Korsan yemin
Uzun süredir Harp okullarında İslami duyarlılığa sahip öğrencilerin arttığına dair menfi propagandalar vardı. İslam’a, Türkiye’nin milli birliğine karşı olanlar ve ülkeyi karıştırmak için her türlü fitneyi servis edenler bu konuyu kaşıdıkça kaşıyordu. Anlaşılan harp okulları da bazı yöneticiler bu algıyı kırmak için eskiden yapılan bir yemini tekrarlamayı planladı ve yeni mezun teğmenler de resmi törenin dışında kılıçlarını çekerek “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye başlayan ikinci bir yemin etti.
Türk devletlerinde bir gelenek vardır. Devlet başkanı
değiştikçe tüm yemin, merasim ve törenler onun adına yapılır. Cuma hutbeleri
onun adına okunur. Bu gelenek Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da uygulandı.
Ancak kendisini “Milli Şef” ilan eden İsmet İnönü Demokrat Parti iktidara gelip
kendi şefliği suya düşünce 1951’in Kasım ayında parti tüzüğüne koydurduğu bir
madde ile Atatürk’ü “Ebedi Şef” ilan etti.
Demokrat Parti de konuyu seviyeli tartışmalara açmak yerine
dünyada benzeri olmayan bir kanun çıkararak Atatürk’ü konunla korumaya aldı.
Kendi döneminde bile Atatürk’ü ilahlaştıran besleme yazar takımı zaten vardı.
Ölümünden sonra onu ölümsüz ilan ederek her şeyin onunla başladığını onunla
devem edeceğini tabu haline getirenler güruhu oluştu. Günümüzde de 1930’ların
Türkiye’sini hiçbir tartışmaya girmeden tabulaştıranlar var.
*
Sekiz yıl önce askeri okullar kapatılmış, eskiden geleneksel
olarak sürdürülen bir hayli alışkanlık değiştirilmişti. Askeri hastaneler bile
kapatılarak sivil kurumlara dönüştürülmüştü. Günümüzde çok da sağlıklı şekilde
hizmet veriyorlar. Ancak bir gerçek var ki, polis olsun, asker olsun silahı
kuşanan, makam ve mevki sahibi olanlar hemen kendini halktan, içinden çıktığı
insanlardan soyutlayarak üstün ve yöneten elit psikolojisine bürünüyor.
Bu anlayış yeni değil, Roma’da da vardı, Osmanlı’da da…
Yeniçeriler zorda kaldıkça kılıç zoruyla ya padişahı deviriyor ya vezirlerin
kellesini istiyorlardı. Bu kötü alışkanlık 27 Mayıs 1960 darbesi ile Türkiye
Cumhuriyeti’ne de bulaştı. Sonra da beli silah görenler, laikliği bahane ederek
dindarların canına ot tıkamaya başladı. Türkiye’de şu anda muhalefette olanlar
gerçekten ülkeyi yönetmeye talip olanlar değil. Onlar İslami anlayışa uygun
olan hiçbir şeyin yapılmasını istemiyor.
CHP’nin yeni başkanı Özgür Özel “Geçen seçimi (14-28 Mayıs
2023) kaybettik... Zira ‘CHP bu ülkeyi yönetebilir’ algısına seçmeni ikna
edemedik” diyor. Bunu da Kılıçdaroğlu’nun muhalefetteki irili ufaklı tüm
paydaşları bir araya getirmesine rağmen yapamadılar. Özgür Özel konuyu bilimsel
açıdan araştırıp, sebeplerini bulmaya çalışıyor. Ancak CHP örgütü kendi içinde
bin parça, kime dert anlatacak belli değil.
*
Teğmenlerin korsan yeminini bir darbe çağrışımı veya uyarısı
olarak algılamak doğru olmayabilir. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yeni
katılan genç teğmenlerin de bir kesim tarafından siyasi slogan haline getirilen
"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı yerine ülkenin milli birlik
ve bütünlüğünü anlatan ifadeler / sloganlar kullanmaları gerekirdi.
Bir konuyu da gözden uzak tutmamak lazım. Türk Silahlı
Kuvvetleri'nden atılan 25 bin subay ve assubaya karşı hala kendisini gizleyen
kripto FETÖ'cüler var. Ellerine fırsat geçtiği anda kendi geleceklerini
mahvetmek pahasına gözlerini kırpmadan aldıkları emirleri yerine getirirler.
Sivil siyasetin temel ilkelerinden biri ordunun siyasete
karışmamasıdır. Seçimle gelen Cumhurbaşkanı da ordunun baş komutanıdır. Genç
teğmenler o baş komutanın emrindedir. Geçmişte sık sık yaşanan darbe
çağrışımlarını siyasi literatürümüzden tamamen silmek için Atatürk'ü koruma
kanununu kaldırıp Cumhuriyet'in tüm dönemlerini seviyeli tartışmalara
açabilmeliyiz.