Korona ile ''Yeni Dünya Tasarımı''
Her krizin kargaşa, karmaşa ve daha büyük kaos ihtimali olduğu gibi yeni bir düzen kurma fırsatı da var. Bu bağlamda korona ya dünyaya yeni bir düzen verecek ya da daha düzensiz ve daha fena olacağız. Kesin olan bir şey var ki, dünya eski normalinde olmayacaktır. Her iki ihtimalin de domino etkisi yapacağı da kesin...
‘Pandemi dönemi’ atlatıldıktan sonra neler olabileceğini göreceğiz ancak ben dünyanın daha iyi bir tasarıma ulaşabileceğini, ders alınabilirse bu büyük sıkıntıdan hayır doğabileceğini, iyilerin daha çok sorumluluk alabileceğini düşünüyorum. En azından ben böyle ümit ediyorum. Bu tür dönemler iyiler için bir imtihan, kötüler içinse musibet ve bela olarak algılanmalıdır.
Süreci okuma adına dünyanın düzen değiştirme dönemlerine bir iki örnek verelim...
İkinci Dünya Savaşı
Sonuçları itibariyle 2. Dünya savaşı, ABD ve Sovyetler Birliği diye iki kutuplu bir dünyayı, “Yeni Dünya Düzenini” var etti.
Ayrıca o dönem dünyanın hâkim gücü İngiltere ve sömürgecilik güç kaybetti. Milli bağımsızlık hareketleri ve savaşı topraklarında görmeyen ABD ve Kapitalist sistem güç kazandı. Dolar dünyada tek geçerli para oldu.
Türkiye, Sovyetler tehdidine karşılık Batı blokuna alındı. NATO’ya dâhil edilmiş oldu.
11 Eylül saldırıları
Amaçlanan sömürge düzeni ağının genişletilmesidir. Daha çok güç devşirmek ve güç kaymalarıdır. Müslüman dünyanın yeniden dizayndır. Bu nedenle Irak, Afganistan, Libya, Suriye ve birçok ülke ya işgal edildi ya da haritalar değiştirildi.
Peki, dünya kamuoyu işgallere nasıl ikna edildi?
“Dünya, İslami Terör saldırı tehdidi altındadır” yalanı ile iknaya zorlandı ve işgal nedenlerine meşruiyet kazandırıldı. Bu hatırlatmalardan sonra şu soruyu soralım. Corona ne getirip ne götürecek ve hayatımızda neler değişecektir?
Onların bir planı varsa Allah’ın da bir planı var. Allah sürekli tarihe müdahale ediyor. Hiç bir şey onun bilgisi ve yetkisi dışında olmuyor. O her şeye muktedirdir.
İnsanın her şeye muktedir ve güç sahibi olduğu balonu patlamış oldu. İnsan sürekli haddini bilme ve kul olma gerçeğiyle yüzleşiyor. O çok güçlü görünenlerin çok aciz ve çaresiz oldukları net görülmüştür…
Koronadan sonra umudum; birey vicdanı, duyarlı kamuyu örgütlenmesiyle toplumsal vicdana dönüşebileceğidir. Dünyada kolektif merhametliler hareketi başlayabilir diye düşünüyorum.
Aşırı tüketim ve ihtiyaçtan fazlasını biriktirme alışkanlıkları hız kesebilir. Böylece kanaatkârlığın ve azla yetinmenin lezzetine varılabiliriz. Tüketim toplumunun daha az şeyle daha çok mutlu olabilmeye ne çok ihtiyacı var. Bir elbiseyi daha uzun süre kullanabilir bundan da mutlu olabiliriz.
Zorunlu girdiğimiz evin tadına varabiliriz. Kitap okumanın, evde yemek yapmanın, çocuklarımıza daha çok vakit ayırmanın fırsatını, dahası aile olma fırsatını yakalayıp mutlu yaşamanın tadına varabiliriz. Bütün bunları hayatı üreten, iyi ve güzel şekil veren ilmi ve bilimi yeniden ahlakla buluşturabilirsek başlayabiliriz.
Ne demek istiyorum?
İnsanlık yenide hikmetle ve merhametle buluşabilirse, mutlu yaşama kavuşabiliriz.
Kopan aile ilişkilerini yeniden kurabilir, birbirimizi tanıma fırsatını yakalayabiliriz. Böylece evde mutlu olma fırsatı yakalandığında, toplumsal toparlanma fırsatı da yakalanmış olacaktır. Daha çok evde vakit geçirme daha çok aileye vakit ayırmakla toplumsal mutluluk gelecektir.
Anne baba olmanın lezzetine varılabilirse, kadının eve dönme süreci olabilir. Bakıcılara, kreşlere talep azalması yaşanabilir. Büyükleri hatırlama fırsatıyla düşkünlerin, ihtiyarların bakım evlerinden evlere dönüşü başlayabilir. Bu nedenle bu musibetten hayır çıkacağını, insanlığın yeniden ahlak ve değerlerde toparlanma fırsatı yakalayabileceğini düşünüyorum.
Artık hiç kimse sorumsuzluk, başıboşluk ve günahlarıyla kolay kolay yükselemeyecek ve çok kolay rağbet görmeyecektir de…
Velhasıl...
Geleceğin alacağı şekil iki ihtimale bağlıdır. Ya iyiler kazanacak ya da kötüler hüküm sürmeye devam edecektir. Ben dünyanın yeni tasarımında iyilerin daha etkin ve önde olacağını ancak kötülerin de boş durmayacağını düşünüyorum.