Krizlerden bir iktidar çıkar mı?
Dünya tarihinde önemli bir yere sahibiz ve mühim rol oynuyoruz. Şehadet ve istiklal ruhuyla dört kıtaya ayak basmış bir milletiz. Bu nedenle dünyanın dört bir yerinde şehitliklerimiz var. Bu şehitliklerimizi ana vatanımızın bir parçası olarak görüyoruz.
Bugüne kadar girdiğimiz veya girmek zorunda kaldığımız savaşlar varlığımızı koruma ve var olma adına yapılan savaşlardır. Bu bilinci diri tutmak ve gelecek nesillere aktarmak gibi bir yükümlülüğümüzün olduğuna inanıyorum. Hem dini hem milli değerlerimizi…
Çanakkale de başlı başına geçmişten geleceğe aktarılması gereken bir destan... Başka bir milletin tarihinde böyle bir kahramanlık yoktur. Haçlılara karşı göğüs göğüse ve topyekûn verdiğimiz büyük bir mücadelenin öyküsüdür Çanakkale…
Farkında mısınız?
Son yüzyıldaki bütün savaşlar Müslüman coğrafyalarda oluyor. Haçlı ruhu bitmiş değil. Bosna, Afganistan, Yemen, Irak ve Suriye’yi yakıp yıktılar ve korkunç katliamlara sebep oldular. İran yıllarca ambargo altında ve birçok Müslüman ülke istikrarsızlaştırıldı. Türkiye ise içerden ve dışardan saldırılara uğruyor. Haçlıların topraklarımız üzerindeki iştahı bir türlü bitmek tükenmek bilmiyor.
ABD ve Batı size ahlak ve medeniyetten özellikle demokrasiden bahsediyorsa bilin ki tehlikedesiniz. Zulmü görmeyenler ya ahmak, ya işbirlikçi ya da bizzat suça iştirak edenlerdir. Suçu işleyen kadar engel olmayanlar da suçludur. Böyle bir kesim var.
Suriye’deki kıyamet sahnelerine rağmen mültecilere kapılarını kapatanlar, Rusya-Ukrayna savaşında kapılarını ardına kadar açtılar. Bizim bu ifademizden mazluma sahip çıkılmasın anlaşılmasın. Tam tersine din, dil, ırk ve renk ayırımı yapılmasın demek istiyoruz.
Dünya ateş çemberinde!
Bu tür zamanlar milletçe yekvücut olmamız gereken zamanlardır. Milletimiz bu zor zamanlarda, hangi kimlik, renk ve hangi siyasi görüşten olursa olsun herkesi ve her kesimi hiç bir ayırım yapmadan ülkemiz çıkarlarında aynı safta görmek istiyor.
Ancak…
Savaş ve zor zamanları fırsat bilenler çıkıyor. Hele oy avcılığı yapmak hiç etik değil ve göreceksiniz yapana zarar verecek. Daha açıkça ifade edelim, muhalefetin dünyadaki krizleri ve ekonomik sıkıntıları fırsata dönüştürme çabasını gördükçe üzülüyoruz. Dünya can derdinde, muhalefet ise yangından mal kaçırma peşinde iktidar hayali kuruyor.
Erdoğan oligarkları suçlamasında bulunarak ülkemize yatırım yapan, iş ve aş üretenleri, devletin memurlarını, velhasıl ülkemize faydası dokunanları tehdit etmek ülkemizin faydasına olmadığı gibi zarar veriyor. Bir kez olsun bunların ağzından bölücü terör örgütüne karşı bir tek tehdit çıktığına şahit oldunuz mu?
Geçmişte, “İrtica geliyor” yaygaraları ve milletimizi ötekileştirme çabaları ile kendilerine iktidar yolu açmaya çalışanların bugünlerde de aynı yöntemleri kullanmak istemeleri ders almadıklarını gösteriyor. Milletimiz başına gelenleri unutmuş değil, zamanı gelince hesap kesiyor.
Bir kez daha hatırlatma gereğini duyuyoruz; içerde ve dışarda, Irak, Libya, Suriye ve Karabağ’da yaşananlar gösterdi ki, Emperyalizmin asıl ve nihai hedefi Türkiye’dir. Türkiye’nin verdiği mücadele bir istiklal ve istikbal mücadelesidir. Bunu bilmeyen ve görmeyen kalmadı. Bir bizim muhalefetimiz görmek istemiyor.
Vakit, birlik olma vaktidir.