Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.20
Gram Altın
2996.46
BIST 100
9416.57
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 May 2019

Kötü bir şey yapmadık Sadece yuva kurduk

BİR küçük gelin vakası…

"Küçük yaşta evlendiğimizden dolayı eşim, babam ve kayınpederimi hapse attılar. Mağdur durumdayız şu anda. 14 yaşında evlendim, o zaman eşim de 17 yaşındaydı. Sevdik birbirimizi, kayınpederim ve babam da bizi dışarı atmadı, razı oldular. Elimiz kolumuz bağlı, ne yapacağız bilmiyorum. Sayın Cumhurbaşkanım size sesleniyorum; “artık iki tane çocuğum var. Evlendikten 7 sene sonra habersiz bir şekilde aniden alıp götürdüler eşimi, babamı ve kayınpederimi. Hiçbir şekilde haberimiz yok. Çok zor durumdayız, ne yapacağız bilmiyorum. Başımızda erkek kalmadı. Kayınpederim yok, kaynım Diyarbakır'da asker, kardeşim okuyor, annem kalp hastası, bize bakacak biri kalmadı. İçerideler, cezaları onanmış. Zor durumdayız, babalarımı ve eşimi istiyorum, adamsız kaldık, ben ve çocuklarım mağduruz, üç aile perişan bir hale geldik. Kötü bir şey yapmadık, sadece yuva kurduk. Allah rızası için mağduriyetimizi giderecek yasayı çıkarın” diye yetkililere feryat ediyor küçük gelin Y.K.

Mağduriyetler devam ediyor

2016 yılında CHP’li vekillerin de gündeme getirmesiyle, AK Parti’nin Meclis’e sunduğu erken evliliklere yönelik af düzenlemesi, kamuoyundan gelen tepkiler ve son anda muhalefetin de itiraz etmesi nedeniyle gündemden kaldırılmıştı. Ancak aradan geçen süre içinde erken yaşta yapılan evlilikler nedeniyle eşleri cezaevinde olan ailelerin mağduriyetleri artarak devam ediyor. AK Parti’nin bu konuda yeni bir düzenleme yapması bekleniyor. “Bir defaya mahsus” olmak üzere geriye dönük hazırlanacak yasal bir düzenlemeden 10 bin kişiden fazla insanın faydalanacağı ön görülüyor.

Büyük yaygara koparmışlardı

2016 yılındaki düzenlemeye karşı “AK Parti 5 yaşındaki kıza tecavüz edenlere, sapıklara af getiriyor” diye büyük kıyamet koparılmıştı ve kirli algı operasyonları yapılıyordu. Oysa yasa taslağında kapsam dışı bırakılan durumlar çok açık ve net bir biçimde ortaya konmuştu: “18 yaşını doldurmayan çocukların rızasına dayanmayan, tehditle, zorla, şantajla meydana gelen cinsel istismar yani tecavüz olaylarının failleri bu düzenlemeden resmi nikâh kıysalar dahi kesinlikle faydalanamayacaktı.” Yani ortada “rızaya dayalı, zorla olmayan” bir ilişki bulunmalı deniyordu.

İnkâr edilemez bir yara

Öfkelenebilirsiniz, kabullenmekte zorlanabilirsiniz, “ne evliliği kardeşim bunlar daha çocuk” diye çıkışabilirsiniz. Ancak Edirne’den Urfa’ya, Sinop’tan Aydın’a kadar çocuk yaşta evlilikler, çocuk yaşta kocaya kaçmalar, gerçek yaşı küçük kızlar; acı ama inkâr edilemez ve büyük mağduriyetler yaratıp, çözüm bekleyen bir vakıadır.

Evlenip de yaş küçüklüğü nedeniyle resmi nikâh kıyamayan birçok koca cezaevinde, dışarıda onların tahliyesini bekleyen binlerce kadın, onların da mağdur olan çocukları.

Medeni kanun çok açık

Belki de en çok zihin bulandıran, kirli algı ve siyasi operasyonlara konu yapılan husus “5-10 yaşlarındaki küçük çocukların kendi başlarına evliliğe rıza göstermeleri ne kadar sağlıklı ve vicdani olur?” şeklindeki çıkışlardır.

4721 sayılı Medeni Kanunumuzun 124 ve devamı maddelerinde erkek ve kadın ancak ailenin de rızasıyla 17 yaşını doldurarak; olağanüstü hallerde ve önemli sebeplerin varlığı halinde hâkim izniyle ancak 16 yaşını doldurarak resmi evlilik yapabilir. Yani 17 veya 18 yaşından gün almayan mağdur çocuklar baskıyla veya kendi rızaları olsa dahi yasal olarak evlenemezler ve suçun faili de af düzenlemesinden faydalanıp, cezadan kurtulamaz.

Yasa teklifinin sadece bir defaya mahsus ve geçmişe dönük olması, zamanaşımı süresi boyunca (yani en az 20 yıl) failin kusuruyla boşanma halinde cezaya kalınan yerden devam edilmesi imkânını da bünyesinde barındırırsa, affın kötüye kullanımı büyük oranda engellenir.

Hukukçu olarak önerilerimiz

*Failin kapsamı net ve ayrıntılı düzenlenmeli,

*Rızaya dayalı da olsa çocuk fuhşunun failleri, azmettirenleri, yardım edenleri kapsam dışında tutulmalı,

*İş bu düzenlemeden faydalanmak için resmi nikâh mutlaka bulunmalı,

*Hileli evliklere karşı beraber yaşama olgusu dava zamanaşımı boyunca denetime bağlanmalı, *Resmi nikâhı olmayan mağdurun, suçun faili ile evlenme noktasındaki hür iradesinin, mutlaka psikolog, pedagog gibi uzmanlarca hazırlanacak ayrıntılı bir rapordan sonra,“hâkim onayıyla kabul görmesi usulü” yasal güvence altına alınmalıdır.