Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2987.47
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Şubat 2022

Kötülüğü yok etmek…

Bir toplumda ahlaksızlığın varlığı, ahlaksızlık uygulanma sıklığı ve bütün kötülükler; bireysel ve toplumsal ahlakın kalitesi ile bireysel ve toplumsal terbiyenin insan ve toplumun gönüllerine yerleşmesi ile alakalıdır. Akla gelebilecek aile içinde, sokakta, trafikte, pazarda, vesaire gelebilecek ne kadar ahlaksızlık türü, kötülük türü varsa ahlakı, bireysel ve toplumsal terbiyesi yüksek toplumlarda sayısal ve verdiği zarar oranı olarak azdır.

Bazı ülkelerin, o ülkelerdeki bazı grupların gerek barış dönemi gerekse savaş dönemi yaptıkları edepsizlik, taciz, çocuk kadın cinayetleri, kandırma gibi şiddet ve kötülük vakaları meşhurdur. Edep ve vicdan terazisinde kıymeti olmayan bu acı olayların yegâne oluş sebebi, bireysel ve toplumsal ahlaksızlıktır. Bu tespit, her birey ve her toplum için aynı şekilde cereyan eder.

İnsanların hangi türden olursa olsun gerek bireysel gerekse toplumsal şiddet ve kötülüklerini engellemek için yasa gereklidir. Yasalar da yaratılışa uygun olmadığı sürece insanlık için felaketten başka bir şey getiremez. Yasalar, her daim insanı ve toplumu dengeli bir hayatın içine çeker. Ama tek başına yasalar asla yeterli değildir.

Yıllar evvel birçok ülkede idam cezası olmasına rağmen insanlar birbirlerine karşı şiddet uygulamaktan, cani olmaktan vazgeçmediler. Örneğin bu ülkede toplum, sağ sol diye bölünmüş ve birbirine karşı silah kullanmaktan geri durmayı ar bile etmemişlerdir. Suçu sabit olanların idam edilip canlarından olma ihtimalleri ve gerçekleşen idam cezaları bile çocuk ve kadına şiddet, ideolojik şiddet ve cinayetleri engelleyememiştir.

Bu tür şiddet, cinayet ve kötülüklerin ahlaksızlıktan olduğunu bilen iyilik gayretkeşleri her zaman var olmuşlardır. Bir kötülük gördüklerinde asla geri durmaz, ona mani olmak için öleceğini dahi bilse her daim üzerine üzerine gitmişlerdir. Böyle insanların varlığı, zaten insanoğlunun dünyadaki sosyal kıyametinin kopmasına mani olan en iyi davranıştır. Zaten bir ülke, bir toplum; ahlak ve huzur memleketi, kardeş ve sahabe toplumu olacaksa ancak böyle iyi insanlar eliyle olabilecektir.

İyilerin var olması gayet güzel bir iş olmakla beraber gördüğü kötülüğe dur demeyen bedbahtlar ve hiç istifini bozmadan duran sessiz çoğunlukların varlığı daha acıdır. İyilerin yanında tüm bu kötülüklere dur demeyen, ahlakı ve terbiyeyi öncelemeyen büyük sessiz çoğunluklar bırakın kötülüğü azaltmayı daha da artmasına sebep olur. Kendi memleketinde aile içinde, sokakta, trafikte, pazarda, vesaire her tür şiddeti ve kötülüğü önleyemediği gibi güzel ahlaklı ve huzurlu yeni bir dünya da kuramazlar. Böylece ahlaksızlık ve kötülük o beldelerde uzun yıllara varan bir hâkimiyet kurar.

Hâlbuki ahlaksızlık ve kötülük, ilelebet yaşayamaz. Ne insanları mutlu ve huzurlu ne de tüm insanlığı bir adım ileri götürebilir. Hayatın her alanında her tür şiddete ve kötülüğe sessiz kalanlar kendilerini değiştirmedikçe ne toplumları değişebilir ne de yüce bir ahlak devleti kurabilirler. Bir toplumun terbiyesi, bir toplumun ahlakı o beldeye mutluluk ve huzur getirmiyorsa yaşanan o terbiye ve ahlak, kendilerini kandırmaktan, oyalanmaktan ve kurtulmayı bekleyen insanlara fitne ve fesat yaymaktan başka bir şey değildir.

Bir ülkede yasalar konulsa ve yasalar, yaratılışa uygun yapılsa dahi tüm şiddet uygulamalarını, kötülüğü yok edebilecek güç, en başta sadece güzel ahlakı yaşamak ve yaşatmaktır. İnsan ve toplumun ahlakı güzel olmadıkça yasalarınız, ahlaksızlığı ve kötülüğü önlemede tam başarılı olamayacaktır. Özellikle ülkece çalışılması gereken konu şiddet ve kötülüklerin nasıl yok edileceği meselesidir. “Ya Güzel Ahlak Ya Cehennem” dosyamızın bu bölümünde şiddet ve kötülüklerin nasıl yok edilebileceğini izah etmeye çalışacağız.