KPSS hırsızlığı: Kendimizi yakarız hocamızı yakmayız!
10 Temmuz 2010 yılında yapılan KPSS sınavında soruların çalındığı ve ilgili kişilere servis edildiği ispatlandı. B.S. bundan 5 yıl kadar evvel cemaatten arkadaşı olan B.K'nın " sana bir hediyem var" diyerek soruları mail yoluyla gönderdiğini söylemişti. Uzun süren bir soruşturma neticesinde 2010'daki KPSS'de soruları çalan paralel örgüt üyelerine yönelik bir operasyon yapıldı ve savcılık sorgusunun ardından mahkemeye sevk edilen 62 şüpheliden 32'si tutuklandı. Sınavda yaşanan ilginç tesadüfler basında ziyadesiyle yer aldığı için burada tekrar etmeyeceğim. Bildiğiniz gibi kopya skandalı üzerine 2010 KPSS sınavı iptal edilmişti. Hırsızlık sebebiyle iptal edilen sınavdan sonra çok vahim mağduriyetler yaşandı.
Günlerdir gerek telefonla gerekse mesaj yoluyla bana ulaşan çok sayıda insanın trajik hayat hikayelerini okuyor ve üzülüyorum. Örneğin bir öğretmen arkadaş ilk sınavda 74.498 puan alarak kendi alanında atanma şansını yakalamışken ikinci sınavda 73.339 aldığı için atanamıyor ve hali vakti yerinde olmadığı için de mecburen yapmak istemediği polislik mesleğine giriyor. 1 yıl 10 ay gibi bir süre ancak dayanabiliyor ve 14 bin civarında bir tazminat ödeyerek meslekten istifa ediyor. Bu süre zarfında işsiz ve borçlu olarak kötü bir dönem geçiriyor. Şimdi yüksek sesle "bu emek hırsızlarına hakkımı helal etmiyorum" diyor haklı olarak. Hikayeler iç acıtıcı. Biliyorsunuz intihar eden öğrenciler de oldu. Şimdi ortada kesinleşmiş bir kopya skandalı/hırsızlık var ve bunu gerçekleştiren yapı da ortada. Kaldı ki bu ilk vukuatları da değil.
İçinde azıcık vicdan kırıntısı olan bir insanın bu haksızlık, hukuksuzluk ve hırsızlık karşısındaki tavrı elbette hakkı, hukuku ve geleceği gasp edilmiş mağdurdan yana olur öyle değil mi? Ne var ki muhalefet öyle düşünmüyor. Bakınız, muhalefetin ileri gelen temsilcileri paralel yapının yayın organlarına verdikleri demeçte tepkilerini nasıl dile getirmişler. CHP Grup Başkanı tepkisini"AKPobjektif bir sınavı istemiyor. "Memuriyete benim adamlarım girsin "diyor. A-KPSS sınavı istiyor" diyerek gösteriyor. MHP Grup Başkan Vekili "Millet şaşkın vaziyette. Evlatlarımızın geleceği çalınıyor" diyor.BBPGenel Başkanı Mustafa Desticiise"Türkiye'de hukukun yok sayıldığı bir dönemi yaşıyoruz" diyor.HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'da; Devletin çivisi çıktı. Mesele paralel falan değil, mesele AKP'nin foyasının ortaya çıkarılması" şeklinde bir tepki ortaya koyuyor. Açıkça soruları çaldınız, binlerce fakir fukara insanın geleceğini heba ettiniz diyeceklerine her zaman olduğu gibi yine gözlerini kapatarak suçu AK Parti'ye yıkmayı tercih ediyorlar. Kendilerini hangi idealler uğruna feda ettilerse artık!
Kendimiz yakarız, hocamızı yakmayız!
KPSS sorularının çalınmasıyla ortaya çıkan skandalın ardından yürütülen soruşturma neticesinde tutuklanan zanlıların gerekirse kendimizi yakarız, hocamızı (Fethullah Gülen'i) yakmayız dedikleri ifade ediliyor. Daha evvel bu yapı üzerine yazdığım bir yazıda grup sadakatinden bahsetmiştim. Bu tür sık dokulu hiyerarşik yapılarda önce bir lider kültü oluşturulur. Liderin uhrevi özelliklere sahip, yanılmaz, şaşırmaz, demir gibi iradesi olan, hatasız-günahsız bir kişi olduğuna inanılır. Diğer taraftan eğitim aracılığıyla da hayatını liderin çizdiği ulvi amaçlar doğrultusunda feda etmeye hazır bir alt kitle oluşturulur. Lidere sadakatten taviz vermeyen üyeler artık neyin yanlış neyin doğru olduğuna kendileri karar veremez liderin ve öğretilerinin çizdiği istikamette bir teslimiyet yaşarlar. Bu yüzdendir ki örneğin cemaat üyelerinin çaldığı sorular onlarda bir hırsızlık/suçluluk duygusu uyandırmaz. Bu ulvi bir amaç uğruna yapılmış erdemli, hakikatli bir gayrettir. Mühim olan davadır KPSS ise bir araçtır. Mühim olan davanın sürekliliği ise başörtüsü de bir füruattır. Amaç liderin çizdiği istikamet ise halkın seçtiği iktidarın da bir hükmü yoktur. Netice itibariyle yıllardır ulvi amaçlar doğrultusunda hareket ettiklerini zanneden kesim için değişen bir şey olmayacaktır. Hala "haram yemedik" biz masumuz demeleri bundan.
Elbette bu durum KPSS başta olmak üzere iştirak ettikleri tüm suçlardan ceza almalarını engelleyemeyecektir. Şimdi bu hadisenin iki ayağı var. İlkin sınav mağdurlarına dönük bir şeyler yapılmalıdır. Diğer taraftan haksız yere memuriyet hayatına atılanların da tespit edilerek hakları elinden alınmalıdır. Çünkü bu hak edilmiş bir memuriyet değildir. Karşımızda sıradan bir yapı yok, sevgili dostlar. Yüzyıllık bir projeden bahsediyoruz. Çok şükür fazla zaman kaybetmeden, iş işten geçmeden fark ettik ve önlemimizi aldık. Bu bakımdan KPSS ve böcek davaları hassasiyetle öne çekilmelidir. Bu işin peşini bırakmamalıyız. KPSS önemli çünkü bu durum 50 yıldır kurumlara sızma ve kontrol etme yöntemleri konusunda bize önemli bir kapı açıyor. Hangi yöntemlerle ve bağlantılarla hangi kurumlara ne amaçla ne tür insanlar yerleştirdiklerini tek tek deşifre etmemiz gerekiyor. Bu vesileyle Türkiye'nin son yıllarda verdiği mücadelenin de rengi ortaya çıkacaktır. Tayyip Erdoğan'ın uzun zamandır verdiği mücadele gerçekte üst aklın ülkeyi teslim alma projesini boşa çıkarma ve ülkeyi yeniden kadim medeniyetiyle buluşturma mücadelesidir. Şimdi daha iyi anlıyorsunuz değil mi kimlerle mücadele ettiğimiziu2026
twitter.com/sivildemokrat