

Müslümanların gözü önünde üç öğün zillet…

Şehit oluyorlar hep; Mescid-i Aksa kalsın diye ayakta…