Kudüs Davası ve 'göbekteki' görünmez hainler
Hz. Davut’un mihrabı, Hz. Süleyman’ın mescididir, Kudüs.
Alemlerin
Efendisi Hz. Muhammed’in (sav) miraç
basamağıdır, Kudüs…
Kur’an’da kutsanmış
Kudüs…
Hz. Bilâl’in okuduğu
ezanla hakikate uyanan kutlu şehirdir: Kudüs.
Kâbe putlarla doluydu.
Her
güne bir putun icat edildiği, evlerin de putlarla doldurulduğu zamanlardı..
İlk
Kıble, Kudüs…
Kudüs’ü,
Mekke’nin fethinden sekiz yıl sonra 638’de
Hz. Ömer fethetti.
Dört
yüz altmış yıl sonra ise 15 Temmuz 1099’da FETÖ’nün
atası Haşaşîlerin de ihanetiyle
Kudüs, Haçlıların eline düştü.
Seksen
sekiz yıl Haçlı işgalinde kaldıktan
sonra 2 Ekim 1187’de Selahattin Eyyubi,
Kudüs’ü esaretten kurtardı.
Yavuz Sultan Selim
ise 1517’de Kudüs’ü ve bölgenin tamamını Osmanlı güvencesine aldı.
Dört
yüz sene barış ve huzur içinde yaşayan bölge, Şerif Hüseyinlerin ihanetiyle 1917’de Osmanlı, bu topraklardan çekildi.
Bölge,
İngiliz işgaliyle kanlı bir kaosun içine itildi.
Önce
27 Nisan 1909’da Osmanlı’yı ele
geçirdiler.
Felaket
böyle başladı…
Sahte kahramanların ihanette
yarıştığı yıllar…
1948’de
BM kararıyla kurulan ilk ve son
devlet: İsrail’dir.
İlan
edilir edilmez, dakikalar içinde tanıyan ilk
devlet ABD, on saat içinde
tanıyan ikinci devlet de ‘Tek Parti’nin
Millî Şef Türkiye’sidir.
14 Mayıs 1950’de
Türkiye’de hükümet değişince panik de başladı. Darbe şartlarının oluşması için
faaliyetler hızlandı. 27 Mayıs 1960’ta
amaçlarına ulaştılar.
Kudüs
(Filistin) işgal edilirken Türkiye’de ve bölgede darbelerin ve terörün
yaygınlaşması tesadüf mü?
‘Görünür olmayan ama ihanetin tam
göbeğindeki’ hainleri besleyip büyüttüler.
Öyle
zamanlar kolluyorlar ki hem teröristle
işbirliği yapıyor, teröristin geberiğine katılıyor hem de şehit
cenazelerine katılıyorlar.
Bir
yanda teröriste “şeref madalyası” takıyor
diğer yanda Diyarbakır’da evlat nöbeti tutan aileleri ziyarete
gidiyorlar,
Bir
yanda Filistin için ağlıyor diğer
yanda İsrail’e tapıyor…
Görünürler ve ihanetin tam
göbeğindeler.
Siyonist
taktik…
15 yıl önce: 25 Ocak 2006’da Filistin’de
parlamento seçimleri yapıldı.
Hamas oyların yüzde altmış üçünü aldı.
Ancak
1996’da da Erbakan’la (Refah Partisi)
hiçbir partinin koalisyon kurmamasını emreden İsrail ve yandaşları, Hamas’ın da iktidar olmasına müsaade
etmediler.
Hamas’ın birleştirici
çalışmalarına sırt çevirdiler, bir yıllık iktidar sürecinde ağır bir ambargo
uyguladılar.
Filistin’e
yardımları, Siyonistler, kurdukları komisyon aracılığıyla ulaştırmak isteyerek Hamas hükümetini saf dışı bıraktılar.
Filistin’de
maaşlar ödenemez duruma getirildi.
Hamas hükümeti yıkıldı.
İç
çatışmalar başladı.
Yüzlerce
kişi öldürüldü.
Filistin bölündü. Gazze ve
diğerleri…
Aralık
2021’de yapılması planlanan seçimler, “İsrail,
Doğu Kudüs’te oy kullanılmasına müsaade etmeyeceği” gerekçesiyle iptal
edildi.
25
Ocak 2006’da Filistin’de seçim sonuçlarını hazmedemeyenler, Türkiye’de de 17 Mayıs 2006’da Danıştay’a saldırıp
rejim krizi çıkarmak için ‘görünür
olmayanları’ devreye sokmuşlardı.
2007’de
Cumhurbaşkanını seçtirmediler, seçilenin de hiçbir davetine icabet etmediler.
Mart
2008’de Türkiye’de iktidar partisini kapatma girişiminden sonra 28 Aralık’ta Gazze’ye bomba yağdırdılar, binlerce Filistinliyi
şehit ettiler.
30
Ocak 2009’da yedikleri “van minıt”ın
intikamını almak için ‘göbekteki
görünmezlerini’ milletin üzerine
salmaktalar…
Şimdi
Mayıs 2010’da kaset kumpasıyla
atadıkları ‘görünür’ etrafında
‘ittifakı’ genişletme çabasındalar.
Filistin’e huzur ancak Filistin’in,
İslam dünyasının birlik olmasıyla ve Filistin
ordusunun kurulmasıyla gelebilir.
Filistin,
kendini savunabilecek duruma getirilmedikçe
İsrail, zapt edilemez.
İslam İşbirliği Teşkilatı, İsrail İşbirliği Teşkilatı sanki…
Mahmut
Abbas’ın El Fetih’i niçin İsrail’e misillemede bulunmuyor?..