Korona test sonucum Pozitif çıktı…
Evin bazı ihtiyaçlarını karşılamak üzere semt pazarına gittim. Ağzıma maske, ellerime eldiven de takmış, sözde kendimi güven altına almaya çalışır bir haldeydim.
Oldukça kalabalıktı; maske takmayan bir sürü insan vardı pazarda. Korumasız bir halde oldukça rahat tavırlarla alışveriş yapmalarını görünce tedirgin olmaya başladım. Hele meyve alırken, reyonda yanımdan gelen yaşlı bir amcanın derin derin çektiği cigarayı gayret rahat tavırlarla yüzüme doğru üfürmesi beni çok rahatsız etse de, yaşına hürmeten pek sesimi çıkarmadan hızlıca oradan uzaklaştım. Yeşillik alırken yanıma gelip alış veriş yapan maskesiz yaşlı teyzenin öksürüp aksırıp tüm yeşillikleri küçük su damlacıklarıyla sulandırması sonucu “eyvah!” diyerek panik bir halde hızlı adımlarla orayı da terk ettim.
Manavdan alışveriş yapmak yerine semt pazarına gittiğime bin pişman bir halde alışverişi yarıda kesip tedirgin ve kaygılı bir şekilde kendimi eve attım. Evde yaşlı anne ve babam olması nedeni ile kendimi onlardan uzak tutarak poşetleri balkona bırakıp odama, inzivaya çekildim. Yemeklerimi, içeceklerimi dahi ayrı yiyor, kronik rahatsızlıkları olduğu için onlarla bir araya gelmemeye özen gösteriyordum. Sehpanın üzerine koyulan yemeği alıp odada yiyor, kirli bulaşıkları tekrar sehpanın üzerine bırakıyordum. Yaklaşık bir hafta birbirimizi hiç görmedik; sosyal izolasyon kurallarını evde uygulamaya, kendimi yaşlı anne ve babamdan uzak tutmaya çalıştım. Can sıkıcı bir haftaydı; odadan dışarı çıkmıyor, sürekli kitap okuyor, kültürlenmeye çalışıyordum.
Derken hafiften baş ağrısı başladı. İlerleyen günlerde de kuru bir öksürük ortaya çıkınca hastahaneye test yaptırmaya gittim. Boğazımdan sürüntü aldılar ve PCR sonuçlarına baktırdılar. Semptomlar Korona virüs belirtileri gösterdiği için de yatışımı yaptırdılar. Benim için artık tehlike sinyalleri çalmaya başlamıştı. Kit sonuçlarını beklerken büyük bir endişe içerisindeydim. Acaba ölecek miyim, iyileşecek miyim? gibi sorular aklımdan eksik olmuyordu… O sırada ünlü Profesör Cemil Taşçıoğlu Hoca’nın vefat ettiğini görünce endişem daha da artmaya başladı.
Çaresizlik içerisinde kit sonuçlarını beklerken artık nefes almakta da zorlandığımı gördüm. Bedenimde büyük bir ateş, kuru bir öksürük ve nefes darlığı… Sanırım semt pazarına giderken virüsü kapmışım. O kadar pişman oldum ki oraya gittiğime! Keşke gitmeseydim diye kendime kızmaya başladım. O kadar dikkat etmeme rağmen tüm bunlar nasıl başıma gelebiliyor? Sanırım sakınılan göze çöp batar misali tüm bu başıma gelenler…
Gün geçtikçe ateşim artıyor, öksürüğüm durmuyor, solunum yolunda güçlük çekmeye başlıyordum. Hayatımda hiç böyle bir rahatsızlık hiç görmedim, dayanılması oldukça zor bir durum. Ölümle burun buruna gelmiş durumdayım. Her an aldığım nefesi bir daha vermeyecek duruma gelebilir, gözlerimi bu hayata yumabilirim… Test sonucunun pozitif çıktığını öğrenince artık hayata farklı bakmaya başladım. Her şey gözümde gelip geçici olmaya başladı; kendim bile... Bu dünyaya geldiğim gibi her an gözlerimi yumup bu dünyadan göçüp gidebilirim nitekim…
Çaresizliğimi, acizliğimi hissedince ellerimi semaya açıp, ağlamaya başladım.
Dizlerim karnıma çekilmiş, iki büklüm olmuş, kan ter içinde, sırılsıklam bir halde annemin “Oğlum bugün işe gitmeyecek misin?” sesiyle irkildiğimde yaptığım ilk şey etrafa bakmak oldu. Evde miyim hastanede mi? Yaşadıklarım gerçek miydi yoksa bir rüya mı? Derin bir oh çekerek anneme sarılmaya ellerinden öpmeye yelteneceğim sırada, üç beş adım geriye kaçıp “Sosyal izolasyon var, yaklaşmayalım oğlum” diyerek uyardı. O sırada yaşadıklarımın gerçek olmadığını anlayıp, rabbime şükrettim. Aman Allah’ım; Rüyalarıma kadar giren bu Korona virüs olayının ne kadar da etkisinde kalmışım meğer?
Evet, benim yaşadıklarım bir kurgu ama toplumda gördüğüm o kadar çok Koronafobi insanlar var ki; korkup, panikleyip, hayatı kendine zindana çeviren… Tedbirli olmak, önlem almak yerine işi haddinden fazla bir noktaya götürüp hayatın çekilmez hale getirenler var. Koronadan olmazsa da neredeyse panikten, korkudan kalpten gidecek, ölecek insanlarımız var. Bu açıdan Sağlık Bakanlığının kuracağı Toplum Bilimi Kurulu son derece önemli ve topluma bir an evvel moral ve motive edici tedbirlerde açıklamalarda bulunmak üzere çalışmalarına başlamalılar.
Sağlıklı günler dilerim sevgili dostlar. Paniğe hiç gerek yok…