Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2964.24
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Nisan 2022

Kötülüğü, kurumların eli ile düzeltmek

İnsanların hayatını düzene sokmak ve yüksek kalite sahibi olmaları için yapılacak işler ve kurumlar vardır. Bu kurumlar ve yaptıkları işlerin ana gayesi sorun değil çözüm üretmektir. Bu cihetle insanı ilgilendiren işlerdeki değerlendirmeler, en fazla ihtiyaç duyulan ve en fazla istifade edilen alanlardan gelişmeye başlar.

Ülkemizin sağlık teşkilatının acil hekimliği, bu alanlardan biridir. Dünyadaki diğer muadillerine göre ülkemizin en önde gelen alanlarından biridir. Dünyanın diğer gelişmiş ülkeleri ile çok rahat yarışırız. Sağlıkta en önde olanlardan Almanya ile yarışırız. Avrupa’nın tümü ve Amerika ile de yarışırız. Çünkü acil hekimliği çok önemli bir ihtiyaç olduğu, insanlar kendilerini ve çocuklarını sürekli olarak buralara getirdiği, kızgın ve üzgün olan anne, babalar, kavga çıkaran hasta yakınları ve sağlıkçılara ateşli silahla saldıranlar olduğu için tüm acil çalışanlarınca tüm işleri doğru dürüst yapmaya mecburiyetten dolayı karar vermişlerdir. Bu alanı, tüm bu sebeplerden dolayı değerlendirip geliştirmiş ve dünya ile yarışır hale getirmişlerdir.

Ama bir de halk sağlığı diye en büyük, en önemli, acil ve diğer birimlerden, kanser hastalıklarından bile önemli bir alan vardır. Çünkü yeryüzünde ne kadar hastalık varsa hepsini önleyebilecek asıl alan burasıdır. Hastalık çıkmasın, yaygınlaşmasın diye var olan birim aslında burasıdır. Burada asıl olan, önemli olan koruyucu hekimliktir.

Mesela Çin Devletinde doktorların hasta sayısı arttığı zaman maaşlarından kesinti yapıldığı söylenir. Çünkü onlara göre doktorun ilk ve asıl görevi, insanlar hastalanınca onlara bakmak değildir. Bu alanın, bu kurumların ana görevi, insanların hastalanmaması için hekimlik yapmaktır. Doğru olan da budur. Dolayısıyla halk sağlığı alanı; “Nasıl sağlıklı yaşarız, toplumun sağlığı nasıl korunur?” gibi soru ve sorunların çözüm alanıdır. Bu alanda ise dünyanın sağlıkta gelişmiş ülkeleri ile maalesef yarışamayız.

Sağlık teşkilatının bu iki alanı da kötülüğü yani insanı yatağa ya da mezara mahkûm edebilecek hastalıkları el ile düzeltme örneğidir. Bu alanlarda var olan bir kurum kurabilmek demek kötülükleri el ile düzeltebilmek demektir. Sağlık çalışanı hastalığa diliyle belki çözüm önerebilir, tavsiye edebilir. Ancak kati çözüm el ile olacaktır. Akla ve ahlaka uygun bir kurum alanı düzeni ile olacaktır. Sağlık çalışanı, kötülüğe yani hastalığa kalbiyle de buğz edemez. Çünkü hastalık, kalpten geçirilen “Bu hastalık kötüdür ve hemen iyileştirilmelidir” düşüncesiyle iyileşmez ve toplum sağlığı, iyi niyet ve temennilerle değil ihtiyaçlara cevap verebilen alanlardaki kurum işleriyle düzelir.

Öyleyse “İyilik yapmak ve güzel ahlakı yaşa(t)mak” olan siyasetin hedeflerinden biri, kötülüğü eli ile düzeltecek araçları yani resmi ve gayrı resmi kurumları oluşturup bunların iş alanlarının yüksek ihtiyaç giderir hale gelmesini sağlamaktır. O kurumları ve işlerini, ihtiyaçlara göre istifade edilecek hususlara göre değerlendirmeye tabi tutmak ve dünyadaki muadilleri ile yarışır hale getirmek, bir ülkenin siyasilerinin yapacağı en akıllıca iştir.

Bunun için de Yüce yaratanın verdiği ve O’nun razı olduğu çerçevede aklı kullanmak en elzem olan iştir. Bu akıl kullanılırsa kurumlar ve alanlarındaki işlerin açısı, her zaman 360 derece olacaktır. Her ince ayrıntısına kadar doğru ve yanlışları görmek, insan için çok basit bir uğraş olacaktır. Böylece başkalarının yaptığı doğru da kendi yaptığınız yanlış da rahatlıkla görülebilecektir. Binaenaleyh bir kötülük görüldüğünde onu el ile düzeltebilecek imkân ve fırsatlar elinize geçmiş olacaktır.

Ülkemiz insanının ahlakı da aynen bu şekilde diğer ülke insanları ile yarışabilecek düzeyde midir?

İnsan ve ahlakı ile ilgili resmi ve gayrı resmi kurumlar diğer ülke kurumları ile yarışabilecek düzeyde midir?