Korona ve yine muhalefet

Muhalefet derken sadece AK Parti dışındaki siyasileri kast etmedim. Bugünkü iktidara karşı olan tüm parti ve gruplardan söz ediyorum. Tabi hepsini genellemenin doğru olmadığını da muhakkak belirtmeliyim. Pek çok kişi ve grup, şu an ülkemizi idare eden yönetimi desteklemese de korona virüs gibi ciddi ve ülkemizi tehdit altına alan salgın karşısında makul hareket ediyor, bir ve beraber olmanın gereklerini fazlasıyla yerine getiriyor. Ama maalesef kişi, medya veya parti olarak her oluşum için aynı şeyi söyleyemeyiz.

Aslında bütün gelişmiş ülkelerde iktidar-muhalefet el ele vermiş, salgınla mücadele ediyor. Oralarda çatlak ses duymak bir yana topyekûn önlemlere katkıda bulunuluyor.

Türkiye’de ise inanılmaz bir çarpıklık hüküm sürüyor: Devletimiz ne karar aldıysa eleştiriliyor, kötüleniyor. İşin ilginç yanı ya yetersiz görülüyor veya gereksiz olarak damgalanıyor. Yani niyetleri yol göstermek değil. Amaçları ise salgınla mücadele yerine tedbirlerin etkisini azaltmak, vatandaşın kafasını karıştırmak.

Bunu son 2 günlük sokağa çıkma yasağına karşı verilen tavır ve tepkide bir kere daha yaşadık. Önceleri ‘sokağa çıkılması engellensin’ diyenler bu defa ‘niçin sokağa çıkamıyoruz?’ demeye başladılar. Daha sonra da maalesef bu şeklide yasak kararı alınan bütün ülkelerde olan ve olmaması gereken 2 saatlik kargaşayı dillerine doladılar. Sanki Nasrettin Hoca’nın dediği gibi ‘hiç mi hırsızın suçu yok’ diyemediler. Yani o sorumsuz ve özensiz vatandaşlarımızın hatasını hükümetimize yüklediler.

Buna rağmen İç İşleri Bakanımız Süleyman Soylu hatayı üzerine aldı ve istifasını sundu. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız kendisinden beklenilen ince ve nazik hareketi gösterdi, istifayı kabul etmedi. Teşekkür ediyoruz.

Yapılacak olan tüm Avrupa ülkelerinde ve ABD’de olduğu gibi hep beraber yasaklara uyarak, bilinen kurallara uymaya özen göstererek en az zararla bu afatı atlatmamız.

Rabbimden duamız; kesinlikle tüm insanlarımıza yapıcı akıl fikir basiret vermesi…