KREDİ KARTLARI TAKSİTLERİ ESNETİLİYOR
Tüketiciler paraları olmasa da ihtiyaç duydukları veya arzu ettikleri bir ürünü hemen satın alabildikleri için günümüzde taksitle alışveriş çok yaygın.
Satıcıların da işine geliyor.
Satışları hızlanırken tüketicilerin pazarlık gücü azalıyor, fiyatı satıcı belirliyor.
Buna karşılık taksitler aksayabiliyor.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, Türkiye genelinde bireysel kredi kartlarından dolayı borcunu ödemeyenlerin sayısı 2 milyon kişiye yaklaştı.
Kapitalist sistem ödeme gücü olmayan insanları da tüketime zorladığı için bu tablo ortaya çıkıyor.
İç talebi kontrol altına almak maksadıyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 1 Şubat 2014 tarihinde kredi kartlarına taksit sınırlaması getiren yönetmeliği yürürlüğe sokmuştu.
Buna göre;
Kredi kartında taksit sayısı en fazla 9 ay olarak belirlendi.
Gıda, cep telefonu, elektronik eşya, akaryakıt satışlarında taksit kaldırıldı.
Kuyumla ilgili harcamalarda taksit sayısı 4 ile sınırlandı.
Böylece iç talep frenlenerek tehlikeli boyutlara ulaşan cari açık daraltılacaktı.
Bu düzenlemenin etkisiyle taksitli satışlarda ciddi ölçüde düşüş yaşandı.
Ancak beraberinde yeni sorunlar ve şikayetler gündeme geldi.
Belli sektörlerde senetli satışlar çoğaldı.
Banka güvencesi olmadığından senetli satışları riskli gören satıcıların, bu riski mal ve hizmet fiyatlarına ekleyerek tüketicilere yansıttıklarına dair haberler basında yer aldı.
Diğer yandan kredi kartlarına taksit sınırlamasının kayıt dışılığı teşvik ettiğine ilişkin görüşler kuvvet kazandı.
Ekonominin yavaşlaması da bu uygulamaya bağlandı.
Ekonomi yönetimi de bu sakıncaları gidermek ve büyüme hedeflerini tutturabilmek için taksit sınırlarında yeniden düzenlemeye gidiyor.
BDDK'nın internet sitesinde yayınlanan ve bankaların görüşüne sunulan taslağa göre, mobilya, beyaz eşya, eğitim ve öğrenim ücretlerine ilişkin harcamalarda taksit sayısı9 aydan 12 aya çıkarılıyor.
Eğitim için alınan ve 36 ay olan tüketici kredilerinde vade sınırı kalkıyor.
Telekomünikasyon, akaryakıt, gıda ve yemek harcamalarıyla ilgili taksit yasağı değişmezken kuyumla ilgili harcamalardaki 4 taksit sınırı devam edecek.
Taksit sınırlamasını esneten bu düzenlemenin etkilerini yakında göreceğiz.
Acaba Orta Vadeli Program'da öngörülen büyüme hedefinin yakalanmasına katkıda bulunabilecek mi?
İç talebin canlanmasına dayalı büyüme modelinin cari açığı tekrar tetikleme riski içerdiğini bir kez daha hatırlatalım.
Nitekim 2014'te taksit sınırlamasının gerekçesi iç talebi frenleyerek cari açığı küçültmekti.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün de yardımıyla amaç kısmen hasıl oldu denebilir ama bu sefer de ekonomi yavaşladı.
Şimdi bu yeni düzenleme ile geri adım atılarak ekonomiye hız verilmek isteniyor.
Ama üretim yapımız dışa bağımlı olduğundan taksit sınırlaması tamamen kaldırılamıyor.
Üretim için ara malı ve hammadde ithal etmek zorundayız.
Karşılığında döviz ödüyoruz.
Ürettiğimizi de içeride tüketince cari açığımız artıyor.
O yüzden taksit sınırlaması mecburen devam ediyor.
Ne var kitaksit sınırlaması gibi tedbirlersorunu öteliyor, kalıcı çözüm için katma değeri yüksek ürünler ihraç etmek gerekiyor.