Kritik Üçlü Zirve Kudüs’te
ABD’nin Ulusal Güvenlik danışmanı John Bolton, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolai Patrushev, İsrail Güvenlik Konseyi Başkanı Meir Ben- Şabat Kudüs’te bir araya geldiler. Daha önce ‘’kritik üçlü zirve’’ başlığıyla çıkan yazımızda bu zirvenin olacağını duyurmuştuk.(05.06.2019 Milat)
İsrail medyasına göre Rus, diplomat Pazar günü Netanyahu ile görüşmeden önce: ‘’Rusya İsrail’in güvenliğine özel önem veriyor’’ demiş. Netanyahu ’da: ‘’Rusya bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasında ciddi katkılar sağladığını ve önemli değişikliklere neden olduğunu’’ söylemiş.(The J.S.Post)
İsrail’in iddiasına göre bu toplantının temel amacı İran’ı Suriye’den çıkartmakmış. Ancak zihnimi kurcalayan üç soru var. Birincisi, İran’la Rusya müttefik olduğu halde İsrail’in davetine icap etmesinin sebebi ne olabilir? İkincisi, ortada İsrail’in güvenliğini tehdit eden somut bir durum yokken Rusya’nın İsrail için sarf ettiği sözler ne anlama geliyor? Üçüncüsü, bölgenin güven ve istikrarını bozanların başında gelen Netanyahu, Rusya’nın katkısından ve ‘’önemli değişiklikten’’ neyi kast ediyor?
Çelişkili görünen bu soruların cevapları diplomasinin inceliklerinde gizlidir. Çünkü diplomasi, devletlerin yetenek, bilgi ve kapasitelerinin bileşiminden oluşan siyasi faaliyettir. Temel amacı da devletlerin çıkarlarını çatışmadan uluslararası propagandayla elde etmektir. Karşı taraf hakkında bilgi toplama, niyetini anlama ve karşılıklı iyi niyet tazelemesi de diplomasinin incelikleri arasındadır.
Bu çerçevede bu toplantıya yönelik sorduğumuz soruların ilkinden başlarsak, İsrail’in önerisiyle düzenlenen bu toplantıya Rusya katılmakla iki strateji izlediğini düşünüyorum. Birinci strateji, İran’dan daha çok taviz koparmaktır. Nitekim Rus yazar Vladimir Frolov tarafında kaleme alınan yorumda şöyle diyor: ‘’Rusya, ABD ve İsrail’in bu toplantıda katı bir İran düşmanlığını gündeme getireceklerinin farkındadır.’’ (Moscov Times) İkinci strateji de, İsrail ve ABD’nin Esad rejimini tanımalarını ve Suriye’yi yeniden yapılandırmak için uluslararası fonların açılmasını sağlamak.
İkinci soruya yanıt olarak, Rusya İsrail’e iyi niyet tazelemiş oldu. Rusya, İsrail’in ABD’de ki Siyonist lobi üzerindeki etkisini biliyor ve o lobinin de ABD yönetimi üzerinde söz sahibi olduğunun farkındadır. Ayrıca Rusya İsrail’i ABD ile arasında bir arabulucu olarak görüyor. İsrail’de bunu bildiği için Suriye’yi canı istediği zaman bombalıyor ve Rusya’da buna göz yummuyor.
Üçüncü soruya yanıt olarak, İsrail ‘’bölge’’ derken kendisini kast ediyor olmalı. İsrail istikrar ve güvenliğini Müslümanların birbirini boğazlamalarının devam etmesinde düşünüyor. Netanyahu’nun ‘’önemli değişiklik’’ dediği şey, Rusya’nın Kudüs’ün statüsüne yönelik daha önceki açıklamasına ters düşerek diplomatik görüşmeyi Tel Aviv yerine Kudüs’te yapılmasını kabul ederek gitmesidir.
Zihnimi kurcalayan başka bir soru, İsrail’in önemli gördüğü ‘’değişimin’’ kapsamı son günlerde Türkiye’nin canını sıkan İdlib’e yapılan saldırlar ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz enerji paylaşımında Türkiye’ye karşı şımarık tutumunu kapsıyor mu?
Türkiye 23 Haziran seçimlerini de geride bıraktığına göre artık iç çekişmeleri bir kenara bırakıp ufuk ötesine bakarak bu soruların cevaplarına odaklanmalıdır. Mesele ciddi ve derindir.