Koronavirüsün öğrettikleri
Sadece ülkemiz değil bütün dünya koronavirüs salgını (pandemisi) ile mücadele ediyor. Özellikle Çin, İtalya, Fransa ve İran başta olmak üzere birçok ülke perişan durumdalar. Artık her devlet gereken tedbirleri hızlıca ve etraflıca almaya çalışıyor. En kısa gecikme bile telafisi zor mağduriyetlere, zararlara, bulaşma ve ölümlere yol açıyor. Çünkü bu salgının diğer virütik salgınlardan önemli bazı farkları var: Vaka ve ölüm sayısı olarak hızla, adeta jet hızıyla yayılması. Çabuk enfekte olunabilmesi. Öldürücülük katsayısının yüksek oluşu da bir başka ürküten özelliği.
Çok şükür Türkiye yapılması gerekenleri hızlıca karar alarak ve anında uygulamaya geçilerek yerine getirdi, getiriyor. Böylelikle inşallah bu salgını en az zararla atlatacağız. Başta Sağlık Bakanımız olmak üzere yetkililere teşekkürü borç biliriz.
Ancak bu rahatsızlık aynı zamanda bizlere pek çok şey öğretti, adeta dersler verdi:
*Temizlik ve hijyen kurallarına titizlikle uymalıyız. Ellerimizi sabunu köpürterek sıkça yıkamalıyız.
*Evlerimizi ve odalarımızı sık havalandırmalıyız.
*Durum onu gösteriyor ki bundan sonra bulaşıcı koronavirüs benzeri salgınlar tekrarlayabilecek ve bizler sürekli teyakkuzda olmak zorunda olacağız.
*Vücudumuzun savunma sistemini korumaya yönelik gıdalara, tedbirlere önem vereceğiz.
*İnsanoğlunun rahatsızlıkları önleme ve yenme gibi iddialarının bir yere kadar olduğu da bir gerçek. Hele 20. Yüzyılın başlarında özellikle tifo, kolera, veba, sıtma benzeri rahatsızlıklar oldukça gerileyince, ‘Artık hastalıklar bitecek. Hatta insanlar yüzyılın üzerinde yaşayacak.’ gibi sözler ileri sürülür olmuştu. Koronavirüs olayında görüldüğü gibi gözle görülmeyen mikroskobik canlılar insanı yere serebildiği anlaşıldı. Ancak bir kere daha görülüyor ki hastalıklar şekil değiştirerek de olsa yeryüzünde muhakkak olacak, hepimize dünyanın faniliğini ve insanın acizliğini hatırlatacak.