Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2971.30
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Kötülük ve medya

Kötülük zarar vermektir. Söz hakkını elinden almak, özgürlüğünü kısıtlamak, hakkını gasp, sınırlarını ihlal etmek, iradesini zayıflatmak, ruhen ve bedenen yaralamak veya öldürmek, büsbütün ortadan kaldırmak gibi eylemler kötülüğün türevlerinden bazılarıdır. Kötülük her durumda soldurmaya veya yok etmeye dairdir. Ya zayıf düşürür veya öldürür ama her durumda bütün enerjisini yok edişten alır. Dünya sadece kötülere kalsa, bir hiçlik alanı olacaktı. Kıyamet, kötülerin ve kötülüğün kesiştiği yer ve toplamı olmalı. Kötünün nihai hedefi yok etmek olduğu için varacağı son durak yokluktur. Bu sebepten bireysel veya kolektif bütün kötülüklerin eninde sonunda varacağı yer kendilerini imhadır. Bununla birlikte kötünün veya kötülüğün kendine özgü bir enerjisi olmalı ki neredeyse bütün çağlarda iyilikten daha hızlı koşuyor, ondan daha kuvvetli görünüyor ve ondan daha fazla yayılma etkisine sahip. Eskiden yasaklanarak engellenmeye çalışılan kötülük şimdi eleştirilen bir üslupla da olsa yaygınlaştırılarak, görünürlüğü artırılarak engellenmeye çalışılıyor.

Meziyetler gibi zafiyetler de kendi araçlarını üretir. Kötülük bir zafiyet olduğu için varoluş potansiyelinden daha güçlü araçlar üretir. İnsan ruhundan başlayarak dışarıya ait üretimleri de kapsayan kötülük alanının içerideki araçları aşırılıktan nemalanan hırs, kıskançlık, kötü niyet, öfke ve asabiyet iken dışarıdaki araçları da bunların tutamağı olan yalan söyleme, zorlama, güç kullanma, otorite kurma ve baskı uygulama, başkalarının hakkını gasp etme, hileyle üstesinden gelmedir. İçeriden başlayıp dışa doğru saçaklanan bu kötülük yayılma biçimlerinin araçları ise çoğu zaman insan bedeni örnek alınarak oluşturulmuş üretimlerdir. Takipler, yıldırmalar, gözetlemeler, hapishaneler, işkence biçimleri öldürmeye dair araçlar üçüncü aşamayı oluşturmaktadır. Böylece içeride bir duygu olarak başlayan kötülük nüvesi dışarıda eylem alanları yaratmakta, eyleme geçtiği andan itibaren de kendine dış dünyadan, doğadan kolaylaştırıcı öğeler temin etmektedir. Kötülüğün hem niceliksel artışını hem de yoğunluğunu pekiştirmenin, onu kalıcı hale getirip süreklileştirmenin araçları da tıpkı teknoloji gibi evrimleşmiş, varılan noktada o da insana fayda sağlayan araçların arasına sızarak kendine bir etkinlik alanı bulmuştur. Elbette dün olduğu gibi bugün de en büyük zarar verme biçimi faydalı gibi görünmenin dokusuna sığınarak gerçekleştirilendir. Kötülük nasıl iyilik zırhıyla etkisini artırıyorsa zarar verme de faydalı oluşun gölgesine sığınarak bunu gerçekleştiriyor.

İnsan bedeninin ve hatta hayatın somut aynası olan medya faydalı olmak amacıyla tasarlanmış bir üretimdir. Bilginin mekan ve zaman üzerindeki akışını kolaylaştırmak, etkisini artırmak, olayların görünürlüğünü pekiştirmek, insanı insandan haberdar etmek gibi sayısız faydası bulunan medya, geçmişten bugüne böylesi faydalı icraatlarının yanı sıra bilgiyi speküle etmek, olanı olduğu gibi değil de olması gerektiği gibi göstermek, hükmetmenin aracı olarak kullanmak gibi zararlı icraatlarda da bulunmuştur. 20. yüzyılda etkisi o kadar artmıştır ki siyasal rejimlerin toplumları sevk ve idare edişinin en büyük destekçisine dönüşmüş, beşinci kuvvet olarak adlandırılmıştır. Bugün aynı etkiyi, yanına bir sosyal sıfatı ekleyerek devam ettirmekte, sosyal medya medyanın bıraktığı yerden çok daha güçlü biçimde insanların iç dünyasına girip onları geçmişte olduğundan çok daha kolay dönüştürebilmektedir. Ve elbette bütün bunları yanına kötülüğü de alarak yapmaktadır. Günümüz insanı; devletler, egemen güçler ve siyasal rejimler tarafından etinden, sütünden, derisinden daha fazla yararlanılmak amacıyla sosyal medya çayırına salınmış sürüden farklı görünüyor. Çimenlikten daha çok gezenler getirisi daha çok alanlardır çünkü kötülüğe karşı direnci en çok kırılmış olanlar, kötülük ile sanaliteyi en çok birleştirenler onlardır.

Televizyon, bilgisayar ve cep telefonları günümüze özgü kötülüğün en büyük yayılma araçlarıdır. Kötülük artık insanların beden ve ruh gözeneklerinden içeri bu üç araç üzerinden nüfuz etmekte, varlıklarını bu üç araç üzerinden pekiştirmektedir. Kötülüğün stratejisi onu karanlık imgelerden, ağır üretimlerden ve koyu biçimlerden alarak hafif imgelere, şeffaf üretimlere ve cam teknolojisinin egemen olduğu açık, aydınlık biçimlere evriltmiştir. Aslında bir yönüyle kötülük söylemi kötülüğü lanetlemenin yoğunluğu ardından kötülük propagandası yapmaktadır. Kötülüğü sonsuz kere kötülemek iyiliğe hizmet etmiyor. Bilakis artniyetli bir hipergerçeklik üzerinden kötülüğün görünürlüğünü artırıyor, gücünü perçinliyor, onu sıradanlaştırarak normal hayatın bir parçasına dönüştürüyor.

Cinayetin her türlüsü kötüdür. Bir çiçeği koparmak bile canicedir. Hayvanlara uygulanan şiddet barbarcadır. İnsan öldürmek vahşettir, bir kadını öldürmek ise çok daha fazlasıdır. Ölen ile öldürülen arasındaki güç dengesi açıldıkça ölümün şiddeti de şiddetin boyutu da artar. Savunmasız birini, bir çocuğu, bir hastayı öldürmek savaş alanında kendi ayarındaki birini öldürmek ile aynı değildir. Öldürmek lanetlenmiş en büyük kötülüktür ama galiba bir kadını öldürmek lanetlenmenin en çok daha ilerisidir. Bununla birlikte öldürmenin de intiharın da bağımlılığın da öğrenilen ve özenilen bir şey olduğunu unutarak sosyal medya her gün başta kadın cinayetleri olmak üzere insana dair olumsuzlukların sayısız enstantanesini hem de jelatinleyerek veriyor. Cinayet haberleri arttıkça cinayet sayısında, kadın cinayeti haberleri arttıkça kadın cinayeti sayısında artış olacağını ve her cinayet haberinin cinayetin bizatihi kendisinin haberi olacağını bilmiyorlar mı? Öyleyse neden abartarak, soslayarak, incelterek, estetize ederek kadın cinayetlerin yaygınlaşmasını tetikleyecek programlar yapıyorlar, haberlerin birinci sayfasına koyuyorlar, hayatın bütününü bu cinayetlerden ibaret gösteriyorlar? Bunu önlemenin, propagandasını yapmaktan daha etkili bir yolu olmalı değil mi?