Kötüyü Geride mi Bırakıyoruz? Ne Oldu? Ne Olmadı?
2017 yılı başında öngördüğüm gibi Dünya Ekonomilerinde pozitif gelişmeler olmaya devam ediyor.
Küresel ekonomideki güçlü performanslar yıl sonu için de umut veriyor.
Benzer olumlu ivme Türkiye ekonomisi için de geçerli.
Gelişmiş ülkeleru2026
2017 başında küresel anlamda ekonomik öngörüde olumlu beklentiler mevcutken siyasi anlamda daha çok kötümser bir tablo çiziliyordu.
Fransa, İngiltere ve Almanya'da seçimler dolayısıyla politik risk vardı. Amerikan seçim sonucu tam ve net bir şekilde okunamıyordu.
Euro Bölgesi, ilk çeyrekte fena bir performans sergilemedi. Bölgenin ilk çeyrekte yıllık büyüme hızı % 1,9 olarak gerçekleşti.
İşsiszlik oranı da aynı paralelde bir seyir izledi. Ve 2009 yılından bu yana yani son sekiz yılın en düşük seviyesine geriledi. Euro bölgesinde Nisan 2017 itibariyle gerçekleşen işsizlik oranı % 9,3.
ABD ise beklentilerin gerisinde kaldı.
ABD'de öncü göstergeler ekonomide az da olsa ivme kaybına işaret ediyor. Nitekim IMF de ABD ekonomisine ilişkin son değerlendirmesinde büyüme öngörülerini düşürdü.
Diğer ekonomileru2026
Çin, 2016'da olduğu gibi büyümeye devam ediyor. Ve 2017'nin ilk çeyreğinde yıllık bazda % 6.9 büyüdü. Diğer taraftan enflasyon da geriliyor.
2017 Ocak-Mart döneminde Hindistan % 6.1 büyüme gerçekleştirdi. Yıl sonu beklentisi de aynı seviyelerde. Hindistan'da büyümenin yıl sonunda yüzde 7'yi aşması öngörülüyor.
Türkiye ekonomisinde ne oldu... Ne olmadıu2026
16 Nisan referandum öncesi ekonomi çevrelerinin taşıdığı kısa vadeli risk durumu hızlı bir şekilde dağıldı.
Referandum sonucunun ardından hükümet ekonomiyi hızlandırmak için belli konuları odakladı.
Hali hazırda 2019-2023 yıllarını kapsayacak 11.Kalkınma Planı için hazırlıklar devam ediyor.
Türkiye ekonomisi Ocak-Mart 2017'de % 5'lik bir büyüme sağladı. Bu oran, G20 ekonomileri arasında üçüncü sırada.
Sanayi üretimi endeksi nisan ayında yıllık % 6.7 arttı. Bu sonuç son 20 ayın en hızlı yükselişi.
Ancak bu başarılı sonuca rağmen önemsediğim bir harcama kaleminde önemli bir düşüş var.
İSO 500 araştırmasının 2016 sonuçlarına göre Ar-Ge harcamalarında yüzde 16.3'lük azalma söz konusu. Hem de 2016 Şubat'ında yürürlüğe giren Ar-Ge Teşvikine rağmenu2026
İstihdam teşviki semeresini verdi ve Mart ayında işsizlik oranı % 11.7'den % 11,5'e düştü.
Bütçenin durumuu2026
Bütçemiz, 2016 ilk çeyrekte 46 milyon lira fazla vermişti. 2017 ilk çeyrekte ise 14,9 milyar lira açık verdi. Ancak nisan ve mayıs sonu itibariyle mali dengedeki bozulma durmuş görünüyor.
2017 yılı itibariyle iç talebin güçlü olduğunu görüyoruz. Yılın geri kalan kısmında bu ivmesini koruyacağa benziyor. Haliyle vergi gelirlerinin güçlü olacağını düşünüyorum. Bu sebeple; yıl sonunda mali dengede bir sorunun gerçekleşmeyeceği kanaatindeyim.
2017 ilk çeyreğinde ihracat ithalattan hızlı yükseldi. Ancak ikinci çeyrekte bu durum tersine döndü. Dış ticaret açığı ilk yarıda yüzde 10 genişleyerek 30,854 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Turizmde gelir ve turist sayısı artış gösterdi. Ancak kişi başı harcama azaldı.
Turizm sektörü Rus ve Ortadoğulu turist sayısındaki yükselişlerle 2017'de toparlanmaya çalışıyor. Avrupa'dan gelen ziyaretçi sayısındaki azalış (yaklaşık -% 20) endişe veriyor.
İkinci çeyrekte kredi genişlemesi görüldü. Bu durum, bankacılık sektörünün kaynak ihtiyacını artırdı. Sonuç?...
Sonuç; artan mevduat faizleri. Bunun neticesi acı olacak ve kredi maliyetlerini yukarı yönlü baskılayacaktır. Bu durum enflasyon üzerinde olumsuz etki yapacaktır.
Kısmen de yaptı zatenu2026
Enflasyon % 12 ile ikinci çeyrekte zirve yaptı. Ancak bu oranın yıl sonu itibariyle düşeceğini telakki ediyorum.
VEu2026
Hükümetin 2016 sonlarında aldığı tedbirlerle 2017'nin başında ve devamında olumlu yansımaları oldu.
Diğer taraftan;
- Gelişmekte olan ekonomilerin toparlanmaya çalışması,
- AB ekonomilerindeki ekonomik büyüme ve
- Küresel ticaret hacmindeki olumlu göstergeler ve pozitif ivme
sonuç itibariyle ilk çeyrek ve sonrasında Türkiye'ye olumlu yansımaya devam ediyor.
Turizm ise 2016'nın kayıplarını telafi edilicek gibi.
Rakamlar ve göstergeler öngörülmedik bir gelişme olmadığı takdirde orta vadede makroekonomik seviyede "patinajın" geride kaldığını haber veriyor.
16 Nisan referandum sonucu olası riskler hızlı bir şekilde kayboldu.
Yılın ilk yarısında Türkiye ekonomisi, beklenti ve tahminlerin de üzerinde bir performans sergiledi.
Açıkçası; 2017'nin ikinci yarısında da aynı ivmenin devam edeceğini düşünüyorum.
Bununla beraber tüm dikkatlerimizi nakit sıkıntısına, bütçe dengesine, çift basamaklı enflasyona ve faiz oranlarındaki yükselişe fokuslamamız ve önlem almamız gerekiyor.