Dolar (USD)
34.45
Euro (EUR)
36.04
Gram Altın
3008.46
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Nisan 2023

​Kriz Masası!..

Şu “6’lı Masa muhabbeti” bitti mi, ne?

Meral Akşener’in dağıttıktan sonra kırıp döktüklerini toparlamak için geri döndürüldüğü Masa’dan pek bahis yok bugünlerde.

“Ne Masa’ydı ama” değil mi?

“Noter Masası,

Kumar Masası,

Katlanır Masa,

6’lı Masa,

7’li Masa,

NATO Masası…”

Birçok isim takılmış “Masa”ya…

Kriz Masası” bugünkü yazımın başlığı.

Meral Akşener’in “malûm yöntemlerle” yatıştırılmasının ardından, Kemal Kılıçdaroğlu’nun duruma hakim olduğu, sırtını terör örgütüne dayadığını ilân eden HDP’nin “Masa”ya alenî desteğinin önünde hiçbir engelin kalmadığı söylenmişti.

Cezaevi’ndeki Selahattin Demirtaş da, işi iyice sağlama almak için “Rahat Dur Meral Hanım!” özetli “muhtıra”yı yayımlayınca ve muhatabı da bu durumu “hazin sessizlikle” karşılayınca…

“Son direniş noktası da çökertildi!” denmişti.

Denmişti ama, evdeki hesaplar çoğu zaman çarşıya uymaz.

Meral Akşener, olan bitene boyun eğince bugüne kadar ona destek verenlerin hepsi aynı şeyi mi yapar?

Parti’nin en ağır isimlerinden Yavuz Ağıralioğlu’nun “Biz çocuklarımızın katillerinden medet ummayacağız!” gerekçeli istifasını “tek kişilik” bir tavır olarak gören var mı?

İyi Parti’deki erimenin hızlanarak devam ettiğini göremeyen var mı?

*

Muharrem İnce, “Parsel parsel satın almışlar Atatürk’ün Partisi’ni” diyor malûm.

Ağıralioğlu da, çok daha ince ifadelerle, “tehlikeye” dikkat çekiyor.

Masa’nın iki “büyük” partisi.

Biri hâlâ “büyük” de, diğeri ne kadar büyük, mesela Cem Uzan’ın bir dönem rüzgârını estiren partisinden ne kadar büyük, tartışmalı!..

Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı’na kapak atabilmek için aklında, “hayâl”inde ne varsa veriyor.

Seccade Krizi’nden sonra da, hayal^ı kesenin ağzını iyice açtı malûm.

“Herkese iki anahtar, kim ne veriyorsa benden beş fazlası!”

“Yok mu arttıran?” politikası…

“Bütün tuşlara basmak” da deniyor buna!

Ona cumhurbaşkanı yardımcılığı, buna bakanlık, şunlara beşer, onar, yirmişer vekillik…

Ne bitmez kaynakmış bu?

Meral Akşener’in daha sonra “malûm yöntemlerle” döndürüldüğü “Masa”yı dağıtırken neler dediğine bir kez daha bakın;

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunları niçin yaptığının, CHP’yi bile niçin böylesine gözden çıkarttığının cevabı var orada!..

E, şimdi, Koca CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “şahsi hırslarına” feda mı edilecek?

NE OLURSAN OL, MİLLİ OLMA!..

Geçtiğimiz günlerde, ahir ömründe Bülent Ecevit’e siyasi komplo kuranlarla, Deniz Baykal’ı kaset üzerinden devre dışı bırakanlara işaret etmiş ve o günlerde yazdıklarımızdan misaller vermiştik.

Bülent Ecevit’e ve Deniz Baykal’a “Esas tehlikeye dikkat çekerek!” destek verdiğimiz için “Muhafazakâr Mahalle”den bazıları tarafından hedefe yerleştirildiğimize de şöyle bir temas etmiştik.

“Bizim mahalleden değilse, mutlaka kötüdür!”

Ne “dar” bir bakış açısı bu böyle!..

Evet,

Bunlar “Atatürkçü Sol”u ya da “Ulusalcı Sol”u etkisiz hale getirmeyi hedefleyen operasyonlardı

Atatürkçü Sağ” diyerek işaret ettiğimiz MHP’yi etkisiz hale getirmek için de, başta “kaset” olmak üzere birçok “komplo” aracı kullanıldı malûm.

Rahmetli Erbakan Hoca’ya siyaset hayatı boyunca yaşatılanlar da, aynı çerçevede.

Milli Görüş, Türkiye’yi bölmek isteyenlerin önündeki en büyük engellerden biriydi ve onu da dağıtmak için çevirmedikleri dolap, sızmadıkları yapı kalmadı.

Dikkatinizi çekiyordur, Sayın Erdoğan’ın dış güçlerin hedefine yerleştirilmesi, daha çok son beş altı senede oldu.

İçerideki “unsurlardan” kurtuldukça (ki kurtulması gereken birçok unsur var hâlâ!)Milli Hamlelere “ağırlık verdikçe üzerindeki “dış baskı” da arttı.

Yani…

İster sağcı olun, ister solcu,

İster Atatürkçü olun, İster İslamcı,

İster Milliyetçi olun, ister Ulusalcı…

“Milli Duruşunuz” varsa…

Mutlaka hedefe yerleştiriliyorsunuz!..

Olan biteni, “Masadaki Partilerin” tabanları da hepten görmüyor değil.

Masa’daki partilerde görev yapanların hiçbiri görmüyor değil.

“Şunu, şunu, şunu bir araya getirir.

Her parti üzerinden farklı kesimlere mesaj verir,

Vatandaşa güller, karanfiller uzatır…

Kadınlardan, erkeklerden, eşcinsellerden oy alır…

Gerekirse nutuktan bir pasaj, gerekirse Kur’an’dan bir ayet okur…

Bir selam Kandil’e, bir selam Trabzon’a, bir selâm Diyarbakır’a, bir selâm da Balgat’a çakar…

İktidara otururuz!” hesapları yapılsa da…

Evdeki hesap başka, çarşıdaki hesap başka!

*

Şimdilerde “Kriz Masası” fena halde fokurduyor.

Adaylıklar belirlendiğinde, listelerin son şekli ilan edildiğinde, işler iyice karışacak…

Bugüne kadar sessiz kalanların büyük bölümü de o günlerde sahneye çıkacak ve Muharrem İnce’nin, Yavuz Ağıralioğlu’nun tepkilerinden çok daha fazlasıyla gündeme gelecek…

“Ona cumhurbaşkanı yardımcılığı, buna bakanlık, yüzde birin onda birlerine beşer, onar,yirmişer milletvekilliği” dağıtarak nereye kadar yürüyebilirsiniz?

“Hayâl satarak” nereye kadar?

Şimdilik susan şahısların konuşmalarını nereye kadar engelleyebilirsiniz?

Politika bu, hele “kişisel beklentiler” karşılanmasın…

Bugüne kadar susanlar, öyle bir çıkarlar ki ortaya…

*

“Memleket elden gidiyor…

Üstelik biz de bir şey alamadık!..”

*

Bu iki “sıkıntı” bir araya gelsin hele…

Eli kulağında, aday listeleri kesinleşecek işte.

Ne kaldı ki şunun şurasında...