Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2956.68
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Haziran 2022

Kötü cesur, iyi pısırık olursa...

İnsanlık var olalı, hakla batılın, hayırla şerrin, iyiyle kötünün mücadelesi hep vardır. kıyamete kadar da var olacaktır. Çünkü insan bu dünyaya imtihan için gelmiştir. İmtihan ise, iyilikle kötülüğün, doğruyla eğrinin varlığını gerektirmektedir. Bu sünetullah’ın da gereğidir.

Buraya kadar bir sorun yok. Ancak doğal olan, hakkın, hayrın ve iyiliğin tarafında olanların, başı dik, onurlu ve cesur olmalarıdır. Çünkü hakkın tarafında olan, güneş gibi apaçık bir şekilde hakka, adalete ve iyiliğe tabidir. Batılın tarafındaki ise kapkara olan şer ve kötülüğe batmış durumdadır. Her aklıselim insan bunu böyle kabul eder. Ancak gel görelim ki, realitede durum tam tersine olmaktadır.

Hak tarafı, İslam’dır, imandır, iffettir, hayadır, adalettir, saygıdır, sevgidir, merhamettir, yardımlaşmadır vs. Batıl ise, komünizm, faşizm, materyalizm, sosyalizm, satanizm vb. beşeri ideolojiler… Diğer yandan, çıplaklık, hayasızlık, LGBTQİ+ sapkınlıkları, içki, kumar, fuhuş ve benzeri tüm günahlar ve şerlerdir. Şimdi başlığımızı doğrulayan bazı örnekleri hatırlayalım…

Müslüman bir insan hasbelkader bir kurumda memur, müdür veya amir oluyor. Bu Müslüman aman benim Müslümanlığım bilinmesin, görülmesin, göze batmayayım diye namazlarını mümkün olduğunca gizli kutu köşelerde, dolap arkası, kiler, merdiven altı gibi yerlerde kılmaktadır. Takke falan taşımamaya özen gösteriyor. Bazı bazı Cuma namazlarını bile feda ediyor. Deve kuşu kafasını kuma gömünce, kocaman gövdesinin de gizlendiğini zannedermiş ya… Hele tek parti dönemi ve 28 Şubat gibi dönemlerde, namazını kazaya bırakıp akşam eve döndüğünde kaza edenler ve hatta namazlarını terk edenler dahi olmuştur.

Bu denli sünepelik ve pısırıklık, öylesi zor zamanlarda kısmen mazur görülebilir. Ancak günümüzdeki gibi, yıllardır, namazlı niyazlı Müslümanların hükümet ettiği iktidarlarda bu halin devam etmesini kim nasıl açıklayabilir. Hatta şu anda kimi bürokratların, renksizlik yarışına girdikleri duyarak dehşete kapılıyoruz. Ya 2023 seçimlerinde iktidar değişirse sonra ne olur? Bizi Müslüman gösteren görüntüleri gizleyelim ki, müdürlüğümüzü, şefliğimizi, danışmanlığımızı, daire başkanlığımızı kaybetmeyelim falan…

Bu zavallılar bilmiyorlar ki, eğer iktidar değişirse karşı taraf tüm kadrolara militanlarını doldurmak için ne gerekiyorsa yapacaktır. Bunun için uluslararası kurumların gözüne de bakmayacaktır. Çünkü ABD, AB, BM ve tüm şer güçler onlarla ittifak halinde olacaklardır. Durum bu iken, bu sünepeliğe bu korkaklığa değer mi? Argo tabirle “tavuk gibi yaşamaktansa, horoz gibi ölelim” daha iyi değil mi?

Tam burada şu fıkra iyi gider. “Güçlü ama korkak bir adam, zayıf ve cılız birini altına almış hem dövüyor hem de ağlıyormuş. Ona demişler ki, üste olan sensin, döven de sensin peki niye ağlıyorsun. Demiş ki, ya şimdi altımdaki ayağa kalkarsa, o zaman ne yapacağım?” İşte bu zamanın Müslümanın durumu da biraz buna benziyor. Bu durum sadece bizim ülkemizde ve fert bazında da değil, tüm İslam ülkelerinde ve özellikle batıya yaltaklanan tüm emir ve sultanlar için de geçerli bir durumdur.

Ama solcu, komünist, sosyalist bir adam bir kurumda yönetici veya memur olduğu zaman, adam neredeyse “çe” “deniz gezmiş” vb. komünist yoldaşlarının portrelerini işyerindeki odasına asacak. Kimsede pervası yok. Kendi batıl davasına insanların gözüne sokarcasına haykırıyor. Her tarafta kendi batıl ideolojilerini temsil eden heykeller, filmler, tiyatro gösterileri, konserler vs.

O cenahın ana muhalefet partisi başkanı, LGBT sapkınlarının gösterilerine katılıyor, sapkınlar onu fahri üye yapıp ilan ediyor. Diğer Kürtleri temsil ettiğini söyleyen, komünist olduğunu söyleyen, her nefeste “kahrolsun emperyalizm” sloganları atan ama aslında emperyalizmin uşağı olan parti tüm kadrolarıyla aynı sapkınların gösterilerine “onur yürüyüşü” diyerek katılıyor. Onlarla beraber yürüyor, poz veriyor vs.

Bunlar daha da ileri giderek, LGBT sapkınlığına yasal statü kazandıracağız diye meydanlarda fink atıyorlar. İstanbul sözleşmesini tekrar getireceğiz diyorlar. Billboardlara dünya kadar reklam verip kadınlara, “Boşan gel evini Allah (cc)” diyorlar. Yani şer ve kötülükten yana ne varsa göğüslerini gere gere, en yüksek perdeden haykırıyorlar. Peki ya hakkın, hayrın, adaletin, iffet ve hayanın temsilcileri?...