Kripto Paraların Yeni Vatanı
Çin, milenyum sonrasında ucuz is gücü ile çektiği doğrudan yabancı yatırımlar sayesinde verdiği bütçe fazlasını devlet kapitalizmi çerçevesinde gelecek menfaatlerine yönelik yatırımlara dönüştürdü.
Kuşak ve Yol Girişimi ile hayat bulan bu niyet bütçe fazlası
1 trilyon ABD doları cinsinden tahvilin kullanımına imkân verdi.
Asya Altyapı ve Yatırım Bankası ile bölgenin kalkınması ve
zenginleşmesinin önünü açacak çılgın projelere imza atıldı.
Tüm bu hedeflerle birlikte Bir yandan da ABD ile süren
ekonomik savaşta öne geçmek isteyen Çin, ABD dolarının rezerv para olma durumunu
sarsmayı kafasına koymuştu.
Bunun için önce nereden çıktığı bilinmeyen ve her biri
esasında sadece şirket olan kripto paralar Çin’in imdadına yetişti.
Bitcoin başta olmak üzere birçok kripto paranın üssü haline
gelen Çin, enerjiye olan bağımlılığını daha da artırdı.
Ucuz kömür kaynakları ile enerji ihtiyacının önemli bir
bölümünü karşılayan Çin’in kömür fiyatlarındaki artış sonrasında Avustralya’dan
ithalatı kesmesi iç piyasada sürdürülebilir bir enerji dengesi kurulmasını
zorunlu kıldı.
Malaka Boğazını diskalifiye eden Myanmar’daki petrol ve
doğal gaz boru hatları ile enerji güvenliğini bir ölçüde sağlama alan Çin, “ABD
dolarını yıkacağım” diye başka bir enerji arz güvenliği yaşar hâle geldi.
Kovid-19 pandemisi ile tüm dünyada talebin daralması üretimde
enerjiye olan ihtiyacı azalttı.
Çin’in pandemiden ilk sıyrılan devlet olması erkenden iç
piyasasını canlandırmasına fırsatı verdi.
Ardından dünya devletlerinin aldığı tedbirlerle iyileşmeye
başlaması Çin’den yapılan ithalatların tekrar artmasına neden oldu.
Limanlarda pandemi nedeniyle konteynerlerin boşaltılamadığı
bir tablodan tırların vızır vızır hareketlendiği tablolara geri dönüş yaptık.
Her ne kadar Delta varyantı ile Asya ekonomisi risk altına
girse de talebin yoğun olduğu Batılı ülkelerde şimdilik çok daha iyi bir durum
var.
Özellikle bu yaz, ekonominin bel kemiği G20 ülkelerinin
tamamıyla aşılama çalışmalarını bitireceği ön görüleri Çin’in üretimini daha da
artıracağına işaret ediyor.
Geçtiğimiz gün Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye
için çift haneli büyüme beklentisini dile getirerek Avrupa’ya yakın tedarikçi olan
Türkiye’nin de bu iyileşmeden aslan payını aldığını gösteren önemli bir
açıklama yaptı.
Türkiye gibi parası ABD doları karşısında ucuz kalan
ülkelere karşı maliyet avantajını korumak isteyen Çin, tüm dünyada artan talebe
bağlı emtia fiyatlarını değiştiremeyeceğini bildiği için bir diğer üretim
kalemi olan enerji fiyatlarını dizginleme politikasına yöneldi.
Bir süredir Çin Merkez Bankası tarafından devam eden dijital
para çalışmaları Çin’i dijital para konusunda şu anda dünyanın en ileri
tecrübesine sahip devleti hâline getirdi.
Birkaç farklı eyalette yapılan çalışmalardan gelen olumlu
veriler ile Çin Yuanının dijital rezerv para olma ihtimali ciddi ciddi ortaya
çıkınca ABD dolarına karşı kripto paraları desteklemek enerji kalemini
yükselten pahalı bir rekabet aracı hâline geldi.
Çin büyümesi Atlantik’in
iki yanındaki rakip kardeşlerin aralarındaki rekabeti unutturdu.
G7 zirvesinde alınan ortak teknoloji geliştirme kararı artık
Çin’in adımlarını daha tedbirli bir şekilde atması gerçeğini beraberinde
getirdi.
Dünya’nın ucuz Çin mallarına olan bağımlılığı Batılı devletlerin
bütçelerinde ağız sulandıran bütçe fazlaları ortaya çıkardı.
Bu gelire alışarak ekonomilerini dönüştüremeyen Batılı
devletlerin enerji bağımlılığını giderecek yenilenebilir enerji temelli
yatırımları boşuna değil.
Hem ekonomilerini canlandıracak bir elektrik pazarı
oluştururken hem de enerjide ithal ikameci bir yaklaşım ile Çin gibi bir
ülkeden ucuzu aldığı mallar nedeniyle çıkan cari açığı kapatabilecekler.
Batılı ülkelerin kendi enerjisini üretmesinde en büyük kaybı
yaşayacak Rusya ve Ortadoğu’daki devletler yakın zamanda kripto paraların yeni
üssü hâline gelebilir.
Nitekim petrole bağlı kripto para fikri Güney Amerika’da iyiden iyiye kabul görmeye başladı bile...