Korona Öncesi ve Sonrası Düzen
İçinden geçtiğimiz süreç tarihin önemli bir kırılma noktasını oluşturuyor. Soğuk Savaş sonrası dünya siyasi ve iktisadi dengesini oturtamadığı için geçen 30 yıllık süreçte kaos, terör ve iç savaşlar yaşandı.
SSCB’nin yıkılmasıyla birlikte ABD dünyanın tek süper gücü haline gelmiş, çok uluslu şirketlerle birlikte dünyayı hegemonya altına almıştı. Çok uluslu şirketler maliyet avantajı elde etmek için üretimlerini Çin’e kaydırmış ve böylece Çin dünya üretim merkezi haline gelmişti.
ABD içinden çıkan milliyetçi bir grup çok uluslu şirketlerin aşırı güç sahibi olmasına karşı çıkmaya başladı ve ABD içinde başlayan küreselci milliyetçi çatışmasının etkisi tüm dünyaya yayılmıştı.
2008 krizi sonrasında dünya genelinde artan korumacı politikalar ile birlikte dünya yeni bir doğrultuya evrilmiş korumacı politikalar ticaret savaşlarına kadar dönüşmüştü.
Ancak bugün gelinen noktada dünya büyük bir salgın ile mücadele ederken büyük bir ekonomik krizin de ilk işaretleri geliyor.
Dünyanın birçok ülkesinde borsalar tepetaklak olurken hükümetler birbiri ardına ekonomilerini kurtarma paketleri açıklıyor. Dünya üretim merkezi haline gelen Çin uzun bir süre üretime geçemedi, ürün tedariki sağlama konusunda ciddi problemler yaşadı.
Bugünkü tabloya bakıldığında salgının merkezi üssü Avrupa ve Amerika olmuş ve dünyanın en büyük pazarı olan Avrupa ve Amerika’da salgının yayılmasıyla birlikte talep azalmış ve arz şokunun ardından talep şoku yaşanmıştır.
Ekonomide yaşanan türbülansın bir diğer önemli nokta da petrol fiyatlarındaki ani düşüştür. Petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşle birlikte Rusya, İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Bahreyn gibi ana gelirleri petrol gelirleri olan ülkelerin ekonomileri de ciddi bir daralmaya girecektir. Elbette sadece petrol fiyatlarındaki düşüşten değil aynı zamanda petrole olan talebin de azalmasından kaynaklı bir gelir kaybı yaşayacaklardır.
Gerek üretimin gerekse tüketimin ani bir şekilde azalması, petrol fiyatlarının hızla düşmesi, finansal piyasalarda ani düşüşler yaşanması şimdiye kadar yaşanan hiçbir krize benzemeyen bir kriz ile karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor.
Bu sürecin ne kadar süreceğinin bilinmemesi krizi derinleştiren en önemli faktör olarak karşımızda duruyor.
Tüm bu yaşananları bir bütün hainde düşündüğümüz zaman Covid19 adı verilen bu virüsün küresel siyasi, iktisadi sistemde köklü bir değişime neden olacağı beklenmektedir.
Aşırı küreselleşmenin bir neticesi olarak hızla yayılan virüs sebebiyle bundan sonraki süreçte daha kapalı bir hale dönüşebilir.
Virüsün yurt dışından gelmesiyle birlikte yerli üretimlere olan talep artış göstermeye başlamıştır. Bu durum gelecekte yerli üretimin önemini daha fazla artıracak gibi görünüyor. Yerli üretimlerin hızla önem kazandığı bu dönemde çok uluslu şirketlerin gelirleri azalırken güçlerinin de azalması beklenebilir. Nitekim en önemli gelirleri petrol olan çok uluslu şirketler şimdiden ciddi gelir kaybına uğramaya başladı. Tabi zincirleme olarak bankalar ve finans kurumları da aynı şekilde gelir kaybına uğramaya başladı.
Suudi Arabistan, BAE, İtalya, İspanya gibi ülkelerin turizm gelirlerinde de ciddi bir azalma olmasıyla birlikte ikinci bir ekonomik problem olarak karşılarına çıkmaktadır. Şu an alınan önlemlere bakıldığı zaman öncelikle firmaların kapanmasını engellemek ve istihdamı korumak amacı güttüğü görülmektedir. Ancak sürecin uzaması halinde kriz giderek daha derin bir hal alacaktır.
Artan işsizlik hâlihazırda azalan talebi daha fazla daralacak, bu durum üretimin de azalmasına neden olacaktır. Azalan üretim ile birlikte işçi çıkarmalar artacak ve bu durum kısır döngüye girecektir.
Salgının Avrupa ülkelerinde hızla yayılması ve Avrupa ülkelerinin birbirlerine yardım etmemesi AB içinde kaynamalara neden olacak, BREXIT süreciyle birlikte bir dağılma sürecine götürebilecektir. Aynı şekilde salgının ABD’de hızla yayılması üretimin ve dolayısıyla işsizliğin artmasına neden olurken her bir eyalet ayrı bir ülke olma talebini gündeme getirebilir.
Aşırı küreselleşmeden dolayı hızla yayılan virüs ülkelerin daha içe kapalı bir hale dönüşmesine neden olacak gibi görünüyor. Bu durum siyasi ve ekonomik yapıda da kırılmalara neden olacaktır. Küreselleşmenin giderek azaldığı dünyada kitlesel üretim yerini daha küçük üretim tesislerine bırakabilir.
Dünyanın fay hattı adeta tek seferde boydan boya kırılıyor gibi görünüyor. Gelecek giderek belirsizleşiyor. Evde kaldığımız süreçte kendimizi geliştirmek için çalışmalıyız. Evden çıktığımızda nasıl bir dünya bizi bekliyor olacak bilmiyoruz. Ancak bilgi daima güçtür!