Dolar (USD)
34.34
Euro (EUR)
36.30
Gram Altın
2827.94
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Eylül 2024

Korsan yemin

Uzun süredir Harp okullarında İslami duyarlılığa sahip öğrencilerin arttığına dair menfi propagandalar vardı. İslam’a, Türkiye’nin milli birliğine karşı olanlar ve ülkeyi karıştırmak için her türlü fitneyi servis edenler bu konuyu kaşıdıkça kaşıyordu. Anlaşılan harp okulları da bazı yöneticiler bu algıyı kırmak için eskiden yapılan bir yemini tekrarlamayı planladı ve yeni mezun teğmenler de resmi törenin dışında kılıçlarını çekerek “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye başlayan ikinci bir yemin etti.

Türk devletlerinde bir gelenek vardır. Devlet başkanı değiştikçe tüm yemin, merasim ve törenler onun adına yapılır. Cuma hutbeleri onun adına okunur. Bu gelenek Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da uygulandı. Ancak kendisini “Milli Şef” ilan eden İsmet İnönü Demokrat Parti iktidara gelip kendi şefliği suya düşünce 1951’in Kasım ayında parti tüzüğüne koydurduğu bir madde ile Atatürk’ü “Ebedi Şef” ilan etti.

Demokrat Parti de konuyu seviyeli tartışmalara açmak yerine dünyada benzeri olmayan bir kanun çıkararak Atatürk’ü konunla korumaya aldı. Kendi döneminde bile Atatürk’ü ilahlaştıran besleme yazar takımı zaten vardı. Ölümünden sonra onu ölümsüz ilan ederek her şeyin onunla başladığını onunla devem edeceğini tabu haline getirenler güruhu oluştu. Günümüzde de 1930’ların Türkiye’sini hiçbir tartışmaya girmeden tabulaştıranlar var.

*

Sekiz yıl önce askeri okullar kapatılmış, eskiden geleneksel olarak sürdürülen bir hayli alışkanlık değiştirilmişti. Askeri hastaneler bile kapatılarak sivil kurumlara dönüştürülmüştü. Günümüzde çok da sağlıklı şekilde hizmet veriyorlar. Ancak bir gerçek var ki, polis olsun, asker olsun silahı kuşanan, makam ve mevki sahibi olanlar hemen kendini halktan, içinden çıktığı insanlardan soyutlayarak üstün ve yöneten elit psikolojisine bürünüyor.

Bu anlayış yeni değil, Roma’da da vardı, Osmanlı’da da… Yeniçeriler zorda kaldıkça kılıç zoruyla ya padişahı deviriyor ya vezirlerin kellesini istiyorlardı. Bu kötü alışkanlık 27 Mayıs 1960 darbesi ile Türkiye Cumhuriyeti’ne de bulaştı. Sonra da beli silah görenler, laikliği bahane ederek dindarların canına ot tıkamaya başladı. Türkiye’de şu anda muhalefette olanlar gerçekten ülkeyi yönetmeye talip olanlar değil. Onlar İslami anlayışa uygun olan hiçbir şeyin yapılmasını istemiyor.

CHP’nin yeni başkanı Özgür Özel “Geçen seçimi (14-28 Mayıs 2023) kaybettik... Zira ‘CHP bu ülkeyi yönetebilir’ algısına seçmeni ikna edemedik” diyor. Bunu da Kılıçdaroğlu’nun muhalefetteki irili ufaklı tüm paydaşları bir araya getirmesine rağmen yapamadılar. Özgür Özel konuyu bilimsel açıdan araştırıp, sebeplerini bulmaya çalışıyor. Ancak CHP örgütü kendi içinde bin parça, kime dert anlatacak belli değil.

*

Teğmenlerin korsan yeminini bir darbe çağrışımı veya uyarısı olarak algılamak doğru olmayabilir. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yeni katılan genç teğmenlerin de bir kesim tarafından siyasi slogan haline getirilen "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı yerine ülkenin milli birlik ve bütünlüğünü anlatan ifadeler / sloganlar kullanmaları gerekirdi.

Bir konuyu da gözden uzak tutmamak lazım. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden atılan 25 bin subay ve assubaya karşı hala kendisini gizleyen kripto FETÖ'cüler var. Ellerine fırsat geçtiği anda kendi geleceklerini mahvetmek pahasına gözlerini kırpmadan aldıkları emirleri yerine getirirler.

Sivil siyasetin temel ilkelerinden biri ordunun siyasete karışmamasıdır. Seçimle gelen Cumhurbaşkanı da ordunun baş komutanıdır. Genç teğmenler o baş komutanın emrindedir. Geçmişte sık sık yaşanan darbe çağrışımlarını siyasi literatürümüzden tamamen silmek için Atatürk'ü koruma kanununu kaldırıp Cumhuriyet'in tüm dönemlerini seviyeli tartışmalara açabilmeliyiz.